Çocuk Evlerinden Ayrılan Gençlerin Yaşadığı Sorunlar ve Koruma Sisteminin İşleyişi
Koruma altındaki çocukların kurumdan ayrıldıktan sonraki yaşamlarında karşılaştıkları toplumsal, ekonomik ve psikolojik sorunlar ele alınıyor. Çocuk evleri sisteminin işleyişi, yasal dayanaklar ve çözüm önerileri detaylı biçimde inceleniyor.
Slayt İçerikleri
ÇOCUK EVLERİNDEN
AYRILANLARIN SORUNLARI VE SİSTEMİN İŞLEYİŞİ Caferi Tayyar İĞDİR SHM MÜDÜRÜ
ÇES VE ÇOCUK EVLERİ
• 0-18 yaş Grubu çocuklarından: • Korunmaya ihtiyacı olan: Bedensel,zihinsel,ahlaki,sosyal ve duygusal gelişimi ile kişisel Güvenliği tehlikede olan , • ihmal ve istismar edilen yada • suç mağduru Çocukların bakımlarının yapıldığı yerlerdir.
• ASHB Çocuk evleri ve ÇES’ler çocuk ve gençlerin
yetiştirmeleri ya da toplumsallaştırmaları için hangi şartları sağlamaktadır. • ÇES’ler toplumsallaşma süreci açısından gençlere ne tür somut fırsatlar sunmaktadır. • ÇES’lerde, evlerde öne çıkan yetiştirme anlayışı hangi nitelikleri içermektedir.
• Belirli toplumsal çevreden gelen ve belirli nedenlerle
yÇES’lerde kalan gençlerin; geldikleri toplumsal çevre ile ya da aileleri ile yurt yaşamı içinde ve yurdun toplumsal çevresiyle ilişkilerin niteliği nedir? • Çocuklar ÇES’lerde ne yönde yetiştirilmektedir? • Çocukların toplumsallaşma süreci içinde belirginleşen gelecek beklentileri,umutları toplumsal değerleri ve kişilik eğilimleri ne yönde oluşmaktadır?
AMAÇ
• Çocukların toplumsal ilişkiler sistemi içindeki konumları,çocukların ÇES sürecinde bireysel olarak gelişme düzeyi,etkin olarak toplumsal yaşama katılma eğilimleri ve bu bütünlük içinde toplumun korunmaya ihtiyacı olan gençlere yaklaşımın boyutlarını belirleme
KORUNMAYA İHTİYAÇLIK SORUNUN BOYUTLARI
1)Yapısal nitelikler, 2) Aile yapısı • Yapısal nitelikler: • Türkiye'nin ekonomik ve sosyal yaşamdaki hızlı değişimler, • Kentleşme ve sanayileşme sürecinin aile kurumunda meydana getirdiği köklü değişmeler ve nüfus artışı nedeni ile çocukların korunması konusu, en önemli toplumsal sorunlardan biridir.
• Korunmaya ihtiyaçlık olan kesimler,kırsal ve kentsel
yerleşim birimlerini kapsayan bütünlükte,kırsal alandan kentsel alana doğru yönelen ‘Yatay hareketlilik’ içinde düşünmek gerekir.kırsal alandaki yapısal dönüşüm süreci ve kentsel alanlara doğru oluşan göç olgusu muhtaçlık sorununun yapısal nedenlerini ortaya çıkarır.
•
1. 2. 3. Kırsal alanda yapısal dönüşüm Tarımsal üretimde teknolojik değişimler Mülkiyetteki farklılaşmalar Kırsal alanda yaşanılan bu dönüşümler,yapısal olarak işsiz,topraksız,gelirsiz ve her yönden korunmaya ihtiyaç kesimleri üretir.
Aile yapısına ilişkin nitelikler
• Tarımsal üretim yapısının,toprak mülkiyetinin ve tarımsal işletme yapısının değişmesi ile aile çok yönlü olarak bu değişmelerden etkilenmektedir.Değişme sürecinde olan aile toplumsal ve ekonomik yönden korunma ihtiyacı içindedir.Korunmaya ihtiyacı olan çocuklar bu aile yapıları içinde üretilir
• Koruma kararı veya bakım tedbiri sorununu doğuran temel
etmen ailenin ekonomik koşullarıdır.Ailenin ekonomik koşulları,anne-babanın eğitim düzeyi,mesleki durumlarıyla ve çalıştıkları işlerle ilgilidir. • Ailenin demografik nitelikleri,anne ve babanın medeni durumları ile hayatta olma durumları sorunun parcasıdır.
