Disiplin Suç  ve Cezaları - Disiplin Soruşturmaları

Disiplin Suç  ve Cezaları - Disiplin Soruşturmaları

84 dk okuma16.765 kelime

 

 

Disiplin Suç  ve Cezaları - Disiplin Soruşturmaları

 

 

657 sayılı DMK’da ,Kamu Görevlileri, yaptıkları işlere ve istihdam şekillerine göre, memur, sözleşmeli personel, geçici personel ve işçi olarak ayrılmıştır. 

 

Sözleşmeli Personel: Kalkınma planı, yıllık program ve iş programlarında yer alan önemli projelerin hazırlanması, gerçekleştirilmesi, işletilmesi ve işlerliği için şart olan, zarurî ve istisnaî hallere münhasır olmak üzere özel bir meslek bilgisine ve ihtisasına ihtiyaç gösteren geçici işlerde, kurumun teklifi üzerine Devlet Personel Dairesi ve Maliye Bakanlığı’nın görüşleri alınarak Bakanlar kurulunca geçici olarak sözleşme ile çalıştırılmasına karar verilen ve işçi sayılmayan kamu hizmeti görevlileridir. (4-B)

 

Geçici Personel: Bir yıldan az süreli veya mevsimlik hizmet olduğuna Devlet Personel Dairesi’nin ve Maliye Bakanlığı’nın görüşlerine dayanılarak Bakanlar Kurulunca karar verilen görevlerde ve belirtilen ücret ve adet sınırları içinde sözleşme ile çalıştırılan ve işçi sayılmayan kimselerdir.( 4-C)

 

İşçiler: Memurlar, sözleşmeli personel ve geçici görevlilerin dışında kalan kişilerdir. Bunlar DMK hükümlerine tabi olmayıp, 4857 sayılı İş Kanununa göre çalıştırılırlar. Kamuda görevli işçiler için ayrı bir düzenleme yoluna gidilmemiştir. (4-D)

 

 

4924 Sayılı Kanuna tabi Sözleşmeli personele uygulanacak Disiplin Hükümleri konusunda;

-27 Nisan 2004 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan Sözleşmeli Sağlık personeli Disiplin ve Disiplin Kurulları hakkında yönetmelik hükümleri uygulanır.

              Sözleşmeli Sağlık personeli hakkında (4924 sayılı yasaya tabi) disiplin suçları, disiplin cezaları, disiplin işlemleri, disiplin amirleri ve Disiplin Kurulları bakımından 4924 sayılı kanun ile bu yönetmelik hükümleri saklı kalmak üzere Bakanlıkta çalışan emsali Devlet Memurlarına uygulanan mevzuat hükümleri (657 sayılı Kanundaki hükümler) uygulanır.

            Bu yönetmelik hükümlerine göre; Aylıktan kesme cezası, Sözleşmeli Sağlık personelinin brüt ücretinin 1/30-1/8 arasında kesinti yapılması Kademe ilerlemesinin durdurulması cezası, kıdem süresinde fiilin ağırlık derecesine göre 1-3 yıl arasında indirim yapılması, Devlet Memurluğundan çıkarılması cezası ise Sözleşmenin feshedilmesi suretiyle yerine getirilir.

                             

Bu yönetmeliğin 7. Maddesi :

657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125 inci maddesinde sayılan fiiller hariç olmak üzere hizmet sözleşmesi ile ekinde yer alan görev tanımları ve etik kurallarda belirtilen koşullara uyulmadığının sıralı disiplin amirleri tarafından öğrenilmesi üzerine, ilgili amir 10 gün içerisinde soruşturma açar veya doğrudan savunma ister. Savunma isteminde sözleşmeli personele uymadığı koşul açıklıkla belirtilir ve savunmasını yapmak için 7 günden az olmamak üzere süre verilir. Savunmanın uygun görülmemesi halinde 10 gün içerisinde ilgili sözleşmeli personel yazılı olarak ve gerekçesi ile ikaz edilir.

 

    Hizmet sözleşmesinin geçerli olduğu yıl içerisinde aynı konuda ihlalin tekerrürünün sıralı disiplin amirleri tarafından öğrenilmesi halinde sözleşmeli personelle ilgili tespit Valiliğe bildirilir. Valilik gerek görmesi halinde, yukarıdaki usule göre, sözleşmeli personel hakkında soruşturma açar veya savunma ister.

    Soruşturma sonucunda Vali, hizmet sözleşmesinde ve eklerinde belirtilen koşullara uymama halinin tekerrür ettiğine karar vermesi halinde, soruşturma evrakı ile birlikte ilgili sözleşmeli personelin hizmet sözleşmesinin feshini Bakanlık Yüksek Disiplin Kurulundan talep eder.

 

    Bakanlık Yüksek Disiplin Kurulu, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda öngörülen usullere göre ilgili hakkında gerekli işlemleri yapar. Bu işlemler sonucunda ilgilinin hizmet sözleşmesinin feshine veya ilgili Valiliğin talebinin reddine karar verilir. Her iki durumda karar ve gerekçesi ilgililere bildirilir.

 

    Bir sözleşme yılı içerisinde hizmet sözleşmesinde ve eklerinde yer alan ayrı konuların ihlali halinde ilk iki defa sıralı disiplin amirlerince işlem yapılır; üçüncü defasında Valilik talebi ile yukarıdaki usule göre işlem tesis edilir.

 

    Yüksek Disiplin Kurulu, sözleşmenin feshini gerektiren fiil ve hallerin işlendiği tarihten itibaren iki yıl içinde kararını vermediği takdirde, sözleşmeyi fesih yetkisi zaman aşımına uğrar.

 

4-B Sözleşmeli personel

 

657 Sayılı Kanunun 4. Maddesinin B bendine göre istihdam edilen Sözleşmeli personel

657 Sayılı Kanunun 4. Maddesinin B bendine göre istihdam edilen Sözleşmeli personele 657 sayılı DMK’nın 125.Maddesinde sayılan disiplin cezaları uygulanamaz.

      657 sayılı Kanunun değişik 4 üncü maddesinin (B) fıkrasına tabi personelin özlük haklarına ilişkin hususlarda genel düzenleme yapma yetkisi Bakanlar Kuruluna ait olup; bu yetkiye istinaden 06/06/1978 tarihli ve 7/15754 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile "Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslar" yürürlüğe konularak, sözleşmeli personelin istihdamında uyulacak temel esas ve usuller tespit edilmiştir.
Mezkur Esaslarda, sözleşmeli olarak istihdam edilen personelin disiplin suçu işlemesi halinde, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125 inci maddesinde yer alan veya özel Kanunlarda belirtilen cezaların uygulanabileceğine dair herhangi bir hüküm yer almamasının yanı sıra, sözleşmeli personelin idari işleyişe aykırı olduğu tespit edilen eylemlerine ilişkin olarak idarece hangi cezaların takdir edilmesi gerektiği hususlarında da mevcut bir düzenleme bulunmamaktadır

4-B’li personelin 657 sayılı DMK’nın 125.Maddesinde sayılan Disiplin Suçlarından birini işlediğinin veya sözleşme hükümlerine aykırı hareket ettiğinin veya görev yerinde iş disiplinini bozucu ya da ihlal edici davranışlarının vuku bulduğunun, görev yaptığı kurumunca yapılacak soruşturma neticesinde ortaya çıkması halinde Hizmet sözleşmesindeki hükümler dikkate alınarak işlem tesis edilmelidir.

 

4-B’li personelin hizmet sözleşmeleri;

 

4-B’ li sözleşmeli personele imzalattırılan tip Hizmet Sözleşmelerinin 9. Maddesinde 2012 yılında çok önemli değişiklikler yapılarak 9. Maddenin (f) bendi kaldırılmıştır.

Bu bendin yerine  9. Maddeye eklenen (c) bendine göre; personelin, yapılan soruşturma sonucunda 6/61978 tarihli ve 7/15754 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Sözleşmeli Personel çalıştırılmasına İlişkin Esaslara veya bu sözleşmede belirtilen koşullara uymaması nedeniyle yazılı olarak uyarılmasına rağmen, anılan Esaslara veya söz konusu koşullara uymama halini tekrarladığının yapılacak soruşturma sonucunda tespit edilmesi durumlarında Kurumunca tebligat yapılarak, tebligatta belirtilen tarih itibariyle sözleşmesi tek taraflı olarak feshedilebilecektir.

BKK: Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslar

Sözleşmenin feshi

EK MADDE 6 - (EKLENMİŞ MADDE RGT: 31.12.2010 RG NO: 27802)

Personelin;

a) İşe alınma açısından gerekli olan niteliklerden herhangi birini taşımadığının sonradan anlaşılması,

b) İşe alınma açısından gerekli olan niteliklerden herhangi birini sonradan kaybetmesi,

c) Sözleşme dönemi içerisinde mazeretsiz ve kesintisiz üç gün veya toplam on gün süreyle görevine gelmemesi,( Danıştay 12. Dairesi’nin 17.06.2011 tarih ve 2011/257 E. sayılı kararı ile yürütmesi durdurulmuştur)

ç) Hizmet sözleşmesinde belirtilen koşullara uymaması nedeniyle bağlı bulundukları yöneticileri tarafından yazılı olarak uyarılmasına rağmen söz konusu koşullara uymama halinin tekrarlanması,

d) Hizmetinin gerektirdiği pozisyona ihtiyaç kalmaması,

e) Bir proje kapsamında işe alınması durumunda istihdam edildiği projenin tamamının veya proje bölümlerinin sözleşmede öngörülen süreden önce tamamlanması,

hallerinden herhangi birinin gerçekleşmesi halinde, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarınca sözleşmesi tek taraflı feshedilir.

Personel; kendi isteği ile bir ay önceden haber vermek koşuluyla veya Ek 1 inci maddenin dördüncü fıkrasının (b) ve (c) bendi uyarınca sözleşmeyi tek taraflı feshedebilir.

Hizmet sözleşmesi, ölüm ve 7 nci maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sayılan hallerde kendiliğinden sona erer.

BKK: Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslar MADDE 7- (Değişik: 2/9/2005 tarihli R.G.)

Kamu kurum ve kuruluşlarının yurt dışı teşkilatlarında sözleşmeli olarak çalıştırılan yabancı uyruklu personel ile haftalık çalışma saati süresi 40 (kırk) saatin altında bulunan personel (Milli Eğitim Bakanlığında norm kadro sonucu ortaya çıkan öğretmen ihtiyacının kadrolu öğretmen istihdamıyla kapatılamaması hallerinde sözleşme ile çalıştırılacak öğretmenlerde 40 saat şartı aranmaz) hariç olmak üzere, (EKLENMİŞ İBARE RGT: 31.12.2010 RG NO: 27802) kurumunda fiilen, askerlik ve doğum dışında kesintisiz en az 2 hizmet yılını tamamlayanlardan;

a) 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu gereğince sürekli tam iş göremezlik geliri, malullük veya yaşlılık aylığı bağlanması veya toptan ödeme yapılması,

b)Hizmetlerine gerek kalmadığı için sözleşmesinin feshedilmesi veya yenilenmemesi,

c) İlgilinin ek 6 nci maddenin ikinci fıkrası uyarınca sözleşmeyi feshetmesi,

ç) İlgilinin işe alınma açısından gerekli olan niteliklerden herhangi birini sonradan kaybetmesi,

d) İlgilinin ölümü,

hallerinden birinin vuku bulmasından dolayı hizmet sözleşmesi sona erenlere, görev yapmakta olduğu pozisyon unvanı itibariyle, Devlet Memurları Kanununa göre girebilecekleri hizmet sınıfındaki aynı veya benzeri kadro unvanı esas alınarak hizmet yılı ve öğrenim durumu aynı olan emsali personele 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre bir hizmet yılı için ödenecek azami emeklilik ikramiyesi tutarını geçmemek üzere, (EKLENMİŞ İBARE RGT: 31.12.2010 RG NO: 27802) kurumunda çalışılan her tam hizmet yılı için ayrılış tarihindeki hizmet sözleşmesinde yazılı aylık brüt ücret tutarında iş sonu tazminatı ödenir. Bir yıldan artan süreler için de, tam yıl için hesaplanan miktardan o süreye isabet eden tutar kadar ödeme yapılır.

Bu tazminatın ödenmesinde; daha önce iş sonu tazminatı, ikramiye ve kıdem tazminatı ile benzeri ödemelerde değerlendirilmiş süreler dikkate alınmaz. İş sonu tazminatı ödemesinde dikkate alınmış süreler kıdem tazminatı ile 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu hükümleri uyarınca ödenecek ikramiye hesabında değerlendirilmez. Ölüm halinde, yukarıdaki fıkra uyarınca hesaplanacak tutar, ölenin kanuni mirasçılarına ödenir.

Kamu kurum ve kuruluşlarının yurt dışı teşkilatlarında sözleşmeli olarak çalıştırılan yabancı uyruklu personelden; hizmetlerine gerek kalmaması veya yaş haddi nedenleriyle sözleşmesi fesh edilen veya yenilenmeyenler, yerel sosyal güvenlik mevzuatına göre emeklilik, malûllük veya ölüm nedeniyle ayrılanların iş sonu tazminatı konusunda, yerel mevzuata uyulmasının zorunlu olmadığı durumlarda, Dışişleri ve Maliye Bakanlıklarının uygun görüşleri alınmak koşulu ile sözleşmelere hüküm konulabilir. Ancak bu yolla ödenecek iş sonu tazminatı tutarı aralıksız olarak çalışılan her tam yıl için son aylık sözleşme ücretinin %50'sini geçemez. Bir yıldan artan süreler için de, tam yıl için hesaplanan miktardan o süreye isabet eden tutar kadar ödeme yapılır.

Bu statüde çalışanların sözleşme koşullarına uymaması nedeniyle kurum tarafından, sözleşme esasları dışında herhangi bir nedenle çalışanlar tarafından, sözleşmesinin feshedilmesi veya yenilenmemesi hallerinde, iş sonu tazminatı ödenmez.

İş sonu tazminatı ödemelerinde emsal belirleme hususları ile uygulamada ortaya çıkabilecek tereddütleri gidermeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.

 

                                          TEMEL KAVRAMLAR

 

 

Muhakkik: Disiplin amirleri tarafından inceleme ve soruşturma yapmak amacıyla görevlendirilen memurdur.

 

Tahkikat (Soruşturmalar): “Kısaca, suç istinat edilen kişinin, bu suçu işleyip işlemediğinin yetkili kişilerce araştırılarak bir rapora bağlanmasıdır.

 

 

Muhbir (İhbarcı): İşlenmiş ya da işlendiği sanılan bir suçu yetkili makamlara bildiren, suçtan zarar görmeyen ve suçla ilişkisi bulunmayan kimsedir.

 

Müşteki (Şikayetçi/Yakınıcı): Suçtan zarar gören ve yetkili makamlara bu suçu ihbar eden kişidir.

 

Şüpheli (hakkında disiplin soruşturması yapılan): Suç istinadı yapılan ve hakkında soruşturma açılan kişidir.

 

Bilirkişi: Açıklığa kavuşturulması özel bilgi ve teknik gerektiren hallerde sahip olduğu bilim, teknik, sanat ve uzmanlığından istifade amacıyla rey ve mütalaasından istifade edilen kişidir.

 

Kusur: Hukuk düzeninin hoş görmediği (kınadığı) davranış biçimine denir.

 Kusur; eylemin bilerek ya da istenmeyerek gerçekleştirilmesine göre kasıt ya da ihmal şeklinde olabilir. İlke olarak ceza ya da tazminat sonucunu doğurur.

Kasıt: Hukuka aykırı sonucun bilerek istenmesidir.İki unsuru vardır, tasarlama ve isteme

İhmal:Hukuka aykırı sonucu istememekle beraber böyle bir sonucun meydana gelmemesi için şartların gerekli kıldığı özenin gösterilmemesine denir.Ağırlık derecesine göre ağır ihmal ve hafif ihmal olarak ikiye ayrılır.

Ağır ihmal; en basit özenin bile gösterilmemesidir.

Hafif ihmal; dikkatli bir kişiden beklenen özenin gösterilmemesidir.

 

Kusurlu davranış kamu görevlileri tarafından yapılmakla birlikte, yönetime ve yürütülen hizmetlere ilişkin ise idarenin sorumluluğunu gerektirir ki, buna Hizmet Kusuru denir.

 

İdarenin bazı tutum ve davranışlarından, kusurlu olmasa da sorumlu tutulmasına Kusursuz Sorumluluk denir.

Haksız Fiil: Bir ferdin iradesi neticesi vuku bulan ve bir hukuk kuralını ihlal eden olaydır. Haksız fiilin oluşması için; kusur, zarar, hukuka aykırılık ve illiyet bağı gibi dört ana unsur gereklidir.

 

 

DİSİPLİN VE DİSİPLİN CEZASI KAVRAMLARI:

 

Kavram olarak “disiplin” ya da “disiplin cezaları” hakkında hukukta ve literatürde çeşitli tanımlar bulunmaktadır.

      

           

        Ancak devlet memuru için genel kabul gören en iyi tanım, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunun 124 üncü maddesinde yapılmıştır.  Buna göre;Kamu hizmet ve görevlerinin sağlıklı, düzenli ve zamanında gereği gibi yürütülmesini ve yerine getirilmesini sağlamak için kanun, tüzük, yönetmeliklerin kamu görevlilerine ve hizmetlilerine emrettiği ödevleri yurt içinde ya da yurt dışında yerine getirilmesini öngören anlayışa “disiplin”, Bu ödevleri yerine getirmeyenler ile uyulmasını zorunlu kıldığı hususları yapmayanlara ve yasakladığı işleri yapanlara eyleminin niteliğine ve ağırlığına göre uygulanan idari yaptırımlara da “disiplin cezası”, denilmektedir.

 

657 sayılı DMK’da

 

Uyarma,

Kınama,

Aylıktan kesme,

Kademe ilerlemesinin durdurulması,

Devlet memurluğundan çıkarma,

Olmak üzere 5 çeşit disiplin cezası öngörülmüştür.

 

Kanunun 125 inci maddesinde ise, hangi eylemler için hangi cezaların uygulanacağı sayılmıştır. Diğer bir ifade ile memurların, hangi eylemlerinin disiplin suçu olduğu ve hangi tür cezalarla cezalandırılacağını önceden bildikleri bir sistem söz konusudur. Dolayısıyla bu sistem içerisinde memurlar aynı zamanda amirlerinin keyfi hareketlerine karşı da korunmuş olmaktadırlar.

Disiplin cezalarının uygulanacağı kamu görevlileri, yine 657 sayılı Kanunda belirtilmiştir. Buna göre, Kanunun 1 inci maddesi uyarınca, genel ve katma bütçeli kuruluşlar, il özel idareleri, belediyeler ve bunların kurdukları birlikler ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlarda, fonlarda, kefalet sandıklarında ve beden terbiyesi bölge müdürlüklerinde çalışan memurlar hakkında uygulanabilecektir. Ayrıca maddenin ikinci fıkrasında, sözleşmeli ve geçici personel hakkında da bu kanunda belirtilen özel hükümlerin uygulanacağı öngörülmüştür.

 

Gerek 657 sayılı Kanun ve gerekse disiplin suç ve cezaları içeren bazı özel kanunlarda düzenlenen, disiplin hukukuna göre, genel olarak disiplin suçu sayılan eylemleri şu başlıklar altında toplamak mümkündür.

Bunlar;

—Devlet memurlarının kanun, tüzük, yönetmelik hükümlerine göre yapmak zorunda olduğu görevleri yapmamaları hali, 

— Devlet memurlarının uymak zorunda olduğu kurallara uymamaları  hali,

— Devlet memurunca yapılması yasaklanan eylemlerin yapılması hali,

 

Memur Suçları;

 

a) Türk Ceza Kanunu veya ceza hükümlü diğer kanunlarla açıkça suç sayılan söz, fiil ve davranışlar,

 

b) 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda disiplin suçu olarak  sayılan söz, fiil ve davranışlar olmak üzere iki kısma ayrılır.

Birinci gruptakiler, adli nitelikte olup tüm vatandaşlar tarafından işlenebilir. İkinci gruptaki suçlar ise, disiplin nitelikli olup sadece memurlar tarafından işlenebilir. Bu suçlar hakkında ise, idari soruşturma yapılır. İdari soruşturmanın diğer bir adı da disiplin soruşturmasıdır. 

 

Disiplin Soruşturmasında Uygulanacak Cezalar;

 

-657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinde, yer alan hükümlerle belirlenmiştir.

 

- Memurun adli yönden beraat etmesi, disiplin yönünden işlem yapılmasına engel teşkil etmez. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 131. maddesinin ikinci fıkrasında bu husus açıkça belirtilmiştir. Yasa maddesinde; "Memurun ceza kanununa göre mahkum olması veya olmaması halleri, ayrıca disiplin cezasının uygulanmasına engel olamaz'' denilmiştir.

 

Adli mahkemelerde beraat etmiş olmak disiplin yönünden işlem yapılmasına engel teşkil etmez D. 5. D, 30/09/1969 E. 1966/97. K. 1969/2716).

 

MEMURLARIN İŞLEDİKLERİ SUÇLARIN İDARECE HABER ALINMASI

a)      şikayet ve iddia üzerine

b ) ihbar yolu ile

 

c) denetim yolu ile olur.

 

ŞİKAYET : Suçtan zarar görenin bizzat yetkili makamlara başvurarak soruşturma açılmasını istemesidir.Şikayet yazılı ve sözlü olmak üzere iki şekilde yapılır.şikayetin sözlü olarak yapılması halinde bir tutanak düzenlenmesi ve müştekiye imzalattırılması gerekir.

İHBAR : Suçla ilişkisi bulunmayan bir kimse veya kimselerin suç işlendiğini yetkili makamlara bildirmesidir.Sözlü ihbarlarında bir tutanağa geçirilerek muhbire imzalattırılması gerekir.

 

Disiplin Amirleri:

 

 Sağlık Bakanlığı tarafından 23-11-2012 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu Disiplin Yönetmeliğinde disiplin cezası vermeye yetkili amirler gösterilmiştir.

          Kamu hizmetlerinin gereği gibi yürütülmesini sağlamak amacı ile kanunların, tüzüklerin ve yönetmeliklerin Devlet memurlarına emrettiği, ödevleri yurt içinde veya dışında yerine getirmeyenlere, uyulmasını zorunlu kıldığı hususları yapmayanlara, yasakladığı işleri yapanlara durumun niteliğine ve ağırlık derecesine göre 125. maddede sıralanan disiplin cezalarından birisi verilir.

 

Disiplin Cezalarının Çeşitleri ile Ceza Uygulanacak Fiil ve Haller:

 

Madde 125: (Değişik : 12/5/1982-2670/31 md.)

 

Devlet Memurlarına Verilecek Disiplin Cezaları ile Her Bir Disiplin Cezasını Gerektiren Fiil ve Haller Şunlardır :

 

A-Uyarma : Memura, görevinde ve davranışlarında daha dikkatli olması gerektiğinin yazı ile bildirilmesidir.

 

Uyarma Cezasını Gerektiren Fiil ve Haller Şunlardır:

 

a) Verilen emir ve görevlerin tam ve zamanında yapılmasında, görev mahallinde kurumlarca belirlenen usul ve esasların yerine getirilmesinde, görevle ilgili resmi belge, araç ve gereçlerin korunması, kullanılması ve bakımında kayıtsızlık göstermek veya düzensiz davranmak,

 

b) Özürsüz veya izinsiz olarak göreve geç gelmek, erken ayrılmak, görev mahallini terk etmek,

 

c) Kurumca belirlenen tasarruf' tedbirlerine riayet etmemek,

 

d) Usulsüz müracaat veya şikayette bulunmak,

e) Devlet memuru vakarına yakışmayan tutum ve davranışta bulunmak,

 

f) Görevine veya iş sahiplerine karşı kayıtsızlık göstermek veya ilgisiz kalmak,

 

g) Belirlenen kılık ve kıyafet hükümlerine aykırı davranmak,

 

h) Görevin işbirliği içinde yapılması ilkesine aykırı davranışlarda bulunmak.

 

B-Kınama: Memura, görevinde ve davranışlarında kusurlu olduğunun yazı ile bildirilmesidir.

 

Kınama Cezasını Gerektiren Fiil ve Haller Şunlardır:

 

a) Verilen emir ve görevlerin tam ve zamanında yapılmasında, görev mahallinde kurumlarca belirlenen usul ve esasların yerine getirilmesinde, görevle ilgili resmî belge, araç ve gereçlerin korunması, kullanılması ve bakımında kusurlu davranmak,

 

       b) Eşlerinin, reşit olmayan veya mahcur olan çocuklarının kazanç getirici sürekli faaliyetlerini belirlenen sürede kurumuna bildirmemek,

 

        c) Görev sırasında amire hal ve hareketi ile saygısız davranmak,

 

       d) Hizmet dışında Devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak,

 

        e) Devlete ait resmî araç, gereç ve benzeri eşyayı özel işlerinde kullanmak,

 

        f) Devlete ait resmi belge, araç gereç ve benzeri eşyayı kaybetmek,

 

         g) İş arkadaşlarına, maiyetindeki personele ve iş sahiplerine kötü muamelede bulunmak,

 

h) İş arkadaşlarına ve iş sahiplerine söz veya hareketle sataşmak,

 

ı) Görev mahallinde genel ahlâk ve edep dışı davranışlarda bulunmak ve bu tür yazı yazmak, işaret, resim ve benzeri şekiller çizmek ve yapmak,

 

j) Verilen emirlere itiraz etmek,

 

k) Borçlarını kasten ödemeyerek hakkında yasal yollara başvurulmasına neden olmak,

 

1) Kurumların huzur, sükûn ve çalışma düzenin bozmak.

m) Yetkili olmadığı halde basına, haber ajanslarına veya radyo ve televizyon kurumlarına bilgi veya demeç vermek (21.09.2004 tarihli resmi gazetede yayımlanan 5234 sayılı kanunla ek bent)

 

C-Aylıktan Kesme: Memurun, brüt aylığından 1/30-1/8 arasında kesinti yapılmasıdır.

 

Aylıktan Kesme Cezasını Gerektiren Fiil ve Haller Şunlardır:

 

a) Kasıtlı olarak; verilen emir ve görevleri tam ve zamanında yapmamak, görev mahallinde kurumlarca belirlenen usul ve esasları yerine getirmemek, görevle ilgili resmî belge, araç ve gereçleri korumamak, bakımını yapmamak, hor kullanmak,

 

b) Özürsüz olarak bir veya iki gün göreve gelmemek,

 

c) Devlete ait resmî belge, araç, gereç ve benzerlerini özel menfaat sağlamak için kullanmak,

d) Görevle ilgili konularda yükümlü olduğu kişilere yalan ve yanlış beyanda bulunmak,

 

e) Görev sırasında amirine sözle saygısızlık etmek,

f) Görev yeri sınırları içerisinde her hangi bir yerin toplantı, tören ve benzeri amaçlarla izinsiz olarak kullanılmasına yardımcı olmak,

 

       g) (MÜLGA ALT BENT RGT: 25.02.2011 RG NO: 27857 MÜKERRER KANUN NO: 6111/111)

 

       h) (MÜLGA ALT BENT RGT: 25.02.2011 RG NO: 27857 MÜKERRER KANUN NO: 6111/111)

 

         ı) Hizmet içinde Devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak,

        j) (MÜLGA ALT BENT RGT: 25.02.2011 RG NO: 27857 MÜKERRER KANUN NO: 6111/111)

 

 

D-Kademe İlerlemesinin Durdurulması:

 

Fiilin ağırlık derecesine göre memurun, bulunduğu kademede, ilerlemesinin 1-3 yıl durdurulmasıdır.

           Kademe İlerlemesinin Durdurulması Cezasını Gerektiren Fiil ve Haller Şunlardır:

        a) Göreve sarhoş gelmek, görev yerinde alkollü içki içmek,

        b) Özürsüz ve kesintisiz 3-9 gün göreve gelmemek,

c) Görevi ile ilgili olarak her ne şekilde olursa olsun çıkar sağlamak,

d) Amirine veya maiyetindekilere karşı küçük düşürücü veya aşağılayıcı fiil ve hareketler yapmak,

e) Görev yeri sınırları içinde herhangi bir yeri toplantı, tören ve benzeri amaçlarla izinsiz kullanmak veya kullandırmak,

f) Gerçeğe aykırı rapor ve belge düzenlemek,

g) (MÜLGA ALT BENT RGT: 21.09.2004 RG NO: 25590 KANUN NO: 5234/33)

         h) Ticaret yapmak veya Devlet memurlarına yasaklanan diğer kazanç getirici faaliyetlerde bulunmak,

ı) Görevin yerine getirilmesinde dil, ırk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep ayırımı yapmak, kişilerin yarar veya zararını hedef  tutan davranışlarda bulunmak,

j) Belirlenen durum ve sürelerde mal bildiriminde bulunmamak,

         k) Açıklanması yasaklanan bilgileri açıklamak,

l) Amirine, maiyetindekilere, iş arkadaşları veya iş sahiplerine hakarette bulunmak veya bunları tehdit etmek,

m) Diplomatik statüsünden yararlanmak suretiyle yurt dışında, haklı bir sebep göstermeksizin ödeme kabiliyetinin üstünde borçlanmak ve borçlarını ödemedeki tutum ve davranışlarıyla Devlet itibarını zedelemek veya zorunlu bir sebebe dayanmaksızın borcunu ödemeden yurda dönmek,

n) Verilen görev ve emirleri kasten yapmamak,

o) Herhangi bir siyasi parti yararına veya zararına fiilen faaliyette bulunmak.

E-Devlet Memurluğundan Çıkarma:

 

Bir daha Devlet memurluğuna atanmamak üzere memurluktan çıkarmaktır.

Devlet Memurluğundan Çıkarma Cezasını Gerektiren Fiil ve Haller Şunlardır :

a) İdeolojik veya siyasi amaçlarla kurumların huzur, sükun ve çalışma düzenini bozmak, boykot, işgal, (DEĞİŞİK İBARE RGT: 25.02.2011 RG NO: 27857 MÜKERRER KANUN NO: 6111/111) kamu hizmetlerinin yürütülmesini engelleme, işi yavaşlatma ve grev gibi eylemlere katılmak veya bu amaçlarla toplu olarak göreve gelmemek, bunları tahrik ve teşvik etmek veya yardımda bulunmak,

 

b) Yasaklanmış her türlü yayını veya siyasi veya ideolojik amaçlı bildiri, afiş, pankart, bant ve benzerlerini basmak, çoğaltmak, dağıtmak veya bunları kurumların herhangi bir yerine asmak veya teşhir etmek,

c) Siyasî partiye girmek,

d) Özürsüz olarak  bir yılda toplam 20 gün göreve gelmemek,

e) Savaş, olağanüstü hal veya genel âfetlere ilişkin konularda amirlerin verdiği görev veya emirleri yapmamak,

         DEĞİŞİK ALT BENT RGT: 25.02.2011 RG NO: 27857 MÜKERRER KANUN NO: 6111/111)

        f) Amirlerine, maiyetindekilere ve iş sahiplerine  fiili tecavüzde bulunmak,

 

 

 

g) Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak,

 

h) Yetki almadan gizli bilgileri açıklamak,

 

ı) Siyasî ve ideolojik eylemlerden arananları görev mahallinde gizlemek,

 

j) Yurt dışında Devletin itibarını düşürecek veya görev haysiyetini zedeleyecek tutum ve davranışlarda bulunmak,

 

k) 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkındaki Kanuna aykırı fiilleri işlemek.

 

 

Disiplin cezası verilmesine sebep olmuş bir fiil veya halin cezaların (DEĞİŞİK İBARE RGT: 25.02.2011 RG NO: 27857 MÜKERRER KANUN NO: 6111/111)  özlük dosyasından silinmesine ilişkin süre içinde tekerrüründe bir derece ağır ceza uygulanır. Aynı derecede cezayı gerektiren fakat ayrı fiil veya haller nedeniyle verilen disiplin cezalarının üçüncü uygulamasında bir derece ağır ceza verilir.

 

Geçmiş hizmetleri sırasındaki çalışmaları olumlu olan ve (DEĞİŞİK İBARE RGT: 25.02.2011 RG NO: 27857 MÜKERRER KANUN NO: 6111/111) ödül veya başarı belgesi alan memurlar için verilecek cezalarda bir derece hafif olanı uygulanabilir. (Burada yetkili amirlere bir takdir hakkı tanınmış olmakla birlikte, şayet alt ceza uygulanmamış ise gerekçesinin belirtilmesi gerekmektedir. Aksi halde idari yargı kararları ile bir alt cezanın uygulanması gerektiği yönünde içtihat oluşmuştur. Nitekim Danıştay 8.Dairesi 28.10.1991 tarihli bir kararında(Esas. 1991/1399 Karar.1991/1677), gerekçenin açıklanması gerektiğini belirtmiştir.Bu nedenle  Bir alt cezanın uygulanmadığı hallerde İdari Yargıda ,Disiplin amirlerinin gerekçesine bakılarak  öne sürdükleri gerekçenin kabul edilebilir nitelikte olup olmadığına bakılarak karar verilmektedir.)

      Bilindiği gibi uyarma cezasının bir altı bulunmamaktadır. Ancak kınama cezasının bir altı uyarma, aylıktan kesim cezasının bir altı kınama, kademe ilerlemesinin durdurulması cezasının bir altı aylıktan kesim ve Devlet memurluğundan çıkarma cezasının bir altı ulaşabileceği derecenin son kademesinde olanlar için aylıktan kesim ve diğerleri için kademe ilerlemesinin durdurulması cezasıdır.

 

Yukarıda sayılan ve disiplin cezası verilmesini gerektiren fiil ve hallere nitelik ve ağırlık  itibariyle benzer eylemlerde bulunanlara da aynı neviden disiplin cezaları verilir.

 

Öğrenim durumları nedeniyle yükselebilecekleri kadroların son kademelerinde bulunan Devlet memurlarına, kademe ilerlemesinin durdurulması cezasının verilmesini gerektiren hallerde, brüt aylıklarının 1/4'ü-1/2'si kesilir ve tekerrüründe görevlerine son verilir.

 

Özel kanunların disiplin suçlan ve cezalarına ilişkin hükümleri saklıdır.

 

 Disiplin kovuşturmasının yapılmış olması, fiilin genel hükümler kapsamına girmesi halinde, sanık hakkında ayrıca ceza kovuşturması açılmasına engel teşkil etmez.

 

 

Disiplin Cezası Verilebilmesi İçin;

 

-İşlenmiş bir suçun bulunması, 

 

-Bu suçun bir memur tarafından işlenmiş olması,

-Soruşturma yapılmış olması,

-Memurun savunmasının alınmış olması, 

 

-Suçun zaman aşımına uğramamış olması,

 

Verilecek disiplin cezasının yasada belirlenmiş olması gerekir. 

 

Örnek mahkeme kararı

 

1.     Önemli olan önceki cezanın tebliği ve uygulanması değil,aynı nitelikte suçun tekrar işlenmesidir(.Danıştay 8.Daire 13.06.1994 tarih ve Esas 1994/356, Karar 1994/1779)

 

2. 657 sayılı Yasanın 125. maddesinde "cezaların tekerrüründen" değil, disiplin cezalarının verilmesine sebep olmuş bir "fiil veya halin" tekerrürü halinden bahsedilmiş olup, bu nedenle söz konusu fiil ve haller mevcut iken, bu fiil ve haller nedeniyle verilen disiplin cezalarının affa uğramış olmasıyla ilgiliye tekerrür hükümlerinin uygulanamayacağı sonucuna varılmasına olanak bulunmamaktadır. (Danıştay 12.Dairesi Esas:  2000/3109 Karar: 2000/3834 Karar Tarihi: 08.11.2000)

 

-Cezada hafifletmeye gidildiyse tekerrür halinde,verilmiş cezaya göre değil, verilmesi gereken ilk cezaya göre değerlendirme yapılması gerekmektedir.

 

Kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını alan bir memur, 10 yıl içinde aynı suçu tekrar ederse, bu cezanın bir ağırı olan Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile tecziye edilir.

 

       Bir üst ceza, kanunda sayılan disiplin cezalarının sıralamasındaki üst anlamına gelmektedir. Örneğin uyarmanın üst cezası kınama, kınamanın üst cezası aylıktan kesim cezasıdır. Keza bir eylemi nedeniyle 1 yıl kademe ilerlemesinin durdurulması cezası almış bir memurun bu cezanın sicilden silinebilmesi için geçmesi gereken 10 yıl içinde aynı eylemi tekrarlaması halinde 2 yıl kademe ilerlemesinin durdurulması cezası değil kademe ilerlemesi cezasının bir üstü olan Devlet memurluğundan çıkarma cezasının uygulanması gerekmektedir.