• Anne ve babanın çocuk yetiştirme anlayışı,çocuğa yönelik
değerler,tutumlar ve somutlaşan davranışlar da çocuğun koruma kararı alınmasına neden olan etkenlerdir. • Aile yapısı içinde,anne babanın çocuğa yönelik olumsuz tutumları,kötü yola yönlendirme eğilimleri,anne ve babanın suç işlemiş olmaları, yanlış yolda olmaları koruma kararı alınmasına neden olan etkenlerdir.
ÇES’LERE GİRİŞLE BİRLİKTE SORUNLAR
BAŞLIYOR. 1. Çocuğun ailesi ile olan temel ilişkilerin kesilmesi, 2. Geçici de olsa anne-baba modellerinden yoksun kalışı,bu yoksun kalış ileriki ruhsal gelişim ve sosyal ilişkilerde bakımından sorun olmaktadır.
ÇES’LERDE YETİŞME SÜREÇLERİ
1. Kurum bakımı sırasında çocuğun aile üyeleri ve akrabaları ile temaslarının devamı gözetilmeli, 2. Personelin,çocukların tek,tek ilişki kurabileceği şekilde ayarlanması,Her çocuğun yakından tanıdığı ve kendisini gerçekten iyi tanıyan bir büyüğün sürekli ilgisine ihtiyacı vardır.
3.Çocuğun evden ayrılığına önceden uygun şekilde
hazırlanması 4.Kurum ilişkili diğer örgütlerle temas ve işbirliği içinde olmalıdır. 5.Kurum içinde bulunduğu toplumun bütünleşmiş bir parçası olmalı. 6.Kurum hizmetlerini değerlendirecek araştırmaları yapmak,sorunlara neden olan kurum dışı toplumsal koşullarda gerekli değişimler içinde öneriler ortaya koymalıdır.(yönetim ve uygulama adeta sadece gelenek,görenek ve bürokratik kurallara dayalı yapılmakta,değişmeye kapalı kalınmaktadır.)
7.Kurumda ki bütün işleyişler kurumun ihtiyaçlarından önce
çocukların ihtiyaçlarının birbiri ile bütünleşmesi,ekip halinde çalışma:çocukların birbiri ile olan etkileşiminin rastlantılara bırakılmaması ve ihtiyaçlarına uygun biçimde düzenlenmesi. 8.Kurumdaki havanın sevimsiz ve resmi değil aile yaşantısı gibi yakın ve sıcak olmasına çalışılması gibi hususlarda çocukların gelişimini ve sorunlarının çözümünü doğrudan etkileyecek tedbirler olarak gerçekleştirilmelidir.
9.Kurum içi ilişkilerin düzenlenmesi,
Kurumda aile ortamının yaratılması, Çocukların gereksinmelerine öncelik verilmesini,personelçocuklar arasındaki ilişkilerin düzenlenmesi ve kurumda görevli elamanlar arasında bütünleşme ve ekip çalışmasını içermelidir. 10.ÇES’lerde toplumsal işlevinin önce kurum içi ilişkiler açısından ele alınması temel noktadır.
11.ÇES yaşamı güvenli bir ortam içine sokulmalıdır.
12.Çocuk eğitimi,yönetici-personel ilişkileri karşılıklı anlayış içinde geliştirilmelidir.Çocukların ÇES yaşamına katılımları yönlendirilmelidir. 13.ÇES toplumdaki değişme-gelişmeleri yakından izlemelidir. 14.Çocukların yeteneklerini ortaya koyacak ve geliştirecek koşulların yaratılması temel işlev olmalıdır.
15.Çocukların psikolojik yönlerini geliştirmek,estetik ve
sanatsal ilgilerini artırmak toplumsallaştırma sürecinin önemli noktalarından biridir. 16.Toplumun hukuku,adetleri,gelenekleri, değerleri,dini,ahlakı,siyaseti konusunda çocuklara gerekli rehberliklerde bulunulmalıdır. 17.Kurum bakımında Çocukların kişiliğinin tam ve uyumlu olarak gelişebilmesi için sevgi ve anlayışa ihtiyaçları vardır. 18.Çocuklar maddi ve manevi güvenlik duyguları içinde büyütülmelidir.
19.Bakım modelleri yoluyla,genel kültürünü
artıracak,yeteneklerini,değerlerini,toplumsal sorumluluklarını fırsat eşitliği içinde geliştirilmesine elverecek ve topluma yararlı insanlar olmasını sağlayacak bir eğitim verilmelidir. 20. Çocuklar anlayış,hoşgörü,insanlar arasında dostluk,barış ve evrensel kardeşlik ruhuyla büyütülmeli ve tüm enerji ve yeteneklerini insanlığın yararına sunması gerektiği bilinci verilmelidir.