Danıştay 8.Dairesi Esas:  1993/1293 Karar: 1994/680 Karar Tarihi: 02.03.1994

ÖZET: Disiplin cezası verilmesine neden olmuş bir fiil veya halin öğrencilik süresince tekerrüründe bir derece ağır ceza uygulanır. Bir derece ağır ceza kavramından suçun niteliği hangi cezayı gerektiriyorsa bu cezanın bir derece ağırının anlaşılması gerekir. Aksi bir anlayış cezaların derece derece ağırlaşarak fakülteden çıkarılması sonucunu doğurur ki bu da Anayasa ile güvence altına alınan öğrenim hakkını kısıtlayıcı bir duruma yol açar. Bu durumda öğrencinin eyleminin kınama cezasını gerektirmesi açık olduğuna göre, tekerrür durumunda kınama cezasının bir derece ağırı olan bir haftadan bir aya kadar uzaklaştırma cezasının uygulanması gerekirken, bir yarıyıl uzaklaştırma cezası verilmesi isabetsizdir.

-Tekerrür nedeniyle bir derece ağır ceza verilirken, işlenen suçun niteliği hangi cezayı gerektiriyorsa bu cezanın bir derece ağırının verilebileceği, yoksa her suç işlenişinde önceki cezanın bir üstü cezanın verilemeyeceği...”(Danıştay 8.Daire Esas No: 1993/1203; Karar No: 1994/680)

 

-“Tekerrürden dolayı aynı suçun her işlenmesinde daha üst ceza verilerek Memuriyetten  çıkarma cezası verilemeyeceği...”(Danıştay 8.Daire Esas No:1994/162; Karar No: 1994/1579)

 

Aynı süre içinde aynı derecede cezayı gerektiren, fakat ayrı bir suçun işlenmesi halinde tekerrür hükmü uygulanmaz.

 

Aynı derecede cezayı gerektiren fakat, ayrı fiil ve haller nedeniyle verilen disiplin cezalarının üçüncü uygulamasında bir derece ağır ceza tatbik edilir. Burada anlatılmak istenen konu, aynı derece ceza verilmesini gerektiren iki ayrı eylemden sonra, muayyen süre içerisinde aynı derece cezayı gerektiren üçüncü bir eylemin işlenmiş olmasıdır.

 

 Disiplin Cezalarının Hafifletilmesi:

 

657 sayılı DMK’nın 125. maddesinin (E) fıkrasının (k) bendini takip eden ikinci paragrafında ‘’Geçmiş hizmetleri sırasındaki çalışmaları olumlu olan ve (DEĞİŞİK İBARE RGT: 25.02.2011 RG NO: 27857 MÜKERRER KANUN NO: 6111/111) ödül veya başarı belgesi alan memurlar için verilecek cezalarda bir derece hafif olanı uygulanabilir’’ denmektedir.

''Uygulanabilir'' durumu zorunluluk ifade etmez.Ancak burada yetkili amirlere bir takdir hakkı tanınmış olmakla birlikte, şayet alt ceza uygulanmayacaksa gerekçesinin belirtilmesi gerekmektedir Ceza vermeye yetkili amir ve kurullar isterlerse, bu maddeye binaen memurların cezalarını hafifletilebilirler.

 

Örnek. 20 senelik kamu hizmeti sırasında başarılı çalışmalarıyla dikkati çeken ve ödül veya başarı belgesi alan bir memur izinsiz veya kurumunca kabul edilen mazereti olmaksızın 1 gün süreyle göreve gelmezse, bu halde kendisi hakkında uygulanması gereken disiplin cezası aylıktan kesim cezası olmasına karşın, disiplin cezası vermeye yetkili disiplin amiri, memurun önceki hizmetlerinde görülen başarısını ödül veya başarı belgesini  dikkate alarak memura bir derece hafif olan "kınama cezası'' cezasını verebilir.

 

Disiplin cezalarının bir süre sonra özlük dosyasından silinmesi:

 

Disiplin cezaları memurun özlük dosyasına işlenir .Cezaların özlük dosyasından silinme süresi anılan kanunun 133. maddesinde belirtilmiştir.

 

Madde 133 - (DEĞİŞİK MADDE RGT: 16.05.1982 RG NO: 17696 KANUN NO: 2670/37)

Disiplin cezaları memurun (DEĞİŞİK İBARE RGT: 25.02.2011 RG NO: 27857 MÜKERRER KANUN NO: 6111/117) özlük dosyasına işlenir. Devlet memurluğundan çıkarma cezasından başka bir disiplin cezasına çarptırılmış olan memur uyarma ve kınama cezalarının uygulanmasından 5 sene, diğer cezaların uygulanmasından 10 sene sonra atamaya yetkili amire başvurarak, verilmiş olan cezalarının (DEĞİŞİK İBARE RGT: 25.02.2011 RG NO: 27857 MÜKERRER KANUN NO: 6111/117) özlük dosyasından silinmesini isteyebilir.

Memurun, yukarıda yazılan süreler içerisindeki davranışları, bu isteğini haklı kılacak nitelikte görülürse, isteğinin yerine getirilmesine karar verilerek bu karar (DEĞİŞİK İBARE RGT: 25.02.2011 RG NO: 27857 MÜKERRER KANUN NO: 6111/117)  özlük dosyasına işlenir.

 

Kademe ilerlemesinin durdurulması cezasının (DEĞİŞİK İBARE RGT: 25.02.2011 RG NO: 27857 MÜKERRER KANUN NO: 6111/117)  özlük dosyasından çıkarılmasında disiplin kurulunun mütalaası alındıktan sonra yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır.

 

 Bu maddeye göre; ''uyarma'' ve ''kınama'' cezaları cezanın uygulanmasından 5 sene, ''aylıktan kesme'' ve ''kademe ilerlemesinin durdurulması'' cezaları da 10 sene sonra özlük dosyasından silinir. Bu cezaların özlük dosyasından silinebilmesi için memurun, atamaya yetkili amire başvurması gerekir. ''Devlet memurluğundan çıkarma cezası'' sicilden silinmez.

 

 

 

Disiplin Cezası Uygu1amasında Takdir Hakkı:

 

Disiplin cezalarının uygulanmasıyla ilgili olarak anılan kanunun 126. maddesinde; ''Disiplin Kurulu ve Yüksek Disiplin Kurulu'nun ayrı bir ceza tayinine yetkisi yoktur; cezayı kabul veya reddeder. Ret halinde, atamaya yetkili amirler, 15 gün içinde başka bir disiplin cezası vermekte serbesttirler.” hükmü yer almaktadır. Bu madde, takdir yetkisini sadece atamaya yetkili amire vermektedir.

 

Disiplin Cezası Vermeye Yetkili Amir ve Kurullar:

 

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 126. maddesine göre; ''uyarma'', ''kınama'' ve ''aylıktan kesme'' cezaları disiplin amirleri tarafından; ''Kademe İlerlemesinin Durdurulması'' cezası, memurun bağlı olduğu kurumdaki "Disiplin Kurulunun'' kararı alındıktan sonra, atamaya yetkili amirler tarafından, "İl Disiplin Kurulunun'' kararına dayanan hallerde valiler tarafından verilir. ''Devlet memurluğundan çıkarma'' cezası amirlerin bu yoldaki isteği üzerine, memurun bağlı bulunduğu kurumun "Yüksek Disiplin Kurulu'' kararı ile verilir. Özel Kanunların disiplin cezası vermeye yetkili amir ve kurullarla ilgili hükümleri saklıdır.

 

 Disiplin Kurulları :

 

657 sayılı Devlet memurları Kanunu'nun 134. maddesi, disiplin kurullarının oluşmasına dayanak teşkil etmektedir. Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Hakkında Yönetmelikte belirtilmiştir. Bu yönetmeliğe göre disiplin kurulları;

-İl Disiplin Kurulu,

-Merkez Disiplin Kurulu,

-Yüksek Disiplin Kurulu,

şeklinde oluşmakta olup,

İl Disiplin Kurulu:

Valinin veya görevlendireceği vali yardımcısının başkanlığında;

-Hukuk İşleri Müdürü,

-Defterdar ,

-Milli Eğitim Müdürü,

-Sağlık Müdürü,

-Tarım İl Müdürü,

-Bayındırlık ve İskan Müdürü'nden oluşur.

Disiplin Kurullarının Görev Alan1arı :

İl Disiplin Kurulu; Bakanlar Kurulu veya ortak kararla atananlar hariç, bakanlığın illerdeki teşkilatında çalışan personelin,.

Merkez Disiplin Kurulu; bakanlık merkez teşkilatında çalışan, bakanlar kurulu veya ortak kararla ya da başka surette atanan her türlü görevli hakkında, 

Yüksek Disiplin Kurulu; Bakanlığın merkez ve taşra teşkilatında çalışan bütün görevlilerin, ''Devlet memurluğundan çıkarma  cezası ile ilgili işleri karara bağlar.

Yüksek Disiplin Kurulu, kendilerine intikal eden dosyaların incelenmesinde, gerekli gördükleri takdirde, ilgilinin özlük dosyasını ve her nevi evrakı incelemeye, ilgili kurumlardan bilgi almaya, yeminli tanık ve bilirkişi dinlemeye veya niyabeten dinletmeye, mahallen keşif yapmaya veya yaptırmaya yetkilidirler.

 

Hakkında memurluktan çıkarma cezası istenen memur, özlük dosyası hariç, soruşturma evrakını incelemeye, tanık dinletmeye, disiplin kurulunda sözlü veya yazılı olarak kendisi veya vekili vasıtasıyla savunma yapma hakkına sahiptir (657. mad. 129).

 

 

Memurun Savunma Hakkı:

 

Savunma hakkının esası, adalet ilkesine dayanır. Söylenmesi gerekenin ceza korkusu ile söylenememesi adaletin yerine getirilmesine engel olur. Bu sebeple memura en son olarak savunma hakkı tanınmıştır.

     1982 Anayasası'nın 129. maddesinde; ''Memurlar ve diğer kamu görevlileri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve bunların üst kuruluşları memurlarına savunma hakkı tanınmadıkça disiplin cezası verilemez.” denilmektedir.

Anayasanın yukarıya alınan hükmüne dayanılarak 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu' nun 130. maddesinde;

''Devlet memuru hakkında savunması alınmadan disiplin cezası verilemez. Soruşturmayı yapanın veya yetkili disiplin kurulunun (7) günden az olmamak üzere verdiği süre içinde veya belirtilen bir tarihte savunmasını yapmayan memur; savunma hakkından vazgeçmiş sayılır.” denilmiştir.

 

Yasa maddesinde memurun savunma yapması için belirli bir sürenin verilmesi öngörülmüştür. Disiplin cezasını verecek olan amir veya disiplin kurulu memura savunması için en az yedi gün süre tanır. Bu süre içinde savunma yapmayan memur, savunma hakkından vazgeçmiş sayılır. Savunma hakkından vazgeçmiş sayılma, memurun işlediği suçu ikrar anlamına gelmez, suçluluğa elde mevcut bilgi ve belgelere göre karar verilmesi gerekir.

 

Soruşturma sırasında müfettiş veya muhakkikin memurun ifadesini alması, yasa maddesinde yazılı memurun savunması değildir. Soruşturma tamamlandıktan sonra mutlaka memurun savunmasının alınması gerekir. Bu savunma alınmadan ceza verilmesi, yasaya aykırı bir durumdur. Bu tür cezalar, idari yargıda açılan davalar neticesinde iptal edilmektedir.

 

 

Türk Ceza Kanunu İle 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun 125. Maddesinde Yer Alan ve Birbiriyle İlintisi  Bulunan Maddeler;

 

TÜRK CEZA KANUNU MADDELERİ

657 SAYILI DMK’NIN 125.  MADDESİ

 

Basit Zimmet, nitelikli zimmet

 İrtikap,

 Rüşvet,  Hırsızlık,

 Dolandırıcılık ve hileli  İflas,

 

(E/g) Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak.

 Devlet Sırlarının açıklanması

(E/ h) Yetki almadan gizli bilgileri açıklamak.

Gayrın (Meslek) Sırrını İfşa

Fiil’e göre;

(C/ı) Hizmet içinde Devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak

(D/k) Açıklanması yasak bilgileri açıklamak.

Denetim görevini yerine getirmeyerek

Zimmetin Oluşmasını ve Artmasını Mümkün Kılmak

 

(C/a) Kasıtlı olarak, verilen emir ve görevleri tam ve zamanında yapmamak.

Resmi Alım, Satım ve Yapıma Fesat Karıştırmak

Fiil’e göre;

(D/ı) Görevin yerine getirilmesinde kişilerin yarar ve zararını, hedef tutan davranışlarda bulunmak.

(E/g) Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak.

Memurların Devlet İhalelerinden Haksız Çıkar Sağlamaları

(D/c) Görevi ile ilgili olarak her ne şekilde olursa olsun çıkar sağlamak.

Keyfi ve Sert Muamele

Fiile göre;

(D/ı) Görevin yerine getirilmesinde, kişilerin yarar ve zararına hedef tutan davranışlarda bulunmak.

(C/ı) Hizmet içinde devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışta bulunmak.

Memuriyet Sırrını İfşa

Fiile göre;

(C/ı) Hizmet içinde devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışta bulunmak.

(D/k) Açıklanması yasaklanan bilgileri açıklamak.

Görevi kötüye kullanmak (Görevi İhmal şeklinde )

 

Fiile göre;

(C/a) Kasıtlı olarak, verilen emir ve görevleri tam ve zamanında yapmamak.

(D/n) Verilen görev ve emirleri kasten yapmamak.

(Verilen emir ve görevlerin tam ve zamanında yapılmamasında kusurlu davranmak

(B/a) sadece disiplin cezasını gerektirir.]

(Verilen emirlere itiraz etmek)

(B/j) fiili sadece disiplin cezasını gerektirir.}.

Öğrendiği Suçu merciine Haber Vermemek

Fiile göre;

(C/a) Kasıtlı olarak belirlenen usul ve esasları yerine getirmemek.

(C/ı) Hizmet içinde Devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak.

Memurların Birlikte Görevi Bırakmaları veya Göreve Gelmemeleri.

(E/a) Toplu olarak göreve gelmemek

 Memurun Ticaret Yapması

(D/h) Ticaret yapmak veya devlet memuruna yasaklanan diğer kazanç getirici faaliyetlerde bulunmak.

(TCK’nın 238. maddesinde işaret edilen hususların dışında memurun kazanç getirici faaliyette bulunması disiplin cezasını gerektirir)

Görevi Kötüye Kullanmak

Fiile göre;

(D/c) Görevi ile ilgili olarak her ne şekilde olursa olsun çıkar sağlamak.

(D/ı) Görevin yerine getirilmesinde  kişilerin yarar ve zararını hedef tutan davranışlarda bulunmak.

(C/a) Kasıtlı olarak belirlenen usul ve esasları yerine getirmemek.

(C/c) Devlete ait resmi belge, araç, gereç ve benzerlerini özel menfaat sağlamak için kullanmak .

Kanunen İfası Lazım Gelen Hizmetten  İmtina

(C/a) Kasıtlı olarak belirlenen usul ve esasları yerine getirmemek.

İftira

(C/ı) Hizmet içinde Devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak

Yalan Yere Tanıklık ve Ant İçmek

(C/ı) Hizmet içinde Devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak

Evrakta Sahtekarlık

Fiile göre;

(C/ı) Hizmet içinde Devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak

(D/ı) Görevin yerine getirilmesinde  kişilerin yarar ve zararını hedef tutan davranışlarda bulunmak

(E/g) Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak.

Gerçeğe Aykırı Belge Düzenlemek

 

(D/f) Gerçeğe aykırı rapor ve belge düzenlemek.

Ticaret ve Sanayi ve Artırmaya Fesat Karıştırmak

(D/ı) Görevin yerine getirilmesinde  kişilerin yarar ve zararını hedef tutan davranışlarda bulunmak.

Tedbirsizlik, Dikkatsizlik veya Meslekte  Acemilik Nedeniyle Ölüme Sebebiyet Vermek.

Fiil’e göre;

(C/ı) Hizmet içinde Devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak.

(D/ı) Görevin yerine getirilmesinde kişilerin yarar ve zararını hedef tutan davranışlarda bulunmak.

 Şahıslara Karşı Müessir Fiiller  (Dövme,Yaralama)

Fiil’e göre;

(E/f) Amirine ve maiyetindekilere ve iş sahiplerine fiili tecavüzde bulunmak.

(D/d) Amirine ve maiyetindekilere karşı küçük düşürücü veya aşağılayıcı fiil ve hareketler yapmak.

(Söz veya hakaretle sataşmak(B/h) fiili sadece disiplin cezasını gerektirir.)

Şahıslara Karşı Müessir Fiiller (Bir Kişiye  Bedence Eza Vererek Sıhhatini Bozmak.)

(D/ı) Görevin yerine getirilmesinde kişilerin yarar ve zararını hedef tutan davranışlarda bulunmak.

Hakaret , Sövme, Tehdit

Fiil’e göre;

(D/ı) Amirine, maiyetindekilere iş arkadaşları veya iş sahiplerine hakarette bulunmak veya bunları tehdit etmek.

(Amire hal ve hareketi ile saygısız davranmak (B/c)fiili sadece disiplin cezasını gerektirir).

(Kötü muamele (B/g) fiili sadece disiplin cezasını gerektirir).

(Sözle saygısızlık (C/e) fiili sadece disiplin cezasını gerektirir).

 

 

 

 Emniyeti Suiistimal (İnancı kötüye kullanmak)

Fiil’e göre ;

(D/c) Görevi ile ilgili olarak her ne şekilde olursa olsun çıkar sağlamak

(D/ı) görevin yerine getirilmesinde kişilerin yarar ve zararını hedef tutan davranışlarda bulunmak.

(E/g) memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak.

Yetkili Organların Emrine İtaatsizlik

Fiil’e göre;

(C/a) Kasıtlı olarak.belirlenen usul ve esasları yerine getirmemek.

(D/n) Verilen görev ve emirleri kasten yapmamak.