21.Kurum bakımında çocuklar katılımcı olmalıdırlar.izlenecek
programların uygulanmasında ve değerlendirilmesinde çocuklar katılmalıdır.Bu yolla çocuklar gelişme ve yetişme sorunlarının çözümüne kendi katılımları sağlanmalı ve bakım sonrasında sürecek yaşamlarında topluma katılımları için temeller atılmalıdır. 22.Çocuklara barış,arkadaşlık,işbirliği ve karşılıklı anlayış gibi temel konularda eğitilmeli ve bu değerleri toplumun ve insanlığın refahı için kullanma ve geliştirme anlayışı verilmelidir.
ÇES’LERDE TOPLUSALLAŞMA
Aile yapısı ve aile ile ilişkiler, akraba ve komşuluk ilişkileri, ÇES yaşamında arkadaşlık ilişkileri, ÇES yaşamında kitle iletişim araçlarından yararlanma imkanları, ÇES’lerin toplumsal çevresi ile ilişkileri ve gençlerin okulla ilişkileri olarak ele alınmalıdır. ÇES, toplumsal işlevleriyle bu düzeylerdeki ilişkileri belirleyici niteliktedir. ÇES’lerde yetişen gençlerin toplumsallaşmasında bu etmenlerin yeri belirlenmeli ve geliştirilmelidir. Çünkü gençlerin gelecek beklentileri,değerleri ve kişilik eğilimleri bu süreç içinde gelişir.
REŞİT OLARAK AYRILDIKTAN SONRAKİ
YAŞAM • Çocuk koruma kanunu ve çocuk esirgeme kanunu sistemi içinde yetişen bireyin,reşit olarak ayrıldıktan sonraki toplumsal yaşam niteliği yetiştirme düzeninin somut bir göstergesidir.Dolaysıyla reşit olarak ayrılan bireyin yaşam niteliği incelenerek bakım sisteminin verimliliğinin irdelenmesi ve eksikliklerin tespit edilmesi gerek.
• Bakım hizmetlerinin nitelik sorunlarının tespiti,
reşit olarak ÇES’ten ayrılan bireyin niteliği ve kavuştuğu yaşamın niteliği ele alınmalı
• Koruma sistemi ile ilgili yasa ve
politikalar,yönetmenlikler,genelgeler kurumlarda yetiştirilecek çocukların niteliği ve kurum sonrası yaşamla ilgili çeşitli hükümler ve kararlar bulunmaktadır. Bunların uygulanabilirliği ölçüleri ve sonuçları tespit edilmeli. • ÇES’te yetişen bireyin ÇES sonrasında kavuştuğu yaşamın niteliği yasaların ve politikaların gerçekleşme düzeyinin bir göstergesidir.
• TC Anayasanın 61 maddesi:Devlet, korunmaya muhtaç
çocukların topluma kazandırılması için her türlü tedbiri alır.Bu amaçlarla gerekli teşkilat ve tesisleri kurar veya kurdurur. • 2828 sayılı SHCEK Kanunu 4.mad.(K) Bendi • 2828 sayılı SHCEK Kanunu 24.madde Koruma kararı kalkan çocukların kurumla ilişkilerinin devamı sağlanır.
• Anayasanın 61.maddesinde ‘topluma kazandırma’
yaklaşımı bakım sisteminin niteliği ile yetişen bireyin niteliği konularını bir arada değerlendirmeye,sistem içinde yetişen bireyin toplum içindeki durumunu,yaşam niteliğini araştırmaya ve destekleyici hizmetleri geliştirmeye yöneliktir.
• Bakım tedbiri kalktıktan sonrada toplum içinde izlenmeleri
ve desteklenmeleri günümüzdeki bakım modelinin temel ilkeleri arasındadır.Bu ilke,kurum bakımı sonrasında ki yaşamın koşulları içinde koruma ve destek hizmetleri modelini ve programının oluşturulmasını gündeme getirmektedir.Bakım sisteminde yetişen birey toplum içindeki yaşamının niteliği üzerinde bu ilke ve hizmet modelinin yönlendirici olacağı açıktır.
1. Kurumdan reşit olarak ayrılan bireye ne tür hizmet
programını geliştirildiği 2. Kurumdan reşit olarak ayrılan bireye ne tür destek ve yardım imkanları sunulmaktadır. 3. Kurumdan reşit olarak ayrılan bireyin yaşam niteliğinin belirli bir yaklaşım ve model içinde incelenmesi.