Cürmü Haber Vermekte Zühul

Fiil’e göre; (A/a), (B/a), (C/a)

Delillerin Muhafazasında İhmal

Fiil’e göre;(A/a), (B/a), (C/a)

Arabaların Yönetim ve Korunmasında Kusur

Fiil’e göre; (A/a), (B/a), (C/a)

Sarhoşluk

(D/a) Göreve sarhoş gelmek,görev yerinde alkollü içki içmek.

Edebe Muhalif Hareketler

 

Fiil’e göre;

 

(C/ı) Hizmet içinde devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak.

 

(B/ı) Görev mahallinde genel ahlak ve edep dışı davranışlarda bulunmak ve bu tür yazı yazmak, işaret, resim benzeri şekiller çizmek ve yapmak.

 

 

 

 Disiplin Cezalarına itiraz:

 

1982 Anayasası'nın 129. maddesinin 3. fıkrasında,yapılan değişiklikle  Disiplin kararları yargı denetimi dışında bırakılamaz  hükmü getirilmiştir. (13.05.2010 tarihli değişiklikle)Böylece tüm disiplin cezalarına yargı yolu açılmıştır.

 

Madde 135 - (DEĞİŞİK MADDE RGT: 25.02.2011 RG NO: 27857 MÜKERRER KANUN NO: 6111/113)

Disiplin amirleri tarafından verilen uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezalarına karşı disiplin kuruluna, kademe ilerlemesinin durdurulması cezasına karşı yüksek disiplin kuruluna itiraz edilebilir.

 

İtirazda süre, kararın ilgiliye tebliği tarihinden itibaren yedi gündür. Süresi içinde itiraz edilmeyen disiplin cezaları kesinleşir.

 

İtiraz mercileri, itiraz dilekçesi ile karar ve eklerinin kendilerine intikalinden itibaren otuz gün içinde kararlarını vermek zorundadır.

 

İtirazın kabulü hâlinde, disiplin amirleri kararı gözden geçirerek verilen cezayı hafifletebilir veya tamamen kaldırabilirler.

 

Disiplin cezalarına karşı idari yargı yoluna başvurulabilir.

 

    Disiplin Cezalarında Zaman Aşımı:

 

Zaman aşımı, kanunda yazılı sürelerin geçmesiyle Devletin dava açma ve ceza verme yetkisinin düşmesidir.

 

657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun 127. Maddesinde Zaman Aşımı Şu Şekilde Belirtilmiştir:

 

Bu Kanunun 125. maddesinde sayılan fiil ve halleri işleyenler hakkında, bu fiil ve hallerin işlendiğinin öğrenildiği andan itibaren;

 

Uyarma, kınama, aylıktan kesme ve kademe ilerlemesinin durdurulması cezalarında, BİR AY içinde disiplin soruşturmasına,

 

Memurluktan çıkarma cezasında, ALTI AY içinde disiplin kovuşturmasına, başlanmadığı takdirde disiplin cezası verme yetkisi zaman aşımına uğrar.

 

Disiplin cezasını gerektiren fiil ve hallerin işlendiği tarihten itibaren nihayet İKİ YIL içinde disiplin cezası verilmediği takdirde, ceza verme yetkisi zaman aşımına uğrar. 

 

 

Fiilin İşlenildiğinin Öğrenildiği Tarih;

 

Disiplin amirinin durumu öğrenmiş olduğu ve işi resmiyete geçirip evrakın ilgili birimin genel evrak kaydına girişi ile başlar. Bu husus, disiplin fiillerinin öğrenilmesi keyfiyetinin  kayıt gördüğü tarih olarak esas alınmasını gerekli kılmaktadır. Nitekim 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu ve Bakanlıkların Yeniden Düzenlenmesi ve Çalışma Esasları Hakkındaki 27/02/1982 tarihli ve 8/4334 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesinde işlemlerin süre yönünden başlangıç tarihi olarak, evrakın ilgili birimin genel evrak kaydına girişi ile başlayacağı hükme bağlanmıştır.

 

 Disiplin Cezalarının Uygu1ama ve Karar Süresi

 

Disiplin amirleri uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezalarını soruşturmanın tamamlandığı günden itibaren 15 gün içinde vermek zorundadırlar.

 

Kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektiren hallerde soruşturma dosyası, kararını bildirmek üzere yetkili disiplin kuruluna 15 gün içinde tevdi edilir. Disiplin Kurulu da dosyayı aldığı tarihten itibaren 30 gün içinde soruşturma evrakına göre kararını bildirir. Memurluktan çıkarma cezası için disiplin amirleri tarafından yaptırılan soruşturmaya ait dosya, memurun bağlı bulunduğu kurumun Yüksek Disiplin Kurulu'na tevdiinden itibaren azami ALTI AY içinde bu kurulca, karara bağlanır (657, mad.128).

 

Disiplin Cezasını Düşüren Haller:

 

Memurların kusurlu fiil ve hallerinden dolayı kendilerine uygulanan disiplin cezaları;

-İlgilisine tebliğ edilmeden memurun ölmesi,

 

-Lehte yeni bir kuralın konması,

 

-Cezanın değişmesi ve fiilin disiplin suçu olmaktan çıkması,

 

-Suç olan fiilin soruşturma açma veya ceza verme zaman aşımına uğramış olması,

 

-Disiplin ile ilgili af yasası çıkması. (En son 2006 yılında çıkarılan 5525 sayılı yasa ile 23 Nisan 1999 tarihinden 14.02.2005 tarihine kadar  işlenmiş disiplin cezaları affedilmiştir.Bu yüzden bu tarihler arasında disiplin cezası almış olan memurların disiplin cezalarına ait tüm kayıtların ilgili memurun müracaatı aranmaksızın özlük dosyalarından çıkarılması gerekmektedir.

                          Disiplin cezalarının Uygulaması

 

Madde 132 - (DEĞİŞİK MADDE RGT: 16.05.1982 RG NO: 17696 KANUN NO: 2670/36) (KOD 3) (KOD 2) (KOD 1)

Disiplin cezaları verildiği tarihten itibaren hüküm ifade eder ve derhal uygulanır.

 

Aylıktan kesme cezası, cezanın veriliş tarihini takip eden aybaşında uygulanır.

 

Verilen disiplin cezaları (DEĞİŞİK İBARE RGT: 25.02.2011 RG NO: 27857 MÜKERRER KANUN NO: 6111/112) üst disiplin amirine, Devlet memurluğundan çıkarma cezası ayrıca (DEĞİŞİK İBARE RGT: 18.06.1984 RG NO: 18435 KHK NO: 217/30) Devlet Personel Başkanlığına bildirilir.

 

Disiplin Cezalarının Memura Etkisi:    

DMK 132.Md.

(DEĞİŞİK FIKRA RGT: 25.02.2011 RG NO: 27857 MÜKERRER KANUN NO: 6111/112)

 

Aylıktan kesme cezası ile tecziye edilenler  5 yıl, kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile tecziye edilenler 10 yıl boyunca daire başkanı kadrolarına, daire başkanı kadrosunun dengi ve daha üstü kadrolara, bölge ve il teşkilatlarının en üst yönetici kadrolarına, düzenleyici ve denetleyici kurumların başkanlık ve üyeliklerine, vali ve büyükelçi kadrolarına atanamazlar.

 

               Memurun Görevden Uzaklaştırılması:

 

Görevden uzaklaştırma, Devlet kamu hizmetlerinin gerektirdiği hallerde,  görevi başında kalmasında sakınca görülen Devlet memurları hakkında alınan ihtiyati bir tedbirdir. Bu tedbir, soruşturmanın herhangi bir safhasında alınabilir (657, mad.137).

 

a) Görevden Uzaklaştırmaya Yetkili Olanlar :

 

1. Atamaya yetkili amirler,

 

2. Bakanlık ve genel müdürlük müfettişleri,

 

3. İllerde valiler,

 

4. İlçelerde kaymakamlar (ilçe idare şube başkanları hakkında valinin muvafakati şarttır).

 

Valiler ve kaymakamlar tarafından alınan görevden uzaklaştırma tedbiri, memurun kurumuna derhal bildirilir.  Haklarında mahkemelerce cezai kovuşturma yapılan memurlar da zikredilen yetkililerce görevden uzaklaştırılabilirler (657, mad.140).

 

b) Görevden Uzaklaştıran Amirin Sorumluluğu:

 

Görevinden uzaklaştırılan Devlet memurları hakkında görevden uzaklaştırmayı izleyen 10 iş günü içinde soruşturmaya başlanılması şarttır. Memuru görevden uzaklaştırdıktan sonra derhal soruşturmaya başlamayan, keyfi olarak veya garaz veya kini dolayısıyla bu tasarrufu yaptığı, yaptırılan soruşturma sonunda anlaşılan amirler hukuki, mali ve cezai sorumluluğa tabidirler (657, mad. 139).

    Soruşturma sonunda disiplin yüzünden memurluktan çıkarma veya cezai bir işlem uygulanmasına lüzum kalmayan Devlet memurları için alınmış görevden uzaklaştırma tedbiri yukarıda belirtilen yetkililerce, (müfettişler tarafından görevden uzaklaştırılanlar hakkında atamaya yetkili amirlerce) derhal kaldırılır (657, mad.142).

 

c) Memurun Göreve Tekrar Başlatılması Zorunlu Olan Haller

 

Soruşturma veya yargılanma sonunda yetkili mercilerce;

 

a) Haklarında memurluktan çıkarmadan başka bir disiplin cezası verilenler,

 

b) Yargılamanın men'ine veya beraatına karar verilenler,

 

c) Hükümden önce haklarındaki kovuşturma genel af ile kaldırılanlar,

 

d) Görevlerine ve memurluklarına ilişkin olsun veya olmasın memurluğa engel olmayacak bir ceza ile hükümlü olup cezası ertelenenler,

 

Bu kararların kesinleşmesi üzerine haklarındaki görevden uzaklaştırma tedbiri kaldırılır (657, mad. 143).

Görevden uzaklaştırma tedbiri, memurun soruşturmaya konu olan fiillerinin, hizmetlerini devama engel olmadığı hallerde her zaman kaldırılabilir (657, mad. 144).

 

d) Görevden Uzaklaştırmada Süre:

 

Görevden uzaklaştırma bir disiplin kovuşturması icabından olduğu takdirde en çok 3 AY devam edebilir. Bu süre sonunda hakkında bir karar verilmediği takdirde memur görevine başlatılır. Bir ceza kovuşturması icabından olduğu takdirde, görevinden uzaklaştırmaya yetkili amir (Müfettişlerin görevinden uzaklaştırdıkları memurlar hakkında atamaya yetkili amir) ilgilinin durumunu her iki ayda bir inceleyerek görevine dönüp dönmemesi hakkında karar verir ve ilgiliye de yazı ile tebliğ eder (657, mad. 145).

 

e) Görevden Uzaklaştırmanın Gerekçeleri:

 

Görevden uzaklaştırma, memurlar hakkında gerek ceza yasasına, gerek disiplin hüküm1erine göre, soruşturmanın sağlıklı bir biçimde yürütülmesi için başvurulan geçici bir önlemdir. Görevden uzaklaştırma kararı bir görevden çıkarma kararı değildir, bu nedenle memuriyet görevi sona ermez. Yapılan soruşturmanın sonuçlanması yahut ceza soruşturması sonunda verilecek muhakemenin yapılmasına gerek olmadığı ya da beraat kararı ve disiplin soruşturması sonunda memurluktan çıkarmaya gerek kalmayanlar hakkında alınan karar ile görevden uzaklaştırma sona ermiş olur. Hatta görevden uzaklaştırma kararı idare tarafından her zaman geri alınabilir.

       Bir memurun görevden uzaklaştırılabilmesi için ''Devlet hizmetlerinin gerektirdiği hallerde, görevi başında kalmasında sakınca görülmesi'', gerekir. Ortada herhangi bir sebep yokken sırf ''görevi başında kalması sakıncalı” diye bir memur kesinlikle görevden uzaklaştırılmamalıdır. Ancak görevden uzaklaştırma önleminin alınabi1mesi için ortada disiplin veya Türk Ceza Kanunu'na göre soruşturma yapılmasını gerektiren bir olayın bulunması gerekir. Bu olay üzerine, memurun kamu hizmetlerinin gerektirdiği hallerde görevi başında kalmasında sakınca bulunup bulunmadığının değerlendirmesi yapılarak karar verilebilir. 

 

Bir memur hakkında mahkemece ceza kovuşturması yapılması halinde, bu durumu öğrenen görevden uzaklaştırmaya yetkili amir, ilgili memuru görevden uzaklaştırabilir. Bundan, her ceza kovuşturmasında, memurun mutlaka görevden uzaklaştırılması gerektiği sonucu çıkartılmamalıdır. Çünkü, gerek 137. gerekse 140. madde hükümlerinde böyle bir zorunluluk yer almamaktadır. O halde, ceza kovuşturması yapılmakta olan hallerin de görevden uzaklaştırmaya yetkili olan makamlarca bir ayırıma tabi tutulması ve memur hakkında açılan davanın niteliğine bakılarak, iddia edilen suçların, 657 sayılı Kanunun 48. maddesinin 5.fıkrasındaki suçlardan olup olmadığı araştırılır.

(kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, (İPTAL EDİLEN BÖLÜM RGT: 01.12.2010 RG NO: 27772 ANY. MAH. 25.02.2010 T. 2008/17 E. 2010/44 K.) (YÜR. TAR.: 01.12.2011) (KOD 8) zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçları)

                  

Müfettişler, kanunlara göre haklarında görevden uzaklaştırma hükümlerinin uygulanabileceği kişileri, geçici bir önlem niteliğinde olmak ve gerekçesini açıkça ortaya koymak koşuluyla, durumu bir tutanakla tespit ederek teftiş, inceleme ve soruşturmanın her aşamasında, aşağıdaki durumlarda görevden uzaklaştırabilirler;

 

a) Teftiş, inceleme ve soruşturmayı güçleştirecek, engelleyecek ve yanlış yollara sürükleyecek davranışlarda bulunmak,

 

b) 19/04/1990 günlü ve 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu 'nun 17. maddesine giren eylemlerde bulunmak,

 

c) Görev başında kalması kamu hizmetleri yönünden sakıncalı olmak. Görevden uzaklaştırma işlemi, müfettiş tarafından gerekçesiyle birlikte görevden uzaklaştırılana, amirine, mülki amire, Kurul Başkanlığına ve aylığın ödendiği birime hemen bildirilir.

 

Soruşturma sonucunda, disiplin yönünden meslekten veya memurluktan çıkartılmasının veya cezai bir işlem uygulanmasının gerekmediği anlaşılan görevliler hakkında, görevden uzaklaştırma önleminin kaldırılması, müfettişlerce beklenilmeksizin Kurul Başkanlığına bildirilir. Bu bildirim üzerine ilgililer, atamaya yetkili amirlerce derhal görevlerine başlatırlar. 

 

Görevden uzaklaştırılması gereken memurlar hakkında, işledikleri suçların nevi ve mahiyetine göre kanuni esaslar dahilinde başlanacak takibatın, diğer işlerden öncelikle sonuçlandırılması zorunludur.

 

Herhangi bir personelin görevden uzaklaştırılması sebebiyle işlerin aksamaması için gereken tedbirler, o iş yeri amirince alınır. Teftiş ve tahkikat neticesinde suçun işlendiğinin anlaşılamadığı veya yeterli delil bulunamadığı hallerde; görevden uzaklaştırılmış personel, müfettişin derhal vereceği rapor üzerine, atamaya yetkili amirlerince bekletilmeksizin görevine iade edilir.

 

 Aday Memurlarla İlgili Disiplin İşlemleri:

 

Adaylık devresi içinde göreve son verme:

 

DMK Madde 56 - (DEĞİŞİK MADDE RGT: 16.05.1982 RG NO: 17696 KANUN NO: 2670/21)

Adaylık süresi içinde temel ve hazırlayıcı eğitim ve staj devrelerinin her birinde başarısız olanlarla adaylık süresi içinde hal ve hareketlerinde memuriyetle bağdaşmayacak durumları, göreve devamsızlıkları tespit edilenlerin (DEĞİŞİK İBARE RGT: 25.02.2011 RG NO: 27857 MÜKERRER KANUN NO: 6111/117)  disiplin amirlerinin teklifi ve atamaya yetkili amirin onayı ile ilişkileri kesilir.

 

İlişkileri kesilenler ilgili kurumlarca derhal (DEĞİŞİK İBARE RGT: 18.06.1984 RG NO: 18435 KHK NO: 217/30) Devlet Personel Başkanlığına bildirilir.

 

Aday memurlara kademe ilerlemesinin durdurulması cezasının daha hafifi olan ve uygulama kabiliyeti bulunan cezalar verilebilir.

ÖRN. YARG1 KARARLARI

“Aday memurlara 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nda yer alan, kademe ilerlemesinin durdurulması cezasının daha hafifi olan ve uygulama kabiliyeti bulunan cezalar verilebilir." (D. 5. D. 15/09/1969/2484).

 

Memuriyetten Ayrılanlar Hakkında Disiplin Cezası Uygulanması:

 

Memurların disiplin suçu işledikten sonra çalıştığı kurumundan ayrılması, istifa etmesi veya emekli olması halinde hakkında ne gibi işlem yapılacağı hususunda Devlet Memurları Kanunu'nda açık bir hüküm yoktur. Ancak, gereğine göre herhangi bir nedenle çalıştığı kurumdan ayrılan personele, disiplin cezası verilmesi gerektiğinde görevden ayrılmamış personel gibi değerlendirilir. Ancak yaş haddinden emekli olmuş bir Devlet memuruna, yeniden göreve dönme imkanı olmadığı için disiplin cezası uygulama imkanı yoktur.

Çekilme:

Madde 94:

1. Devlet memuru bağlı olduğu kuruma yazılı müracaat etmek şartıyla çekilme isteğinde bulunabilir.

 

2.         Mezuniyetsiz veya kurumlarınca kabul edilen mazereti olmaksızın görevin terk edilmesi ve bu terkin kesintisiz 10 gün devam etmesi halinde yazılı müracaat şartı aranmaksızın çekilme isteğinde bulunulmuş sayılır.(aradaki resmi tatil günleri de dahil edilir)Böyle bir durumda Göreve devamsızlık nedeniyle memur  hakkında görevden çekilmiş sayılma işlemi yapılmadan önce mutlaka bir  inceleme yapılacak ve neticede tüm bilgi ve belgeler değerlendirilerek kabul edilir bir mazeret olmaksızın görevin terk edildiği ve bu terkin kesintisiz 10 gün veya daha fazla olduğunun tespiti halinde müstafi işlemi yapılacaktır. Bu gibi hallerde memur hakkında hiçbir şekilde disiplin hükümleri işletilmeyecektir.Örneğin bir memur kesintisiz olarak 20 gün göreve gelmemişse bu memur hakkında devlet memurluğundan çıkarılması için disiplin işlemi yapılmayacak bu memur DMK’nın 94.maddenin 2.fıkrası gereğince müstafi sayılacaktır.

 

-Çekilmek isteyen memur yerine atanan kimsenin gelmesine veya çekilme isteğinin kabulüne kadar görevine devam eder. Yerine atanan kimse bir aya kadar gelmediği veya yerine bir vekil atamadığı takdirde, üstüne haber vererek görevini bırakabilir.

-Olağanüstü mazeretle çekilenler, üstüne haber vermek şartıyla bir ay kaydına tabi değildir.

 

Çekilen ve Çekilmiş Sayılanların Yeniden Atanmaları:

Madde 97:

Memurların mali ve cezai sorumlulukları saklı kalmak üzere,

 

A-94. maddenin 2.ve 3. fıkrasına (çekilmek isteyen memur yerine atanan kimsenin gelmesine veya çekilme isteğinin kabulüne kadar görevine devam eder. Yerine atanan kimse bir aya kadar gelmediği veya yerine bir vekil atamadığı takdirde, üstüne haber vererek, görevini bırakabilir) uygun olarak memuriyetten çekilenler altı ayı geçmeden memurluğa alınamazlar.

           

B-Bu kanuna göre çekilmiş sayılanlar (94. maddenin 2. Fıkrası) bir yıl geçmeden memurluğa alınamazlar.

 

C-95. maddede yazılı zorunluluklara  uymayanlar(devir ve teslimle yükümlü olduğu halde, devir ve teslim yapmadan ayrılanlar)  3 yılı geçmeden memurluğa alınamazlar.

 

D-96. madde ye aykırı (Olağanüstü hal, sıkıyönetim, seferberlik ve savaş hallerinde veya genel hayata müessir afetlere uğrayan yerlerdeki Devlet memurları, yerine atanacaklar gelip işe başlamadıkça görevlerini bırakamazlar) hareket edenler hiçbir surette Devlet memurluğuna atanamazlar.

Memurluğun Sona Ermesi:

Madde 98:

Devlet Memurlarının;

a) Bu kanun hükümlerine göre memurluktan çıkarılması

b) Memurluğa alınma şartlarından herhangi birini taşımadığının sonradan anlaşılması veya memurlukları sırasında bu şartlardan herhangi birini kaybetmesi,

Memurluğa alınmanın Genel ve özel şartları

DMK Madde 48 - (DEĞİŞİK MADDE RGT: 16.05.1982 RG NO: 17696 KANUN NO: 2670/14) (KOD 2) (KOD 1)

Devlet memurluğuna alınacaklarda aşağıdaki genel ve özel şartlar aranır.

A) Genel şartlar:

1. Türk Vatandaşı olmak,

2. Bu Kanunun 40 ncı maddesindeki yaş şartlarını taşımak,

3. Bu Kanunun 41 inci maddesindeki öğrenim şartlarını taşımak,

4. Kamu haklarından mahrum bulunmamak,

5. Türk Ceza Kanunu'nun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, (İPTAL EDİLEN BÖLÜM RGT: 01.12.2010 RG NO: 27772 ANY. MAH. 25.02.2010 T. 2008/17 E. 2010/44 K.) (YÜR. TAR.: 01.12.2011) (KOD 8) zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûm olmamak.

6. Askerlik durumu itibariyle;

a) Askerlikle ilgisi bulunmamak,

b) Askerlik çağına gelmemiş bulunmak,

c) Askerlik çağına gelmiş ise muvazzaf askerlik hizmetini yapmış yahut ertelenmiş veya yedek sınıfa geçirilmiş olmak,

7. 53 üncü madde hükümleri saklı kalmak kaydı ile görevini devamlı yapmasına engel olabilecek (MÜLGA İBARE RGT: 27.04.2005 RG NO: 25798 KANUN NO: 5335/29) (KOD 6) akıl hastalığı (MÜLGA İBARE RGT: 27.04.2005 RG NO: 25798 KANUN NO: 5335/29) (KOD 6) bulunmamak.

B) Özel şartlar:

1. Hizmet göreceği sınıf için 36 ve 41 inci maddelerde belirtilen öğretim ve eğitim kurumlarının birinden diploma almış olmak,

2. Kurumların özel kanun veya diğer mevzuatında aranan şartları taşımak.

c) Memurluktan çekilmesi,

ç) İstek, yaş haddi,malullük ve sicil sebeplerinden biri ile emekliye ayrılması,

d) Ölümü, hallerinde memurluğu sona erer.

 

ÖRNEK YARGI KARARLARI     

 

1. Devlet memurluğunun DMK’nın 98/b maddesine göre sona erdirilmesi için yasada öngörülen mahkumiyet hükmünün kesinleşmesi şarttır. (D.5:D.21.10.1976, E974/5068, K1976/7204).

 

2. Hakkındaki mahkumiyet hükmü kesinleşmemiş bulunan davacının görevine DMK 98/b’ye göre son verilmesi yasaya aykırıdır (D.5.D.8.4.1987-E.1986/1150, K1987/576).

               

 

 

II. Soruşturma Yapma Tekniği

 

Memurun işlediği suç, ihbar, şikayet veya yapılan bir inceleme vesilesiyle ortaya çıkabileceği gibi, doğrudan disiplin amiri tarafından da öğrenilebilir. Suç hangi şekilde öğrenilirse öğrenilsin, yetkili disiplin amirince muhakkik görevlendirmek suretiyle incelettirilmesi gerekmektedir.

 Disiplin Soruşturması Açma Yetkisi.

Disiplin soruşturmasına, disiplin cezası vermeye yetkili amirin soruşturma onay emri  ile başlanabilir. Bu yüzden, öncelikle hakkında disiplin soruşturması yapılacak memur yada memurların disiplin amiri belirlenmelidir.Aynı şikayet dilekçesinde farklı meslek gruplarından bir kaçının şikayet edildiği hallerde , örneğin şikayet edilenlerden biri hekim diğeri müdür yardımcısı, bir diğeri de  hemşire ise bunların üçünün de disiplin amiri farklıdır.Böyle bir durumda disiplin soruşturmasını birim amirleri değil kurum amiri başlatmalıdır.

   Yetkili disiplin amiri, disiplin soruşturmasını bizzat yapabileceği gibi görevlendireceği bir muhakkik aracılığıyla da yaptırabilmektedir. Ancak her yönden en uygun olanı bir muhakkik aracılığı ile soruşturmanın yaptırılmasıdır.(ceza veren disiplin amiri ile soruşturmayı yapan muhakkikin farklı kişiler olması hukuki açıdan daha sağlıklıdır)

-Disiplin amirlerinin  Muhakkik(soruşturmacı)görevlendirirken, herhangi bir makamdan (Valilikten veya Kaymakamlıktan) onay almalarına gerek yoktur,doğrudan muhakkik görevlendirebilirler.(Sağ.Bakan.Per.Gn.Md.’nün 16.01.2002 tarih ve 5425 sayılı yazısı)

 

Yetkili disiplin amiri, soruşturmacı görevlendirirken, hakkında soruşturma yapılacak memurun üstü konumunda olan yada en azından statü olarak eşdeğerinde bulunan kişileri görevlendirmelidir.Ancak uygun olanı, soruşturma yapılacak memurun üstü konumunda bulunan kişilerin görevlendirilmesidir.

Bir disiplin cezası verebilmek için öncelikle disiplin soruşturması yapılması zorunludur. Disiplin soruşturması yapılmadan sadece savunma istenerek ceza verilmesi işlemleri,hukuka aykırıdır ve  idari yargıda bozulmaktadır.

Disiplin Soruşturmasının Niteliği.

Disiplin soruşturmalarının nasıl yapılacağı yönünde herhangi bir yasal düzenleme bulunmamaktadır.

657 sayılı Kanun ile sadece disiplin suç ve cezaları sayılmış ve bazı esaslar belirlenmiştir. 657 sayılı Kanuna göre çıkarılan Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Yönetmeliği ise, disiplin amirlerini, kurullarını belirlemiş, görev ve yetkilerini tespit etmiştir. Diğer bir ifade ile, disiplin soruşturmalarının yürütülme esasları ortaya konulmamıştır.  

Bilindiği gibi memurların ceza hukuku açısından yargılamasına esas olmak üzere idare tarafından yapılacak işlemleri gösteren 4483 sayılı Kanunda, ön inceleme sırasında açıklık bulunmayan hallerde CMK hükümlerinin uygulanacağı öngörülmüştür. Ancak memurların disiplin hukuku açısından yapılacak soruşturmalarda, usul ve esasları ortaya koyan bir yasal düzenleme yoktur.

Bu nedenle, disiplin soruşturmalarının yapılmasındaki usul ve esaslar konusunda, yargı kararları, doğrultusunda bir sistem oluşmuştur.

MUHAKKİKLERİN GÖREV VE YETKİLERİ

 muhakkik görevlendirirken, şikayetin türü, kapsamı, niteliği ve derinliği dikkate alınmalı, ona göre soruşturulacak kişi ya da kişilerin amiri konumundaki(en azından eşdeğer görevdeki) bir ya da birkaç muhakkik görevlendirmeli; muhakkikte konu ile ilgili bilgi bulunmasına, ret ya da çekilme şartlarının oluşturulmaması için titiz davranmalı, muhakkikin;  başarı ve davranışlarının da ideal nitelikte olmasına dikkat etmeli, etki altında kalmayacak biri olmasına özen gösterilmelidir.

 Muhakkik; her türlü peşin hükümlülükten uzak, objektif, dengeli ve  bilgili olmalı, sadece cezayı değil, ödüllendirmeyi de esas almalı ve olayları geniş bir açıdan değerlendirecek niteliklere sahip bulunmalıdır. Kısaca, muhakkik; inceleme ve soruşturmayı şikayet eden, şikayet edilen ve kurum açısından değerlendirebilmeli, ilgili mevzuatta suç olarak belirtilmeyen bir davranışı cezalandırma yoluna gitmemeli ve önereceği cezanın da caydırıcı olmasına özen göstermelidir.

 Muhakkiklerin dikkat etmesi gereken hususlar

 Muhakkikler ,İnceleme ve Soruşturma mevzuatı ile uygulama usul ve esasları konusunda Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığının 05.01.2006 tarih ve 150 sayılı yazıları ve Başbakanlık Makamının 14.09.2010 tarihinde Resmi Gazetede yayınladığı,  Denetim Görevlilerinin uyacakları Mesleki Etik Davranış ilkeleri hakkındaki Yönetmelik hükümleri gereğince aşağıdaki hususlara titizlikle riayet etmelidirler.

Yetkili Disiplin Amirlerince görevlendirilen İncelemeci ve Muhakkikler

 

1-Modern anlamdaki çağdaş denetim ve soruşturmanın gereği olarak sadece hukuka uygunluğu yeterli saymayarak, kamu kaynaklarının etkin, verimli ve amacına uygun kullanılmasını sağlamayı hedefleyerek, yönetimin geliştirilmesine yönelik rehberlik ve eğitim faaliyetlerinde de bulunmalıdır.

 

2-İnceledikleri defter ve evrak üzerinde açıklama ve düzeltme yapmamalıdır.

 

3- İncelemek üzere almayı gerekli gördükleri evrak ve belgeleri, sorumlulardan bir tutanak ile teslim almaları gerekmektedir.

 

4- Soruşturmanın gizliliği ilkesine aykırı hareket edilmemeli, gizli olan yazıları, inceleme ve soruşturma raporlarını yeminli zabıt katibi dışında kimseye yazdırmamalıdır.

 

5- Muhakkik, hakkında, inceleme ve soruşturma yaptığı personele, inceleme ve soruşturmanın sonucu hakkında hiçbir şekilde yorum yapmamalı,  bu personelin leh ve aleyhindeki tüm delilleri toplamalıdır.

 

6- Görevleri sebebiyle elde ettikler bilgileri ve inceleme ve soruşturma sonuçlarını görevlendiren Makam haricinde kimseye açıklamamalıdır.

 

7- Soruşturma sırasında nezaket kuralları dışına çıkmamalı, hakaret ve tehdit edici tavırlardan kaçınmalıdırlar.

 

8- İnceledikleri veya soruşturdukları görevlilerin şahsiyet ve vakarını rencide edecek tutum ve davranışlardan kaçınmalı, hatta raporlarında bile görevlileri incitecek ima, istihza ve ağır ifadelere yer verilmemelidir.

 

9- Görevlerini herhangi bir baskı, etkileme ve yönlendirme olmaksızın yerine getirirler; tarafsızlıklarına zarar verecek veya böyle bir izlenim uyandıracak faaliyetlerde bulunamazlar.

 

10- Raporlarını Soruşturmanın veya İncelemenin amacına uygun nitelikte, süresi içinde somut, güvenilir ve geçerli kanıtlara dayalı olarak özlü, açık, tam ve kesin olarak düzenlemelidirler.

 

11- Peşin hükümden kaçınmalı, vaad edici veya taraf tutucu şekilde konuşmamalı, konuşmaları ile kendilerini bağlamamalıdır.

 

12- Her ne suretle olursa olsun tartışma yapmaktan ve personelin görevlerine müdahale etmekten kaçınmalıdır.

 

13- Soruşturma konusu ile ilgili tanık ve sanıkların ifadelerine sınırlama getirilmemeli, söylemek istedikleri TCK’ya göre suç unsuru içermeyen her türlü beyanları, ifade tutanaklarına geçirilmelidir.

 

14- İnceleme ve soruşturma sırasında karşılaştıkları yanlışlık, eksiklik ve aksaklıkları, alınması gereken tedbirlerle birlikte gerekçeli olarak görevlendiren makama sunmalıdır.

(idari teklifler)

 

15- İnceleme ve soruşturma ile ilgili kişi yada kurum personelinin özel hizmet ve ikramlarını kabul edemezler.

 

16- Sıfatlarının gerektirdiği saygınlığı ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunamazlar.

 

17- Bizzat incelemek zorunda oldukları belge ve işlemleri başkalarına inceletemezler (Bilirkişi hariç), resmi evrak ve defterleri ait olduğu kurum dışına çıkaramazlar.

 

18- İnceleme ve soruşturmayı şahsileştirmekten kaçınmalı, kişilere değil işlendiği iddia edilen fiillere yönelik çalışmalıdırlar.

 

19- İnceleme ve soruşturma sırasında ifadesine ihtiyaç duyulan kişilerin bizzat muhakkik veya incelemeci tarafından ifade için davet edilmeleri ve ifadelerin bizzat muhakkik veya incelemeci tarafından alınması ifadeler alınırken ifade alınan odada Muhakkik, Zabıt Katibi ve ifade verenin dışında kimsenin olmaması, ifade bitiminde ifade tutanağının sırasıyla, ifade veren, ifadeyi yazan (Yeminli Zabıt Kâtibi) ve muhakkik tarafından imzalanması gerekmektedir.

 

20- İfadelerin, soruşturmanın gizliliği dikkate alınarak uygun bir odada alınmasına dikkat edeceklerdir.

 

21- İnceleme veya soruşturma sürelerine özellikle dikkat edilmeli, süresi içerisinde inceleme ve soruşturmanın bitirilmemesinin, incelemeci ve Muhakkiklerin idari ve hukuki sorumluluğunu gerektirebileceği hususunun unutulmaması gerekmektedir.

22- Görevlendirilen Bilirkişilere ön bilgi mutlaka muhakkikler tarafından verilmelidir.

23- Soruşturma veya inceleme kapsamında toplanacak delillere, diğer kurumlardan bilgi ve belge istenilmesine, hangi bilgi ve belgenin soruşturma dosyasına ekleneceğine muhakkik karar vermelidir.

24- Tanıklar ile hakkında soruşturma yapılan kişilerin veya müşteki ile hakkında soruşturma yapılan kişilerin aynı gün ve saat içerisinde ifadelerinin alınmaması gerekmektedir.(karşı karşıya gelmelerinin önlenmesi için)

25- İnceleme veya soruşturmalarda ilk önce müştekinin ifadesinin alınması, bütün bilgi ve belgeler toplanıp varsa tanık ifadeleri alındıktan sonra en son hakkında soruşturma veya inceleme yapılan kişinin ifadesine başvurulması hususuna dikkat edilmesi gerekmektedir.(Savunma hakkının tam olarak kullandırılabilmesi için)

26- Her türlü baskıya karşı tarafsızlıklarını muhafaza ederler. Siyasi, İdari, Sosyal ve Kültürel etkilerden kaçınırlar. Tarafsızlığının etkilenmesi söz konusu olduğunda durumu görevlendiren Makama bildirirler.

27- Görevin gerektirdiği bilgi, beceri ve deneyime sahip olmak zorundadırlar.

28- İnceleme ve Soruşturma görevlerini yürütürken görevini tarafsız ve nesnel bir şekilde yürütmesini engelleyecek bir durumun ortaya çıkması halinde bu hususu derhal kendisini görevlendiren Makama bildirir ve Muhakkiklikten çekilme talebinde bulunur.

Muhakkikler,yukarıda sayılan hususlara uymamaları halinde durumun niteliğine göre Adli ve Disiplin yönünden sorumluluklarının olduğunun bilinciyle soruşturmaları zamanında ve eksiksiz şekilde bitirerek hazırladıkları Soruşturma Dosyalarını görevlendiren Makama sunarlar.

Disiplin Soruşturmasına Başlamak.

Her türlü soruşturmada olduğu gibi, bir disiplin soruşturmasında da önce bir hazırlık yapılması gerekmektedir.İdari usul konusunda başvurulacak bir düzenleme olmaması hususu göz önünde tutulduğunda, disiplin soruşturması konuları, muhbir yada müşteki ve hakkında disiplin soruşturması yapılan kişilerin konumları ve sayıları dikkate alınarak her disiplin soruşturması için farklı yöntemler izlenebileceğini söylemek mümkündür.