4. Kurumdan reşit olarak ayrıl bireyin toplumda
ekonomik,sosyal,psikolojik ve kültürel ilişkilerinin olumsuz yönlerinin tespit edilerek,bakım sistemindeki eksiklik veya işlerlik kazandırılamayan yönlerin tespit edilmesi. 5.Kuruluş yaşamından sonra daha iyi koşullarda yaşamasına,refah düzeyinin gelişmesi için gerekli planlamanın yapılması gerekmektedir. 6.Kurumdan reşit olarak ayrılan bireyin toplumla bütünleşeme ve toplumdan dışlanma düzeylerinin ulaştıkları yaşam niteliği açısından irdelenmesi gerçekçi ve geçerli verilerin ortaya çıkarılması,
Bakım modeli 3 ayrı başlık altında incelenmelidir.
1. Kimsesiz,güvencesiz ve her yönden tehlikeye açık bir ortamdan koruma ve bakım ortamına geçiş, 2. ÇES ve Çocuk evleri gibi kurum bakımında gelişme ve yetişme sürecidir. 3. Bakım kurumu sonrasında topluma katılma bütünleşme sürcidir.
Belirtilen bu süreçler arasında anlamlı bir ilişki olup,her süreç
bir sonraki süreci etkiler. Koruma öncesi yaşam Koruma sistemi içinde ki yaşam Koruma sonrası yaşam Bu dilimler arasında ki etkileşim,bakım hizmetlerinin niteliğine göre yapısallık kazanır.
Koruma öncesi yaşam
• Bu süreçte –Toplum-Aile-Çocuk Etkileşimine dayalıdır. • Topluma ilişkin sosyal ekonomik süreçler sistemsel işleyişler makro düzeyde belirleyicilik kazanır ve sorunun temel değişkenleri ortaya çıkar. Düşük Ekonomik ve sosyal hareketsizlik içinde gelişemeyen ailelerin yapıları üzerinde etkili olur.Bu etkiler ekonomik-sosyal-psikolojik yönleriyle ailelerin temel işlevini olumsuz yönde etkiler.
• Yoksullaşan,ilişkiler sistemi ve güç dengesi farklılaşan aile
yapılarında yoksulluk, ebeveyn ölümleri,sosyal etmenler çocuğun korumasız ve güvencesiz konuma gelmesiyle çocuklar toplum açısından önemli bir Risk grubu, çocukların gelişme ve değişmeye kapalılık,toplumsal ilişkiler içinde ihmal ve istismar,toplumsal normlardan sapma ve suç işleme eğilimi önem kazanır.
Koruma sistemi içinde ki yaşam
• Koruma altına alınan çocukların koruma öncesi yaşam çelişkileri gidermek gelişme ve yetişmeleri için yeni olanaklar sunma hedefine yöneliktir. • Çocuğun Yaşama,korunma,gelişme ve katılım haklarının güvence altına alındığı zaman dilimidir.
Koruma sonrası yaşam
Koruma sisteminde yetişen birey açısından,yaşam niteliği üzerinde etkili olan yaşam olayları;yoksullaşma sürecinde Toplum-Aile –Çocuk etkileşimi içinde gelişen ve korunmaya ihtiyaç durumunda yaşanılan olaylar,kurum modeli içinde gelişen olaylar ile ÇES sonrasında gelişen ve bugünkü yaşamında gündemde olan olaylar olmak üzere çok yönlüdür.Bütün bu süreçlerde yaşanılan olaylar,yetişen insanın geçmişte ve günümüzde ki yaşam niteliğinin bir GÖSTERGESİDİR.
• 2828 kanunun 4.mad (k) bendi ve 24 mad. Göre Koruma
Kararlı 18 Yaşını dolduran bireylerin toplum içinde izlenmesi ve desteklenmesi gerekmektedir. Çünkü işe girmiş veya girememiş gençlerden kalacak yeri olamayan için bir süre barınma ve uyum gereksinmelerinin karşılanması gerekmektedir. Bu ilgili kanunun Çocuğa karşı sorumluluklarına bir süreklilik ve yeni hizmet boyutu geliştirmektir.
ÇES SONRASI YAŞAMIN NİTELİĞİ
• Toplumla bütünleşemeyen,ekonomik bağımsızlığına kavuşamayan,bir aileye sahip olamayan gençlerin karşılaştıkları fiziksel,cinsel ve sosyal istismarlar,yurt sonrasında yeniden korumasız ve güvencesiz kalan insanların yaşam koşulları çarpıcı veriler olmaktadır. ÇES sonrasında koruma ve bakım sisteminin hedefleri doğrultusunda her yönden yeterli duruma gelemeyen bu kesimdeki gençler toplumun önemli bir risk grubunu oluşturmaktadır.