Diğer bir ifade ile, soruşturmacı öncelikle soruşturma konusunu dikkatli şekilde incelemeli, iddia konusunun hukuki çerçevesini belirlemek suretiyle bir “soruşturma planı” hazırlamalıdır. Ancak bu plan, durağan bir plan değil, soruşturma aşamasında ortaya çıkabilecek gelişmelere göre yenilenebilen bir plan olmalıdır. Her disiplin soruşturması kapsamı açısından farklı özellikler taşımasına rağmen hazırlanacak planda, genel olarak izlenecek usul ve yöntemler bellidir.

-Öncelikle disiplin soruşturmasına başlanmadan önce “yeminli kâtip” görevlendirilmesi yapılmalıdır. Her ne kadar yeminli kâtip görevlendirilmesi zorunlu olmamakla birlikte, yeminli katip kullanılması tavsiye edilmektedir. Bu nedenle, usulüne uygun yemini yaptırılmak suretiyle yeminli kâtip görevlendirilmesi ve tutanağının dosyaya eklenmesi gerekmektedir.

-Bilahare soruşturma konularına ilişkin “bilgi ve belgeler” istenmeli ve incelenmelidir. Bilgi ve belgeler, genel kural olarak ilgili kurumlarda yazı ile istenmelidir. Belgelerin tasdikli örnekleri alınmalıdır.Ancak kriminal incelemeye tabi tutulmak üzere aslı alınacak belgeler için, bir tutanak tanzim edilmeli ve soruşturmacı tarafından onaylanmış birer örneği kuruma verilmelidir.

Kurum tarafından verilecek belgeler, bazen soruşturmanın konusu yada belgelerin önemi göz önünde tutularak bir dizi pusulasına bağlı olarak istenebilir.

Çok fazla evrak ve yazışmanın bulunduğu hallerde, kırtasiyeciliğe yol açmamak amacıyla kurum görevlileri ile birlikte düzenlenecek ve imzalanacak bir tespit tutanağı ile belgelerin niteliği ve içerikleri özetlenmek suretiyle belge örnekleri alınmayabilir.

-Bir sonraki adım ise, “muhbir yada müştekinin ifadesinin alınması” olmalıdır. Ancak muhbir yada müştekinin kimliğinin tereddüde meydan vermeyecek şekilde net olması ve ihbar ve şikayet dilekçesinde öne sürülen iddiaların somut ve anlaşılır olması hallerinde muhbir yada müştekinin mutlaka yeniden ifadesinin alınması gerektiği gibi bir zorunluluk bulunmamaktadır. Bununla birlikte uygulamada, sahte isim ve imza ile haksız iftira ve isnatlarda bulunulduğu dikkate alınarak, 3071 sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanun hükümlerine uygun dilekçelerin işleme konulacağı hükmü yada iddiaların daha somut hale getirilmesi ihtiyacı nedenleriyle muhbir yada müştekinin ifadesinin alınmasında yarar bulunmaktadır.

Muhbir yada müşteki, çeşitli iletişim araçları kullanılarak davet edilebilir. Gelmemesi halinde yazı ile davette bulunmalı, yine davete icabet edilmemesi halinde zorla getirilmesi yollarına başvurulamaz. Ancak muhbir yada müştekinin kamu görevlisi olması halinde, davete icabet etmesinin sağlanması ilgili kurum amirinden talep edilebilir.

Muhbir yada müştekinin ifadesi, yeminsiz olarak alınır.

Muhbir yada müştekinin önce kimlik tespiti yapılır, dilekçenin ve imzanın kendisine ait olup olmadığı sorulur, daha sonra iddiasına ilişkin bilgi ve belge bulunup bulunmadığı, tanık gösterip gösteremeyeceği hususlarının da belirtilmesi istenerek ifadesi tamamlanır.

Muhbir yada müşteki olarak davet edilen kişinin, dilekçenin ve dilekçedeki isim ve imzanın kendisine ait olmadığını, ayrıca iddia edilen konularda herhangi bir bilgisinin bulunmadığını ifade etmesi halinde, her ne kadar bu tür dilekçeler 3071 sayılı Kanun uyarınca incelenemeyecek dilekçe sayılmakla birlikte, uygulamada isim ve imza açısından sahte dilekçelerin somut ve önemli iddialar içermesi halinde incelemenin devam ettirildiği, hatta disiplin soruşturması onayı verilmiş ise disiplin raporu hazırlandığı görülmektedir.

İsim ve imzasız yada sahte isim ve imza ile verilen dilekçelerde somut iddialar öne sürülmesi yada sıhhati şüphe götürmeyen belgelere dayalı isnatlarda bulunulması halinde bir inceleme yapılması idarede uygulanan bir yöntemdir. Nitekim memur yargılama hukukunda da, ihbar yada şikayetlerin isimsiz ve imzasız yada sahte isim ve imza ile yapılması halinde işleme konulmayacağı, bununla birlikte iddiaların sıhhati şüpheye mahal vermeyecek belgelerle ortaya konulmuş olması halinde ad, soyad ve imza ile iş veya ikametgâh adresinin doğruluğu şartı aranmayacağı öngörülmüştür.

Şikâyetçi olan kişi, bilahare şikayetinden vazgeçse dahi, bu durum disiplin soruşturmasının tamamlanmasına ve gerekiyorsa disiplin cezası verilmesine engel teşkil etmez.

Muhbir yada müştekinin ifadesi için düzenlenen ifade tutanağında, açık kimliği ve adresi belirtilmelidir.

Daha sonra Gerek soruşturmacı tarafından tespit edilen ve gerekse muhbir yada müşteki ile hakkında disiplin soruşturması yapılanların göstereceği tanıkların ifadeleri alınmalıdır.

-Bilahare “hakkında disiplin soruşturması yapılan memurların ifadelerine başvurulur.” İfade almak ile savunma istemek farklı kavramlardır. İfade alınması, iddia edilen konularda açıklama yapılmasını istemek niteliğindedir. Alınacak ifade ile hakkında disiplin soruşturması yapılan memurun bilgi ve belge sunmasına ve varsa tanık göstermesine imkan sunulmuş olacaktır.

Hakkında disiplin soruşturması yapılan memurlar yeminsiz olarak dinlenir.

Hakkında disiplin soruşturması yapılan memurların ifadeleri yazılı yada sözlü olarak alınabilir.

Yazılı ifade, soruşturmacı tarafından yazılı olarak sorulan sorulara yazılı olarak cevap göndermeleridir. Bu yöntem, ifadesine başvurulacak kişilerin, belli bir makam ve mevki sahibi olması ya da başka bir yerde bulunmaları halinde istisnai olarak uygulanmaktadır.

Sözlü ifadede, soruşturmacı ile ifadesi alınan kişi yüz yüzedir. Soruşturmacı tarafından sorular yöneltilir ve ilgilinin söyledikleri bir yeminli katip tarafından tutanağa geçirilir.

Tanıklar ifade  vermek üzere çeşitli iletişim yöntemleri kullanılarak davet edilir. Davete icabet edilmemesi halinde yazı ile çağırılır. Yine davete uyulmadığı takdirde zorla getirilmesi yoluna başvurulamaz.Ancak tanığın kamu görevlisi olması halinde, davete icabet etmesinin sağlanması ilgili kurum amirinden talep edilebilir.

Disiplin soruşturmasında, CMK hükümlerinin uygulanabileceği yönünde bir hüküm bulunmamaktadır. Oysa memur yargılama hukukunu düzenleyen 4483 sayılı Kanunda, bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde CMK hükümlerinin uygulanacağı açıkça öngörülmüştür.

Bununla birlikte, bir eylem nedeniyle bir görevli tarafından hem 4483 sayılı Kanuna göre ön inceleme ve hem de disiplin soruşturması yapılması durumunda, 4483 sayılı Kanuna ve dolayısıyla CMK hükümlerine göre yürütülen işlemler sonucunda toplanan bilgi, belge ve ifadelerin, disiplin soruşturması için de kullanılabileceği göz önünde tutulmalıdır.

Tanık tutanakları yazıldıktan sonra, ifade verenin okuması sağlanmalı ve eklenecek bir şey olup olmadığı sorulduktan sonra topluca imzalanmalıdır.

-Müteakiben “bilgi ve belgelerin tamamlanması” sağlanır. Yapılan disiplin soruşturması sırasında gerek muhbir yada müşteki, hakkında disiplin soruşturması yapılanlar ve tanıkları ifadeleri ile ve gerekse ortaya çıkan yeni durumlar karşısından bilgi ve belge tamamlanmasına ihtiyaç duyulabilir. Bu hallerde, eksik bilgi ve belge tamamlanarak dosya ikmal edilmelidir.

- Nihayet “raporlama” işlemi yapılır. Raporlama, yapılan çalışmaların dayanakları ile birlikte sonucun yetkili amire sistemli biçimde sunulmasıdır. Yapılan soruşturma sonucunda, mevcut bilgi ve belgeler ile ifadeler bir arada değerlendirilmek suretiyle iddia konusu eylemin disiplin suçu oluşturup oluşturmadığı, disiplin suçunu oluşturması halinde ilgili mevzuata göre hangi tür disiplin cezasını gerektirdiğinin belirtileceği bir disiplin raporu düzenlenir.

İhbar ve şikayetlere ilişkin olarak düzenlenmesi gereken rapor çeşitleri aşağıda belirtilmiştir.

 

1. İnceleme Raporu:

a)Somut bilgi içermeyen şikayet dilekçelerinin açıklığa kavuşturulması için,disiplin soruşturması öncesinde müracaat edilen ön araştırma sonucunda hazırlanan,

b)Devlet memurları ile ilgili olarak, disiplin suçu teşkil etmemekle birlikte,

idari açıdan görülen noksanlıklar açısından yapılacak işlemlere esas olmak üzere Kanun, tüzük, yönetmelik ve genel tebliğlerin uygulamalarında görülen noksanlıklar ve bunların düzeltilmesi yolları ile görüş ve önerilerin, incelettirilen konulara ilişkin düşüncelerin, şikayet ve ihbarlar üzerinde yapılacak işleme esas görüşlerin, bildirilmesi amacıyla düzenlenen,

c)Resmi kurumda görev yapan ancak memur kadrosunda olmayan kişilerle ilgili olarak yapılan araştırma-inceleme faaliyetinin sonunda düzenlenen ,raporlara inceleme raporu denir.

 

                                   İNCELEME RAPORU

 

 

İNCELEMENİN NE SURETLE YAPILDIĞI: Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi Baştabiplik Makamının 23.08.2006 tarih ve ………… sayılı görevlendirme emirleri ile incelemeye başlanmıştır. (Ek-1)

 

İNCELEMENİN BAŞLADIĞI TARİH: …./…../…….

 

İNCELEMENİN BİTTİĞİ TARİH: …../……/……

 

İNCELEMENİN NEDENİ VEYA ŞİKAYETÇİ: Kayseri İl Milli Eğitim Müdürlüğünün 16.08.2006 tarih ve ………..sayılı yazıları ekinde gönderilen ………………….. isimli vatandaşın …………….. Müdürlüğüne vermiş olduğu 15.08.2006 tarihli dilekçe. (Ek-2, Ek-3)

 

İNCELEME KONUSU VEYA KONULARI: ……………………………………. ın verdiği dilekçede belirttiği üzere eşi ……………………… a Hastanemiz Acil servisinde idrar tetkiki yapılmadığı halde fatura edildiği ve Acil servise gelen hastalara,  iyi şartlar altında ve zamanında müdahale edilmediği iddiası. (Ek-3)

 

İNCELEMENİN SEYRİ:

 

1- Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi Baştabiplik Makamının 23.08.2006 tarih ve ……………………… sayılı görevlendirme emirleri ile gerekli incelemeye başlanmıştır. (Ek-1)

 

2- ……………………….. isimli vatandaş, Kayseri İl Milli Eğitim Müdürlüğüne vermiş olduğu 15.08.2006 tarihli dilekçesinde; eşi ……………..……..’ ı 23.07.2006 tarihinde Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil servisine götürdüğünü, şiddetli karın ağrısı şikayeti sebebiyle muayene edildiğini, tetkikler ve film istendiğini, hastasının Acil gözlem servisine alındığını ve 30 dakika burada beklediğini, daha sonra da Hariciye servisine yatırıldığını, eşinin ağrılarının geçmediğini ve telefonla  eşinin doktoru Op.Dr. ……………………….. ile görüştüğünü ve doktorun da hemşireye tedavi hakkında gerekli direktifleri verdiğini belirttiğini ve 1 gün süreyle müşahede altında kalacağını belirttiğini, bunun üzerine kendi isteğiyle hastasını taburcu ettiğini ifade etmektedir. Ayrıca 15.08.2006 tarihinde Kurumu tarafından kendisine gönderilen ve Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından eşi ………………………… adına düzenlenen faturayı incelediğinde idrar tetkiki işleminin eşine yapılmadığı halde faturada yapılmış gibi gösterildiğini ve adına 6,00 YTL ücret tahakkuk ettirildiğini tespit ettiğini belirtmekte ve yersiz ödeme yapılmaması için gereğinin yapılmasını istemektedir. (Ek-3)

 

3- Acil Poliklinik Defterinin incelenmesi sonucunda (Ek-4), …………………. isimli hastanın ……………. tarihinde saat 08:55’ te bilgisayar barkodu aldığı, Acil servis defterine …………..protokol no ile kaydolduğu ve Dr. ……………….. tarafından muayene edildiği anlaşılmaktadır. Hastada Akut batın düşünülerek Ayakta Direkt Batın Grafisi (ADBG), Hemogram ve Tam İdrar tahlili (TİT) istendiği ve daha sonra da icapçı Op.Dr. ………………….ile hastayı  konsülte ettiği ve hastaya damar yolu açılıp serum takıldığı ve antibiyotik yapıldıktan sonra hastanın Hariciye servisine yatırıldığı anlaşılmaktadır. Laboratuvar kayıtlarının incelenmesi sonucunda hastaya Hemogram yapıldığı ancak İdrar tetkikinin (TİT) yapılmadığı anlaşılmaktadır. Hastanın Acil servise müracaatı Acil defterindeki barkoddan anlaşıldığı üzere, saat 08:55 olup Hastaneden ayrılışı saat 10:15’ tir.

 

 

KONUNUN VEYA KONULARIN TAHLİLİ:Alınan ifadeler ve toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde;

 

Hasta Acil serviste Dr. …………………. tarafından muayene edildikten sonra hastaya Akut batın düşünülmüş ve hastalığının ayırıcı tanısı için gerekli rutin tahliller olan Ayakta Direkt Batın Grafisi (ADBG), Hemogram ve Tam İdrar tahlili (TİT) (Özellikle kadın hastalarda mutlaka gereklidir.) istenmiş ve muayene salonundaki bilgisayara kaydedilmiştir. (Ek-5) Hasta laboratuvara gittiğinde, bilgisayarda istenen tetkikler görülüp yapılmaktadır. Laboratuarda Hemogram için kan alınmıştır. İdrar tetkiki için normalde hastaya idrar kabı verilmekte ve hastaya idrarını yapıp getirmesi istenmektedir. Burada ya hastanın idrar için sıkışık olmaması ya da o sırada herhangi bir nedenle idrarının verememesi ve daha sonraya ertelenmesi ve daha sonra da hastanın aciliyeti nedeniyle Hariciye servisine yatırılmış olması idrar tetkikinin yapılamamasına neden olmuş olabilir. Hastanın yatışı devam etse idi gerekli olan bu tetkikin yine yapılması gerekirdi. Bu ücretlendirme hatası tahlilin yapılmadan önce bilgisayara erken girişinin yapılmasından kaynaklanmaktadır. Yapılmayan bir işlemi yapmış gibi göstermek amacıyla olmadığı ve herhangi bir kasıt içermediği anlaşılmaktadır.

Hasta kayıtlarının incelenmesinden anlaşılmaktadır ki hastanın Hastaneye girişi, yatışı ve çıkışı arasında 1,5 saatlik bir zaman geçmiştir. Bu süre içerisinde hastaya Acil serviste doktor tarafından gerekli muayene ve tetkikler yapılmış, icapçı Dr. ……………….. tarafından konsülte edilmiş ve Hariciye servisine yatışı sağlanmıştır. Damar yolu açılıp serum takılması ve antibiyotik yapılması tedavinin bir basamağıdır. Böyle Akut batın düşünülen hastalarda tedavinin şekline (operasyon veya tıbbi tedavi) serviste yatarken takibine, yeniden yapılan tetkiklere ve hastanın genel durumuna göre karar verilmektedir. Ağrı kesici yapılması hastalık tablosunun değişmesine ve maskelenmesine neden olacağı için kesinlikle önerilmez. Bu nedenle bu tür hastalarda uygulanan standart tedavi prosedürü bu şekildedir. Hafta sonu olması ve icap nöbeti tutulması nedeniyle o sırada uzman doktorun Hastanede olmadığı ancak servis hemşiresi ile görüşüp gerekli tedaviyi yapmasını sağladığı ve hasta yakını ile telefonda görüşerek 1 gün süre ile hastanın müşahede altında tutulacağını belirttiği anlaşılmaktadır. Ancak hasta yakınının hastasını kendi isteği ile taburcu ettiği ve Hastaneden saat 10:15’ te ayrıldığı anlaşılmaktadır. (Ek-6)

           

NETİCE VE KANAAT:

            İdari Yönden:

1- ……………….. isimli hastaya ait …………. nolu faturada belirtilen Tam İdrar tetkiki ücreti olarak tahakkuk ettirilen 6,00 YTL ücretin bu tetkikin hastaya yapılmadığı ve yine aynı faturada belirtilen 520012 tetkik kodlu Acil Konsültasyon ücreti olan 6,00 YTL nin de Konsültasyon yapılmadığı anlaşıldığından, Hastanemiz Faturalama Birimine bildirilmesi ve bu ücretlerin Faturadan çıkarılmasının sağlanmasının uygun olacağı,

            2- Bundan sonra bu tür yanlışlıklara meydan verilmemesi için yapılan işlemlerde bilgisayar kayıtlarının ya işlem yapıldıktan sonra kaydedilmesi veya işlemin yapıldığı bölümde bilgisayara kaydedilmesi ya da yapılmamış işlemler kaydedilmişse bilgisayardan kaydının silinmesinin sağlanması hususunda Bilgi İşlem birimince bilgisayar kullanıcılarına gerekli eğitimin verilmesinin ve uyarıların yapılmasının uygun olacağı,

 

Disiplin Yönünden: Herhangi bir işlem yapılmasına gerek olmadığı,

Sonuç ve kanaatine varılmıştır.