• Toplumsal normlardan uzaklaşarak suça yönelen,fuhuş
yoluyla cinsel istismarın objesi olan toplumsal kesimlerin çelişkileri ve sorunları ile iç içe yaşamaktadırlar. • ÇES sonrası yaşam koşullarının yetersizlikleri, ÇES yetişme aşamasından gelen çelişkilere dayanmakta,toplumla bütünleşme süreçleri ekonomik,sosyal ve psikolojik yönlerden bir dizi çalişkileri taşımaktadır.
• Çocukların kurum bakımından ayrıldıktan sonraki
yaşantılarının niteliği bakım sisteminin etkililiğini ve verimini ortaya koymaktadır. • ÇES yaşamında almış olduğu değer yargıları nedeni ile ilgili yurtta çalışan görevlilerin kişiliği,eğitimi,kültürü ve aile yaşantısı irdelenmelidir.
ÇES yaşamından sonra kendi yaşamını kuran bireylerin
nitelikleri ile yaşamlarının niteliği üzerinde yetişme süreçlerinin (sosyal-ekonomik) nesnel ve (psikolojik gelişimi) öznel koşullar etkilidir.Diğer bir deyişle yetişme döneminin niteliği, ÇES sonrasında sahip olunan yaşamın niteliğini belirler. Koruma sisteminde yetişmiş ve yaşama atılmış bireylerin yaşam niteliği açıklanan bu ikili yapının ve bu yapılar içinde yaşanılan süreçlerin sentezidir.
• Koruma öncesindeki yaşamın niteliği,koruma altına
alınmayla sonuçlanan,Toplum-Aile-Çocuk üçgeni içinde yaşanılan ekonomi-sosyal- kültürel-psikolojik-sosyal tehlikeler ve kişisel olarak karşılaşılan çelişkilerle tanımlanır.
• Koruma sisteminin niteliği,
Korunmaya ihtiyaç durumuna geliş döneminin sorunlarını çözmeye yönelik yaklaşımlar yetiştirme programları ve yetişen insanın niteliği ile tanımlanır.
• Kurum bakımı Korunmaya ihtiyacı olan çocuğun koruma
öncesindeki yaşamlarına özgü çelişkileri çözmek varsayımına dayanır. • Toplumun en alt kesimlerinden gelen bireyler koruma sisteminin düzeni içinde yetiştirilerek toplumun içine gönderilmektedirler.Bu açıdan koruma sistemi içinde okula dayalı yetiştirme programı ile sanata dayalı beceri kazandırma programı uygulanmaktadır.
• Yaşı dolan bireylerin kuruluştan ayrılışı bir sorun yumağı
olarak kurumun ve bireylerin gündemine gelmektedir.Bu sorun yumağı 2828 sayılı yasanın 24 mad. yer almasına rağmen Kurum-genç çatışması,ilişkiyi sürdürme ve yardımcı olma çabasını engellemektedir. İstatistiklere göre %65 i iş güvencesine sahip olmadan kurumdan ayrılmaktadırlar.
Kurum, ÇES sonrası yaşamın başlangıcından ve
düzenlenmesinde sorumluluğu gereği etkili ve işlevsel olmalıdır.Bunun için yeni yaklaşımların ve hizmet programlarının üretilmesi gerekir.Gençlere, ÇES sonrası yaşamın başlangıcında ve yaşamın düzenlenmesinde destek olacak yeni bir hizmet ve yardım programının geliştirilmesi,yetiştirme sisteminin gereğidir.Geliştirilecek yeni program,kurum sonrası yaşam koşullarının sistemli ve etkili bir nitelikte geliştirilmesine olanak sağlar.
• ÇES’ten ayrıldıktan sonra işsiz kalmanın en önemli etkisi
güvensizlik ve huzursuzluktur. ÇES sonrası yaşamı düzenleyecek bir çıkışın sağlanamaması nedeniyle psikososyal yönden genel güvensizlik içine girmektedirler.
• ÇES’te yetişen bireyin toplumsal çevreye katılma
düzeyi, ÇES ortamında yetişme sürecinin kişisel ve sosyal gelişme düzeyinin bir göstergesidir.
Sosyal faaliyetler yoluyla kendini ve toplumunu tanıma,
gelişme, toplumla ilişki ve etkileşime girme olanaklarından yoksundur. ÇES’te yetişen insanların kişisel ve sosyal gelişme düzeylerinin yetersiz kaldığı, ÇES’te yetişmiş insanın toplumsal çevreyle bütünleşemediği gözlemlenmektedir.İnsan ilişkilerine kapalı,çevreden kopuk insanların yetiştirilmesi kurum bakım modelinin yetiştirme düzenine ve yetiştirme yaklaşımına özgü çelişkilerin bir sonucudur.