Tarafımdan düzenlenen iş bu inceleme raporu ilişik listesindeki ekleriyle birlikte iki örnek halinde Baştabiplik Makamına sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim. …………/………../……….

 

 

      ……… ………………

      Baştabip Yardımcısı

      İncelemeci

 

 

 

 

-Yapılan inceleme neticesinde, bir disiplin suçunun işlendiği yönünde delil elde edilmesi halinde, görevlendirme onay yazısında soruşturma yapma yetkisi verilmemişse, disiplin cezası teklifi yapılmayacak, inceleme raporunun netice ve kanaat kısmına Disiplin yönünden, konuyla ilgili soruşturma yapılması gerektiği yönünde bir teklif getirilmesi gerekmektedir.

 

2. Soruşturma Raporu:

657 sayılı DMK’nın 125. maddesinde belirtilen disiplin suçları için  yapılan soruşturmalar sonucunda düzenlenen rapordur.

Soruşturma raporunda; disiplin cezası, mali ve idari teklifler bulunur. Adli teklifler soruşturma raporunda yer almaz. İşlenen suçun adli yönü mevcutsa; 4483 sayılı Kanun kapsamına giren suçlar için tevdi raporu yazılarak izin vermeye yetkili makama, bu kanuna tabi olmayan suçlar için de(3628 sayılı yasaya tabi suçlar vb.) rapor yazılarak doğrudan Cumhuriyet Başsavcılığına intikal ettirilir. (Muhakkikler için; yetki veren makam aracılığı ile yapılması uygun olacaktır)

Soruşturma raporunda,ayrıca tevdi raporu ya da Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusu raporu yazıldığı belirtilir.

 

3. Ön İnceleme Raporu:     

 

4483 sayılı Kanunun 5. maddesine göre; yetkili merciler tarafından verilecek izin üzerine 4483 sayılı Kanun kapsamına giren memur ve diğer kamu görevlileri hakkındaki ihbar ve şikayete konu olan eylem ve işlemlerin hukuki durumunun tespiti amacıyla yapılan inceleme ve soruşturma çalışmalarıdır.

   Dolayısıyla da,Türk Ceza Kanununa veya ceza hükmü taşıyan özel kanunlara göre suç sayılan ve idareden yetki alınmasını gerektiren fiiller nedeniyle yargı aşamasına geçişi sağlamak için 4483 sayılı Kanuna göre düzenlenen rapor şekline Ön İnceleme Raporu denilmektedir.

 

4.Tevdi Raporu:Yapılan inceleme ve soruşturma sırasında Türk Ceza Kanununa veya ceza hükmü taşıyan özel kanunlara göre suç tespit edilmesi halinde, ön inceleme başlatılmasını temin bakımından yetkili mercilere ibraz edilen raporlardır.

 

5.Tazmin Raporu: Yapılan inceleme ve soruşturma sonucunda kamu zararı tespit edilmesi halinde diğer raporların yanı sıra ayrıca düzenlenir.

 

6.Suç Duyurusu Raporu: Türk Ceza Kanunu açısından suç teşkil etmekte birlikte 4483 Sayılı Yasa kapsamında değerlendirilmeyecek(3628 sayılı yasa vb.) fiiller nedeniyle genel hükümlere göre işlem yapılmak üzere Savcılıklara suç duyurusunda bulunmak için düzenlenir.

 

 

Rapor Bölümleri:

 

Raporlar aşağıdaki bölümlerden oluşur.

 

1. Giriş,

 

2. Konu,

 

3. Deliller,

 

4. Tahlil

 

5. Sonuç.

 

Bu Bölümleri Kısaca Özetlersek:

 

1. Giriş: Yetki (görevlendirme, soruşturma ya da ön inceleme emri tarih ve onay sayısı) ve inceleme/soruşturma gerekçesi belirtilir.

 

2. Konu: Kimler hakkında, hangi iddia nedeniyle işlem yapılacağı suç ya da olay yeri ile tarihi belirtilir.

 

3. Deliller:

 

İnceleme/soruşturmaya nasıl başlandığı, şikayetçi veya muhbirin kimliği, iddia/iddialara ait tanık ve sanık ifade özetleri ile sanık leh ve aleyhindeki deliller, iddia konu başlıkları altında sıralanır. Ayrıca, konu/konularla ilgili mevzuat belirtilir.

 

4. Tahlil (Yorum, Mütalaa):

 

Suçlanan kişi/kişilerin iddia/iddialar ile ilgili lehinde ve aleyhindeki tüm ifade, edinilen bilgi, delil ve belgeler karşılaştırılıp, sanık savunmaları ile de değerlendirilerek ileri sürülen iddia konu/konularının doğrulanıp doğrulanmadığı (ifade, savunma, bilgi ve belgelere ek numaraları da verilmek suretiyle) irdelenir. Varılan sonuç; suç veya kusur oluşturup oluşturmadığı mevzuatla karşılaştırılarak tasnife tabi tutulur.

 

İddia/iddialar, TCK ya da suç hükmü taşıyan diğer kanunlara aykırılık taşıyorsa, bu kanun ve maddeleri belirtilir.

 

İddia/iddialar, disiplin hükümlerine aykırılık taşıyorsa, hangi kanun, tüzük, yönetmelik, yönerge, genelge veya emrin ihlal edildiği belirtilir.

 

İddianın, değerlendirilip, irdelenen delillerle doğrulanmadığı kanaatine ulaşılması halinde, iddia ile ilgili olarak herhangi bir işlem yapılması gerekmeyeceği kanaati belirtilir. Ayrıca, iddia sahibi hakkında işlem tayini gerekip gerekmeyeceği, işlem yapılması gerekiyorsa; ne gibi işlem yapılacağı belirtilir.

 

5. Sonuç: İddia/iddialarla ilgili olarak ulaşılan kanaat suç oluştuğu yönünde ise;

 

4483 sayılı yasa kapsamına giren bir suçun, disiplin soruşturması sırasında tespiti halinde,  Muhakkik derhal Disiplin raporundan bağımsız olarak Tevdi Raporu hazırlamalı ve görevlendiren makama sunmalıdır.Böyle bir durumda Muhakkik disiplin soruşturmasını devam ettirmelidir.Tevdi raporu kendisine sunulan Disiplin amiri, konuyla ilgili ön inceleme ile birlikte, mükerrer disiplin soruşturması yapılmasını engellemek için tevdi raporuyla beraber, disiplin soruşturması yapıldığını veya yapılmakta olduğunu ilgili makama bildirmelidir.

 

- TCK kapsamında bir suç tespit edilmiş ancak suç 4483 sayılı Kanuna tabi değilse,  suçla ilgili kanun ve madde numaraları belirtilerek, Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulur.(3628 Sayılı yasaya tabi suçlar vb)

 

Disiplin Suçu Halinde;-İhlal edilen kanun, tüzük, yönetmelik, yönerge ve genelgeler belirtilmek suretiyle işlenen disiplin suçu belirlenir.

 

-Varsa; tayin, idari görev vermeme, uygulama ile ilgili öneriler sıralanır.

 

-Disiplin affı kapsamına girmişse; affın içeriğine göre, gerekli görülen disiplin cezası dahi yazılmadan af kapsamına girdiğinden yapılacak işlem bulunmadığı belirtilir.

 

-Suçlanan kişinin emekli olması halinde, suç tanımlanarak emekli olduğu da belirtilir (Tekrar göreve dönmesi halinde, suçun durumu belirlenir).

 

-Suçlanan vefat etmişse, bu durum belirtilerek öneride bulunulmaz.

Ayrıca, düzenlenmişse; ön inceleme raporu, suç duyurusu raporu ya da tazmin raporu belirtilir.

Soruşturma sırasında bir kamu zararı tespit edildiyse ayrıca Tazmin Raporu düzenlenir.Tazmin Raporunda, Kamu zararının nasıl ve ne kadar oluşturduğu, gecikme faizleriyle birlikte, kimden, hangi miktar ya da oranda, şahsen ya da müşterek ve müteselsilen tahsil edileceği belirtilir. Kamu zararı peşin tahsil edilmişse bu rapor düzenlenmez. Soruşturmada tahsilat yapıldığı belirtilir.

       3628 sayılı  Mal Bildiriminde Bulunulması,Rüşvet ve Yolsuzlukla Mücadele Kanunu  kapsamına giren bir suçla (zimmet,rüşvet,irtikap,kaçakçılık,gerçeğe aykırı mal beyanında bulunmak,mal bildiriminde bulunmamak,haksız mal edinme,mal kaçırma ve gizleme,mal bildirimini açıklama,devlet alım ve satımlarından çıkar sağlamak,görev sırasında veya görevinden dolayı kaçakçılık,devlet sırlarının açıklanması ve açıklanmasına sebebiyet verme suçları) karşılaşan Muhakkik Suç Duyurusu Raporu hazırlayarak ilgili makama sunması gerekir.(C.Başsavcılığına sunulmak üzere)

 

 Disiplin soruşturmasına başlamadan önce, işlenen suçun hem disiplin suçu hem de 4483 sayılı yasa kapsamında olduğu düşünülüyorsa disiplin soruşturmasının ön inceleme ile birlikte yapılması daha sağlıklı olacağından disiplin soruşturması açılmaksızın ilgili evraklar yetkili makama gönderilmelidir. Böyle bir durumda, Konu ile ilgili disiplin soruşturması da 4483 sayılı yasaya göre ön inceleme ile birlikte yapılacaktır.

 

 DİSİPLİN SORUŞTURMASINA ÖRNEK VE AÇIKLAMA

 

Disiplin Soruşturması yapılırken aşağıda belirtilen sıralama düzenine dikkat edilir.

 

1. Muhakkik ifadeleri bir memur yardımı ile alacaksa,öncelikle yeminli zabıt katibi tutanağı düzenlenir ve imzalandıktan sonra soruşturma dosyasına takılır.

 

YEMİN TUTANAĞI

 

 

Tarafımca yapılmakta olan bir soruşturma nedeniyle, ifade tutanaklarının düzenlenmesi işinde V.H.K.İ …………………. zabıt katibi olarak görevlendirilmesi uygun görülmüş ve kendisine konu ile ilgili bilgi verilerek usulen yemin ettirilmek suretiyle göreve başlatılmış olduğuna dair iş bu tutanak tarafımızdan düzenlenerek imza altına alınmıştır. 18.12……….

 

 

 

 

………………………                                                           …………………

Baştabip Yardımcısı                                                               Y.Zabıt Kâtibi          

Muhakkik                              

 

 

 

 

 

 

 

2.Muhbir veya müştekinin ihbar veya şikayet yoluyla intikal ettirdiği olayla ilgili ifadesinin alınması :

 

Bunun için ; şu örneğe uygun olarak muhbir veya müştekiye yazı gönderilir.

 

                                                                                                                                                   

KONU  : Şikayet dilekçeniz hk.

 

 

Sayın: …………………………………………….

……………………………………………………..

 

 

……………………………….ne  vermiş olduğunuz …../……./200… tarihli şikayet dilekçenizde belirttiğiniz hususları incelemek üzere ……………………….ce görevlendirildim. Konu ile ilgili olarak ifadenize müracaat edileceğinden; …./…../200… Perşembe saat 10:00’da  Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi  Yazı İşleri odasında hazır bulunmanızı rica ederim

 

 

………………….

MUHAKKİK

 

 

MUHBİR  yada    MÜŞTEKİNİN  İLGİLİ KURUM  ARACILIĞI  İLE 

ÇAĞRILMASIYLA İLGİLİ YAZI

                                                                       

                                                                       

                                                         

Sayı    :

Konu :                                                                                                                    

 

 

 

                        …………………………………………..

…………………………………………………………………

 

 

           Kayseri Devlet Hastanesinin  ..../.../200… gün ve ...........sayılı emirleri gereğince, tarafımdan yapılmakta olan soruşturmada, beyanına (Açıklayıcı ifadesine) başvurulması gereken .......................adresinde mukim..........................’nın,.../..../200.. günü saat;......’de aşağıdaki muhakkiklik adresimde hazır bulunmasının tebliği ile alınacak tebellüğ ilmühaberinin gönderilmesini arz  ederim.

 

 

 

 

 

Muhakkikin açık adresi:                                               MUHAKKİK

                                                                                    (Adı soyadı, asli görevi ve imzası)

AÇIKLAMA: Muhbir ve müştekiler ya genelde kendilerine şifahi olarak bildirilerek ifadeye davet olunmakta,  bazen de soruşturma yapılan kurum yetkilileri aracılığı ile davet edilmektedir. Anılan kişilerin, yapılan bu şifahi davete icap etmemeleri halinde yukarıda örneği gösterilen yazılı talebe başvurulması yoluna gidilmektedir.

 

MUHBİR YA DA MÜŞTEKİNİN  ÇAĞRIYA UYMAMASI

 

 

                         TUTANAK

 

 

          Tarafımdan yapılmakta olan bir soruşturma ile ilgili olarak muhbir/müşteki olarak açıklayıcı ifadesinin alınmasına lüzum görülen ...................................adresinde mukim ....................’nın, .../.../200.. günü saat:.....’da, .................................adresindeki muhakkiklik büromda, hazır bulunması tebliğ edilmiş ise de, davete icabet etmediğine dair iş bu tutanak tarafımızdan mahallinde tanzim ve imza altına alınmıştır……/…../…………..

 

                  İmza                                                                                İmza

MUHAKKİK                                                             Y. ZABIT KATİBİ

 

 

 

MUHBİR YA DA ŞİKAYETÇİNİN(MÜŞTEKİ) AÇIKLAYICI İFADESİNİN ALINMASI

 

 

AÇIKLAYICI İFADE TUTANAĞI

 

Adı ve Soyadı

:

 

TC Kimlik No

:

 

Baba Adı

:

 

Doğum Yeri ve Tarihi

:

 

Nüfusa Kay. Olduğu Yer

:

 

Medeni Hali

:

 

Mesleği

:

 

İkamet Adresi

:

 

 

 

 

 

           Kimliği yukarıda kayıtlı ilgilinin, davet edildiği Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi Hukuk Bürosu Yazı İşleri Biriminde, müşteki-muhbir sıfatıyla alınan beyanıdır/açıklayıcı ifadesidir.

 

           Soruldu; (Soruşturmaya esas dilekçesi kendisine gösterilip, dilekçenin ve dilekçedeki imzanın kendisine ait olup olmadığı sorularak, dilekçenin kendisi tarafından düzenlendiği ve iddiaların kendisine ait olduğunu beyan etmesi halinde de, dilekçesinde belirttiği iddiaları, sırasıyla ve açıkça, yer, tanık, somut  olay belirtmek suretiyle yinelemesi istenir)

 

           Cevap;

1-...........

           2-...........

           (İddia konularını dilekçedeki sıraya göre ve başka konularla karıştırılmayacak şekilde anlatması gerektiğinin, beyanı alınan kişiye açıkça söylenmesi gerekir.)

                                  

           ......................................................................dedi.  İlgili, yukarıda belirtilenlerin dışında başkaca bir iddiası ve diyeceği olmadığını beyan ederek, yazdırdığı ifadesini okuyup (ya da yazdırdığı ifadesi kendisine okundu ve) doğruluğunu imzası ile tasdik etti (tarih ve yer yazılacak).

 

               (İmza)                                    (İmza)                                                 (İmza)        

         MUHAKKİK                 YEMİNLİ KATİP                       MÜŞTEKİ-MUHBİR

 

 

 

 

3.Soruşturma ile ilgili belge ve bilgilerin teminine yönelik çalışmalar:

 

Konuyla ilgili belge ve bilgilerin toplanmasıdır.Muhakkik olayın safahatına göre kendi bağlı olduğu kamu kuruluşu veya diğer kamu kurum ve kuruluşlarından yazılı olarak bilgi ve belgeleri isteyebilir.Ayrıca konuyla ilişkili kişilerin ifadelerine de  başvurabilir.

Muhakkik, soruşturma ile ilgili tanık dinleyebilir, bilirkişi görevlendirebilir.

Tanık ifadeleri aşağıdaki örneğe uygun olarak alınır.  

 

                                          TANIK ÇAĞRI YAZISI

 

                                                    Sayın;.......................................................

………………………………….

 

 

                                                         

           Tarafımca yapılmakta olan bir soruşturma için tanık olarak, bilginize müracaat edileceğinden .../..../20… günü saat:......’da aşağıdaki  adresimde hazır bulunmanız hususunda,

Bilgilerinizi rica ederim.

 

 

………………….

MUHAKKİK

 

 

 

Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi

 Yazı İşleri Birimi

 

                                         

 

 

 

 

 

 

 

 

 

                                               TANIK İFADE TUTANAĞI  ÖRNEĞİ

 

Adı ve Soyadı

TC Kimlik No

:

:

 

Baba Adı

:

 

Doğum Yeri ve Tarihi

:

 

Nüfusa Kay. Olduğu Yer

:

 

Medeni Hali

:

 

Mesleği

:

 

İkamet Adresi

:

 

 

 

           

Yukarıda açık kimliği yazılan ……………………………. tanık sıfatıyla tarafıma ayrılan Kayseri Eğitim ve Hastanesi yazı işleri odasına davet edilerek, tanıklık edeceği konu kendisine anlatıldı. Tanıklığın önemi ve anlamı konusunda kendisine bilgi verildi. Tanıklığa engel bir hali olmadığı anlaşıldıktan sonra usulüne uygun yemin ettirilerek alınan ifadesinde

           Soruldu:.............(Bu kısma tanıktan öğrenilmesi gereken konu net ve bir şekilde sorulmalı ve soru yanlış anlamalara neden olmamalıdır. Diğer yandan sorulacak soru birden fazla ise dilekçedeki iddia sırasına göre sorular sorulmalıdır)

 

           Cevaben:............(Bu kısma tanığın bilgisi net bir şekilde ve başka bir olayla ilgi kurulmadan, yani konunun dışına çıkılmayarak ve konu dağıtılmadan ifade tarzına uygun bir şekilde cevapları yazılacaktır)

 

           ........................... dedi. Başkaca bir bilgi, görgü ve duyumunun olmadığı ve söyleyeceğinin bulunmadığını beyan ederek, yazdırdığı ifadesinin doğru olduğunu okuyup, imzası ile tasdik etti. (tarih ve yer)

 

MUHAKKİK                               YEMİNLİ KATİP                         YEMİNLİ TANIK

(Adı Soyadı ve imzası)           (Adı soyadı ve imzası)                (Adı soyadı ve imzası)

 

*** tanık belge sunuyorsa belgeler  numaralandırılır ve ilgili sayfalara eklenir.(tanık ifadesine ek)

 

 

    Bilirkişi görevlendirilmesi gerekirse, aşağıdaki tutanak tanzim edilir.