ÇES’te yetişen,çocukluk ve ilk gençlik yıllarında korumasız
kalan,devletçe koruma altına alınan ile aile ortamından uzak ve aileli çocuklardan farklı kurumlarda büyüyen insan için evlilik ve çocuk sahibi olmak önem taşımaktadır. Evlenmek, bir ev, eş ve çocuk sahibi olarak aile düzenine kavuşmak, insan yoksun kaldığı ilişkileri, etkileşimleri ve duyguları yaşama olanağına kavuşmasını sağlamaktadır.Bu ÇES sonrası yaşama çok boyutluluk kazandırmaktadır. Sosyal konumun değişmesi,toplum içindeki bağların güçlenmesi, aile ve akrabalık ilişkilerinin gelişmesi önem kazanmaktadır.
• Evlilik ortamında çocuk sahibi olmak, ÇES’te yetişen
insan için önemli olaydır.Kendi geçmişinde sahipsizliği, annesizliği ve babasızlığı yaşayan insanların; kimsesi olan, bir çocuğa sahip olması, annelik ve babalık rollerini yaşaması sosyal ve duygusal gelişme ve olgunlaşma bakımından önemli bir aşamadır. Evlilik ve çocuk sahibi olma konusunun en önemli yanı statü ve rol değişimidir.
ÇES’ten ayrılan gençlerin büyük bir bölümü toplum içinde
başkalarıyla ilişkide çekingenlik ve içe kapanıklık yaşamaktadır. Burada sosyal ilişki ve etkileşimlerin olumlu yönde gelişmemesinin en önemli nedeninin ÇES’te yetişen kişilerin kişisel ve sosyal yetişme olanaklarının kişilerin kişilik niteliklerini olumlu yönde geliştiremediği ve olumsuz boyutları öne çıkardığı belirtilmelidir.
YURTTAN AYRILANLARIN TOPLUMCA
DIŞLANMALARI İKİ ODAKLIDIR. 1. Toplum içindeki yaşam düzeyinin yetersiz olmasının gündeme getirdiği ekonomik,sosyal ve kişisel yetersizliklerin oluşturduğu çekingenlikler,güvensizlik ve ezikliktir. (Kişilerin kendi yaşamlarını yetersiz görmek ve algılamaktan doğan çevreden kaçış eğilimlidir.)
2.Toplumsal çevrede, horlanma, Küçümsenme, sömürülmedir.
(Çevrenin kişileri yetersiz görmesine ve istismar etmesine yöneliktir.) Bu iki odaklı sorun ise yetersiz yaşam koşullarına ilişkin kişilerin ve çevrenin değerlendirmeleridir.
ÇES sonrası yaşam sürecinde her üç kişiden biri aile
konusunda doyuma ulaştığı,diğer ikisinin de koruma öncesinde ve kurum bakımında olduğu gibi doyuma ulaşamamıştır.Kurum bakımında yararlanıp da doyuma ulaşamamak bir çelişki,giderek bir yazgı olarak değerlendirilebilir.
Aile yaşantısına sahip olmamak,kurum sonrasında varlığını
sürdüren en önemli sorunlardan biridir.Gerçekten kimsesiz kalan ve ÇES sonrasında da evlenerek bir aile kuramayanlar yaşantılarını tek başına sürdürme güçlüğü ile karşı karşıyadır. ÇES yaşamından sonra gençlerin evlenmelerinin desteklenmesi önemli bir ihtiyaç haline gelmektedir.
ÇES sonrası bir aileye sahip olanların karşılaştığı en önemli
sorun ‘ekonomik yetersizlik ve geçim güçlüğü’ ve ‘Aile içi çatışmalar’ Bu kuruluş yaşamında verilen eğitimin nesnel yaşam niteliğinin yetersizliğini yansıtmaktadır.yurt yaşamından sonra ailenin ekonomik ve sosyal yönden desteklenmesi de önemli bir ihtiyaçtır.
Kişisel gelişme ve değişme
Devletçe koruma altına alınan çocukların kuruluşlarda yetiştirildikten sonra toplum içinde geliştirdikleri yaşam sürecinde oluşan kişisel gelişme ve değişme perspektifi kendilerine özgü yaşam koşullarının bir sonucudur.
• Korunmaya ihtiyaç durumuna geliş sürecinde toplumca ve
ailece üretilen çelişkiler,bu çelişkilerin giderilmesi için toplumca koruma,bakım ve yetiştirme sistemini kurum ortamında sağladığı olanaklar ve koşullar, • ÇES barınırken ÇES içinde ve ÇES’sin çevresinde toplumca bu konumdaki insanlara geliştirilen bakış açısı,yaklaşım,değer,tutum ve davranışlar
• Koruma öncesinde,koruma kapsamı içinde ve
sonrasında iç içe girmiş olumlu ve olumsuz yaşam olayları, • ÇES’te yetişen kişilerin kendi yaşamları ve gelecekleri için benimsedikleri kişisel yaşama ilişkin amaç ve hedefler ile toplumun ve koruma ve yetiştirme sisteminin bakım kurumları yoluyla geliştirip,gençler için öngördüğü amaç ve hedefleri karşılıklı etkileşimidir.
• ÇES sonrası yaşam koşulları içinde ÇES yetişen insanın
toplumun diğer insanlarıyla ilişki ve etkileşime girme eğilimlerinin düşük olduğu ve ilişki sorunlarının yaşandığı bir gerçektir. • ÇES’te yetişme koşullarının yetersizliğinden,toplumsal çevrenin ÇES’te yetişen insanlara ilişkin ön yargılarından kaynaklanan,gerekli destek ve yardımın sağlanamamasının oluşturduğu hizmet boşluğundan etkilenen bu ilişki sorunun çözümü sayılan odaklarla bağlantılı olarak değerlendirilmelidir.
• ÇES’ten ayrılanların %20 si kendi kendine yeterli
olmak,kendinden başkasına güvenmemek eğilimi,korunmaya ihtiyaç durumuna gelme ve korunma sistemi içinde yetişme süreçlerinin toplamında ortaya çıkan bir eğilimdir.İhmal ve istismar edilen gencin bunlara bilinçli olması,çelişik ortamlarda ve çelişkili tutumlarla karşılaşmamak için hiç kimseye güvenmeme karşılığının sonucudur.Sorunun yanıtı güçlükleri kendi kendine çözerek başkalarına boyun eğmemek ve ihmal ve istismar boyutlarını sınırlamak anlamına gelir.
• ÇES’ten ayrılanların büyük bölümü ekonomik sıkıntı
çekmektedir.düzensiz harcamalar,kredi çekmeler,günü birlik yaşamlar sürülmektedir. Bu sorunun yanıtı kuruluşta çocuğa;tutumlu olmak,ekonomik sorunlar karşısında planlı ve hesaplı yaşamayı,olanaklara göre geçinme konusundaki çabayı içerir.var olan la yetinmek tutumunun kavratılmadığı ortaya çıkmaktadır.
• ÇES’te yetişen birey kendisine toplumdan dışlaması
kurumun yetiştirme düzeninin bir eksikliğidir.Başkalarıyla ilişki kurmada ve toplumla bütünleşmede çekingen,ilişkiden kaçan ve toplumdan soyutlanan bir insan olmak, ÇES’te yetiştiğini çevreden gizlemek yetişme sürecinin yanlışlarıdır. ÇES ortamında yetersiz toplumsallaşma koşulları kişilerin toplundan kaçışını doğurmaktadır.Kendine ve yetiştiği ortama güvenmeyen kişilerin bir kimlik bunalımı içinde oldukları gözlenmektedir.
ÇES’TEN AYRILIŞ SÜREÇLERİ ÜÇ FARKLI
BOYUT GÖSTERİR. 1. ÇES’ ten yeni ayrılanlar,yaşama başlangıç ve düzenleme aşamasında olanlar. 2. ÇES sonrası yaşamını geliştirmek için yeniden düzenleme çabası içinde olanlar 3. Yaşamlarına göreli bir düzenlik,belirginlik kazandırmış olanlar.
• Kurum bakımının yeniden tanımlanacak hedef kitlesine
uygun olarak, ihmal ve istismar edilen,terk edilen,suç mağduru,kimsesiz gençlerin konumuna göre farklı yetiştirme hizmetleri geliştirilmelidir. ÇES sadece okula öğrenci gönderen,sinema,piknik vb işleri yapan kurum değildir.Yetişme ve gelişme sorunlarını çözen destekleyen,onlara kişisel gelişme perspektifi kazandıran yer olmalı.
• Çocukların kuruma geliş yaşları,bu yaşlara özgü gelişme
çağı ve buna uygun yetiştirme programlarını oluşturulmalı. • Ayrılış yaşı kadar,kuruma geliş yaşı ve kurumda yaşanılan çocukluk çağı ilk ergenlik çağı,gençlik çağı ve sonrası gibi kategoriler üzerinde çalışmaktır.
• Yetiştirme sürecinde gence göre hizmet
üretmesi,onların kişisel niteliklerini artıracak ve gelecek yaşamları üzerinde olumlu sonuçlar doğuracaktır.
• ÇES’ten ayrılış sürecinin programlı olarak ele
alınması,ayrılıştan sonra kurum-genç ilişkilerinin düzenlenmesi,gençleri kurum sonrasında yeniden korumasız,işsiz ve güvencesiz bir konuma itmeyecek önlemlerin alınması gereklidir.
• Toplumsal koruma sistemi koruma kapsamına aldığı
gençleri,aileler gibi yetiştirmek,yaşama başlangıçlarını desteklemek ve onlara iyi bir gelecek hazırlayarak yaşam niteliklerini yükseltmek sorumluluğundadır.
• Ayrılış,bakım kararının kalkması ile bir süreç içinde
gelişmekte,geleceğe ilişkin yeterli yönlendirme yapılmadığı için ilişkiler kopmaktadır.Gençler kendi başlarına yaşama başlangıç yapmakta ve yaşamlarını planlamaktadırlar.Bu boyut yeterli ekonomik ve sosyal koşulların oluşmadığı yapılar içinde,gencin bağımsızlaşması yerine başka bağımlılıklarla ve çelişkilerle yüz yüze gelmelerine neden olmaktadır.
• Yetiştirme düzeninin gerekleri doğrultusunda geliştirilecek
ayrılış sürecini düzenleyen çalışmalar ve ÇES sonrası yaşama başlangıçları destekleyen programlarla,gençlerin toplum içinde bağımsızlaşmaları,kendi kendilerine yeterli bir yaşam biçimini üretebilmeleri ve toplumla bütünleşebilmeleri sağlanabilir.
• Ayrılış aşamasında gençlerin ihtiyaçları
ekonomik,sosyal,kültürel,ruhsal ve kişisel boyutlarda çeşitlilik gösterir. ÇES sonrası yaşamın bir bütün olarak ve çok yönlü düzenlenmesi önemlidir.Ayrılış sürecinde iş bulma,maddi destek sağlama,evlenme,çeyiz ve ev bulmada belirli düzeylerde yardımcı olmaktır.
• ÇES’te yetişenlerin ÇES gerçeğini,bu gerçek içinde kendi
konumlarını ve yarar düzeylerini farklı algılamaları GENÇKURUM-TOPLUM üçgeninin ortak amaçlar doğrultusunda işleyen bir sistemin gelişmediğini gösterir.Üç odaklı yapıdaki amaç ve hedefler yönünden gözlemlenen çelişkilerin giderilmesi zorunludur.Kurum bakımının ortak amaçlar doğrultusunda bilinçli,sorumluluk sahibi gençler yetiştirmesi,onları yeterli bir yaşam düzeyine kavuşturması,gençlerin nitelikli insanlar olarak topluma katılmaları,toplumunda gençlere karşı dışlamadan,itmeden,ve horlamadan,koruyucu,hoş görülü ve destekleyici olması sağlanmalıdır.
• Toplum içinde dışlanan çocukların,itilme dışlanma koşullarında
yaşanılan çelişkilerin karşılanmasında kurum bakımı yeterli kabulü,korunmayı ve yetiştirmeyi üretememektedir.Yatacak yer,yiyecek,denetim ve gözetim ortamı olarak nitelik kazanan kurum bakımı,yetiştirme ve toplumsallaşma yönünden ailenin yerini alacak bir etmene ulaşamamaktadır.Ailesiz yetişme riskleri kurum ortamında da sürmekte,kurumda ki yetiştirme düzeni bölüntülü toplumsallaştırma sürecini gidermede etkili olacak işleyişler sağlayamamaktadır. Kurum bakımı ortamında olduğu gibi yurt sonrasında da gencin toplum karşısında ve toplumsal yaşam alanında başarılı olacak genel değer,tutum ve davranışları gençlere kazandıramamaktadır.
• ÇES sonrası yaşam,ailesiz yetişme koşullarından,ailesiz
olarak yaşama atılma sürecine dönüşmekte,kurum bakımı gençlerin toplum içinde desteklenmesi,yönlendirilmesi ve denetimini gerçekleştirememektedir.
• ÇES ortamında denetim,kontrol,baskı ve otoriter
tutumların öne çıkması gençlerin bağımsız,demokratik,hoşgörülü,sevecen kişiler olarak yetişme olanaklarını sınırlamakta,gençler,toplumsal yaşama törpülenmiş,eritilmiş olarak atılırken,yeniden biçimlendirilmemiş varlıklar olarak katılmaktadır. Caferi Tayyar İĞDİR Bayburt SHM Müdürü



Yorum bırakın
Adınız yayınlanır, e-posta adresiniz gizli kalır. Mesajınız editör onayından sonra görünür olacaktır.