 

 

BİLİRKİŞİ TAYİN,TENSİP VE YEMİN TUTANAĞI

 

 

…………….Valiliğinin ..../..../2001 gün ve........sayılı emirleri gereğince, tarafımdan yapılmakta olan soruşturmada, teknik, ilmi ve fenni kanaatlerine başvurulması zarureti hasıl olduğundan,..............oğlu, 19... /.....(Doğum yeri) doğumlu ve ...............nüfusuna kayıtlı, ...............................nde görevli,................................’nın ( birden fazla ise ayrı, ayrı yazılacak ) CMK’nın 63. maddesi hükmü gereğince, bilirkişi olarak atanmasına karar verilmiş olup, adı geçene/geçenlere CMK’nın 64. maddesi hükmüne göre, yemini yaptırılarak, aşağıdaki konularda teknik, ilmi ve fenni kanaatlerinin belirtilmesi istenildi.

 

           KONU :.................(Buraya bilirkişinin hangi konuda kanaatinin belirtilmesi isteniyorsa kendisine teslim edilen belgeler aynen belirtilerek net bir şekilde ve konular birden fazla ise sıra numarası verilerek belirtilmelidir. Konunun alt kısmına da, bilirkişiden konunun aydınlatılmasına yönelik, hangi hususlarda   ve hangi soruların cevaplarının istendiği açıklanmalıdır.)

          Bilirkişiye CMK’nın 66. Maddesinde belirtilen yetkileri hatırlatılarak konu hakkındaki kanaatlerini içeren raporun tarafıma 05.08.20…. tarihine kadar teslim edilmesi istendi. Soruşturma esnasında başvurulması gereken evrakın örnekleri kendisine teslim edildi ve bu evrakı raporuyla iade etmeleri gerektiği hatırlatılarak işbu tutanak müştereken düzenlenerek imzalandı………./……./………

 

MUHAKKİK            YEMİNLİ KATİP               BİLİRKİŞİ/BİLİRKİŞİLER

                                                                          

 

 

 

 

 

İfadesi alınacak kişinin bir başka ilde ikamet etmesi halinde, ifadesi istinabe suretiyle alınır.Kişi hangi ilde ikamet ediyorsa o ilin Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliğine istinabe soru belgesi, üst yazı ile gönderilir

Üst yazı şu örneğe uygun hazırlanır

 

 

 

 

 SAYI:

KONU:İstinabe suretiyle ifade

 

 

 

 

                                        ……………………………………………

 

 

 

Yapmış olduğum bir soruşturmaya esas olmak üzere ; iliniz ……………da ikamet etmekte olan ……………….’ın ifadesinin alınması gerekmiştir.İstinabe suretiyle ilgilinin ifadesinin alınarak ekte sunulan istinabe ifade tutanağının tarafıma gönderilmesini arz ederim.

                                                                                         

                                                                                                                 ………………..

                                                                                                                   MUHAKKİK

 

Adres: Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi

 

 

 

 

 

EK:

1.Bir adet görevlendirme yazısı

2.Bir adet istinabe ifade tutanağı

                                         

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 İSTİNABE İFADE TUTANAĞI

 

 

 

 

           ............oğlu,............yılı..............doğumlu ve...........nüfusuna kayıtlı, halen...............’da görevli,.....................’nin tanık sıfatıyla ve istinabe yoluyla alınan yeminli tanık ifadesidir.

 

          

           Tanığa sorulacak sorular;

 

           1-..............................

 

           2-..............................(Buraya tanığa sorulacak sorular net bir şekilde ve herhangi bir yanlış anlaşılmaya meydan vermeyecek şekilde yazılmalıdır. Örneğin; “...........tarihinde.........’yi resmi araçta eşi ve çocuğu ile birlikte gördüğünüz iddia edilmektedir.........ve bu gibi)

 

           Cevap:

 

           1-.........................

 

           2-........................ (Cevaplar bölümüne her sorunun cevabının soruya tekabül edecek şekilde yazılması gerekmektedir)

 

           ........dedi ve ekleyeceği başkaca bir husus bulunmadığını belirterek, okuduğu ifadesinin(veya kendisine okunan ifadesinin) doğruluğunu imzası ile tasdik etti

 

    (tarih ve yer).

 

 

 

 

   Naib                                    Yeminli Katip                                          Tanık

      (İfadeyi alan)

 

 

 

 

 

 

 

 

4.Hakkında Disiplin Soruşturması Yapılan Memurun Savunma ifadesinin alınması :

 

Hakkında Soruşturma yapılan kişinin ifadesinin alınmasından amaç gerçek durumun ortaya çıkması amacı ile , kişinin bilgisine başvurmaktır.Alınan bilgi 657 sayılı DMK anlamında memurun savunması değildir.Zira savunma disiplin cezasının uygulanmasından önce DMK’nun 130. maddesi  gereği yapılması zorunlu bir işlemdir.Halbuki soruşturma sırasında muhakkik tarafından alınan ifade olayın aydınlatılmasına yöneliktir.

Hakkında soruşturma yapılan kişinin ifadesi aşağıdaki örneğe uygun olarak alınır.

 

 

                                         

                                                   İFADE TUTANAĞI

 

Adı ve Soyadı

:

 

TC Kimlik No

:

 

Baba Adı

:

 

Doğum Yeri ve Tarihi

:

 

Nüfusa Kay. Olduğu Yer

:

 

Medeni Hali

:

 

Mesleği

:

 

İkamet Adresi

:

 

 

 

Yukarıda açık kimliği yazılan .............. tarafıma ayrılan, Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yazı İşleri odasına davet edilerek, konu kendisine anlatıldı, ifade vereceğini beyan etmesi üzerine alınan ifadesinde;

 

            CEVABEN: “ ”Dedi.

 

Başka bir diyeceğinin olup olmadığı soruldu, başka bir diyeceğinin olmadığını belirtmesi üzerine, yukarıda ki beyanını okudu, doğru ve eksiksiz yazıldığını belirtmesi üzerine ifade tutanağı müştereken imza altına alındı.12.12.20…..

 

 

 

 

     ....................................                    .......................                                    ............................... 

              Muhakkik                            İfadeyi Yazan                                   Hak.Dis.Sor.yapılan                

 

 

 

**** Şikayet edilen kişi ifade vermeye zorlanamaz ancak ifade vermesi gerekli olduğu hallerde ifade vermek istemesse  aşağıdaki örneğe benzer bir yazı ile, yazılı olarak konu ile ilgili savunması istenebilir.

 

                                            

 

B- Yazılı Savunma İstemi

 

          

Sayın:...........................( Hak.Dis.Sor.yapılanın adı ,soyadı ve görevi )

 

           Tarafımdan yapılmakta olan bir inceleme ve soruşturma sonunda;

 

           .....................................................

           ...................................................... (Buraya iddia konuları teker teker ve ayrıntılı bir şekilde ve birden fazla dilekçedeki sıraya riayet edilerek yer, zaman ve müşahhas olay belirtilerek yazılır.)

 

           Tespit edilmiştir/İddia edilmektedir/Anlaşılmış bulunmaktadır.

 

           Yukarıda belirtilen iddialar nedeniyle,Baştabipliğin  ....../.../200… gün ve...........sayılı emirleri gereğince, hakkınızda tarafımdan 657  sayılı Kanun hükümleri gereğince  soruşturma yapılmaktadır.

 

           Anılan iddialarla ilgili yazılı  savunmanızı,   iş bu yazının tarafınıza tebliğ tarihinden itibaren en geç  7 gün içinde, aşağıda belirtilen adresime 2 örnek halinde,   imza ve tarihte atılmak suretiyle göndermenizi, aksi takdirde savunma vermekten imtina etmiş sayılacağınızın bilinmesini önemle rica ederim.

                                                                                             

          

MUHAKKİK

 

Savunma gönderilecek adres;

 

.......................

 

AÇIKLAMA:

 

1. Anılan yazı ya PTT vasıtasıyla iadeli taahhütlü olarak hakkında disiplin soruşturması yapılan memurun adresine gönderilir (Bu takdirde PTT makbuzları muhafaza edilmelidir) veya acil durumlarda bu tebligatın sanığın bağlı bulunduğu birim amirine yazı yazılarak tebliği istenebilir. Tebliğ yazısına bu takdirde savunma yazısı kapalı zarf içinde eklenir ve kapalı zarf içindeki savunmanın açılmadan ve aynen sanığa tebliği istenerek tebellüğ belgesinin gönderilmesi talep edilmelidir.

 

2. Bu işlem ya bulunulan yerin uzaklığından veya muhakkikin özel hükümler gereği savunmayı böyle almasının belirtilmesine ilişkin hükümden kaynaklanan bir savunma usulü olup, savunmanın makul bir süre tanınarak yazılı olarak alınmasıdır. Danıştay Birinci Dairesinin 16.02.1993 tarih ve E:1993/29,K:1993/26 ve 01.11.1995 tarih ve E:1995/195,K:1995/220 sayılı kararlarına göre de, makul bir süre tanınarak sanık ifadesinin yazılı olarak alınması mümkün bulunmaktadır.

 

 

Hakkında soruşturma yapılan kişi sözlü veya yazılı ifade vermekten imtina ederse bu durum aşağıdaki  tutanak örneği ile tespit edilir.

                                 

                                                  

 

                                                                  TUTANAK

 

Yazılı (veya sözlü)  davetimiz üzerine, Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yazı İşleri Birimine gelen ……………………’nin  şikayet edilen hususla ilgili bilgisine müracaat edilmiştir……………….’nın ifade vermekten çekinmesi üzerine iş bu tutanak bir sayfa ve iki örnek olarak tarafımızca  düzenlenmiştir.  ……/…./20…

 

 

 

 

………….                                                 …………….                                   ……………..

Muhakkik                                              Zabıt Katibi                                     İfade Sahibi

 

                                                               İfade sahibi imzadan imtina ederse bu husus belirtilir.

 

 

 

 

5.Disiplin Raporunun Düzenlenmesi :

 

Soruşturma, yetkili Disiplin Amirlerince görevlendirilen Muhakkiklerce yapılmışsa konuyla ilgili olarak tespit edilen bilgi,belgeler ve alınan ifadeler belli bir mantık zinciri içinde değerlendirilir ve sonunda bir rapor düzenlenir.

Rapor aşağıdaki şablona uygun olarak tanzim edilir.

 

 

                                                         

İNCELEME/ SORUŞTURMA  RAPORU

(657  sayılı Kanuna Göre)

 

 

İNCELEMENİN NE SURETLE YAPILDIĞI                                                  :

 

-Baştabiplikçe verilen görev  emrinin tarih ve sayısı (Ek: ..),

 

İNCELEMENİN  BAŞLAMA TARİHİ                                                              : (Tarih)

İNCELEMENİN  BİTİŞ TARİHİ                                                                       : (Tarih)

 

İNCELEMENİN  NEDENİ VEYA ŞİKAYETÇİ                                              :

 

-Bu bölümde inceleme talebinde bulunan mercii ile varsa, muhbir veya müştekinin kimlik bilgileri ile açık adresleri yazılacaktır. (Ek:  ),

HAKKINDA İNCELEME YAPILANLAR VEYA ŞİKAYET EDİLENLER

-Bu bölümde hakkında inceleme yapılanların  adı, soyadı, isnat edilen suç ( fiil ) tarihindeki ve halen çalıştığı görev yeri ve unvanlarının yazılması,

 

İNCELEME KONUSU VEYA KONULARI                                                     :

-Hakkında inceleme  yapılanlar veya şikayet edilenlerin isimleri, görev yeri ve unvanları belirtildikten sonra, fiillerinin kısa ve özet olarak, maddeler halinde, yazılması.

FİİLİN VEYA FİİLLERİN  İŞLENDİĞİ YER VE TARİH                           

Fiilin işlendiği yer İlçe bazında yazılacak-Kocasinan/Kayseri gibi ,tarih kesin olarak bilinmiyorsa bu tarih yazılacak,bilinmiyorsa ay ve yılı ile yetinilecektir-18.10.2003/ Ekim 2003 gibi)

 

İNCELEMENİN SEYRİ:

 

 (konular ayrı ayrı ve maddeler halinde çok özet halde mutlaka ek numaraları ile belirtilecek)

 

-Bu bölümde soruşturma  ile ilgili yetkinin dayanağı (Ek:),

 

-Görevlendirme emirleri ekindeki şikayet veya konu hakkındaki yazıların özeti (Ek:),

 

-Varsa şikayetçinin açıklayıcı ifadesi (Ek:),

 

-İddia konuları ile ilgili yapılan inceleme ve araştırma sonucu elde edilen bilgi ve belgelerin yazılması (Ek:),

 

-Sırasıyla tanık ve savunma ifadelerinin özetlenmesi (Ek:)

 

-Varsa CMK´ya göre başvurulan Bilirkişi raporları, (Ek:),vs.

 

KONUNUN/ KONULARIN TAHLİLİ:

 

Bu bölüme, öncelikle inceleme konusu başlığı altındaki konuların tekrar başlık şeklinde yazılıp, sırasıyla iddianın (fiilin) cereyan tarzının elde edilen delillere göre objektif şekilde ortaya konulması, mevzuata ve hizmetin gereğine göre varsa aykırılıkların, mevzuattan bahsedilerek  belirtilmesi,inceleme konusu fiillerde suç unsuru olup olmadığı ek numaraları ile  belirtilmesi  leh ve aleyhteki deliller ve diğer verilerin etraflı bir şekilde tartışılması, gereği halinde adli, idari ve inzibati sorumluluklar ve hazine zararının detaylı bir şekilde değerlendirilmesi,

 

NETİCE VE KANAAT:

 

 

Yukarıdaki Tahlil bölümü müşterek olabilir,ancak;

        - Netice ve kanaat bölümü rapor çeşidine göre ayrı ayrı yazılacaktır.(Tevdi raporu,       tazmin raporu,suç duyurusu raporu gibi)

 

-                    Yine bu bölümde kişi ve konular ayrı ayrı ele alınarak, yetkili makamca verilecek karara esas olmak üzere, fail,fiil,yeri,tarihi,yasal dayanağı ile birlikte cezai müeyyideler ile diğer öneriler tüm unsurlarıyla açıkça belirtilecektir.

 

-                    Fiile uygun ceza önerilecek, fiil sabit görülmüyorsa işlem yapılmasına gerek olmadığı vb. teklifler getirilecektir.

 

-                    Raporlar ekli iki örnek halinde düzenlenecek, konularla ilgili birden fazla rapor düzenlenmesi halinde (mesela soruşturma raporu ile birlikte tazmin raporu da düzenlenmişse) ilgili makama her rapor için ayrı ek konulmayacak,raporların birer örneği ile takım halinde bir ek dosyası verilmesi yeterli olacaktır. 

 

 

 

          

 

Son paragrafta:

 

 

Netice ve kanaatine varılarak tarafımdan düzenlenen işbu  İnceleme/Soruşturma raporu, ilişik listesindeki ekleriyle birlikte  iki örnek halinde Başhekimlik Makamına sunulmuştur.

Arz ederim. …/…../….

 

   ( MUHAKKİK)

     isim,soy isim

    unvan ve imza

 

 denilerek  raporun tamamlanması gerekir.

                         

 

Soruşturma Raporu hazırlandıktan sonra, Soruşturma dosyası  aşağıdaki örneğe benzer bir dizi pusulasına bağlanarak iki örnek halinde üst yazı ile görevlendiren makama sunulur.

                                       

 

 

 ÖRNEK DİZİ PUSULASI

 

SIRA NO

KONU

DOSYA SIRA NO

1

Devlet Hastanesi  Baştabipliği’ nin …/…./.200…. tarih ve …… sayılı görevlendirme yazısı

Ek-1

2

12.03.2002 tarihli tutanak

Ek-2

3

Hak.Dis.Sor.yapılan Dr.. ………………………………… ifade tutanağı

Ek-3-4

4

Sağlık Memuru ……………… ifadesi

Ek-5

5

Yardımcı Hizmetli……………. ifadesi

Ek-6

6

Laboratuar Teknisyeni ………. ifadesi

Ek-7

7

Yardımcı Hizmetli ……………ifadesi

Ek-8

8

Dr. ……………………………ifadesi

Ek-9

9

Ebe Hemşire ………………….ifadesi

Ek-10

10

Hemşire ……………………….ifadesi

Ek-11,12,13

 

 

            Disiplin Soruşturma dosyası 13 (on üç) sayfadan oluşmaktadır.

 

 

 

 

 

………………… MAKAMINA

                                               KAYSERİ

 

 

   

İLGİ :……… tarihli ve …………….sayılı  görevlendirme  yazınız.

 

İlgi sayılı yazınıza istinaden, Hastanemiz ………………………..’de görevli ebe …………….. hakkında verilmiş olan …./…./200… tarihli şikayet dilekçesindeki iddialar hakkında  yapmış olduğum inceleme neticesinde, hazırladığım  Soruşturma raporu dizi pusulasına bağlanarak ekte sunulmuştur.

 

Bilgilerinize arz ederim.

 

 

 

                                                                                                               ………………………..

                                                                                                                       MUHAKKİK                                                                                                                                                          

Ekler:

 

1.Adet Dosya(….sf)

 

 

                                                          

 

 

                                      ÖRNEK  SORUŞTURMA  RAPORU

 

İNCELEMENİN NE SURETLE YAPILDIĞI :

……………. İl Sağlık Müdürlüğünün …/…/200… tarih ve ….. sayılı  yazısı ile soruşturmaya   başlanmıştır.

 

İNCELEMENİN BAŞLADIĞI TARİH : …/…/200..

 

İNCELEMENİN BİTTİĞİ TARİH        :  …/…/200..

 

İNCELEME NEDENİ VEYA ŞİKAYETÇİ:

           

İlimiz …… sk. No:2 /3   …………..  Adresinde ikamet etmekte olan ……………nın  …………. Valiliğine  vermiş olduğu …/…/200.. tarihli şikayet dilekçesindeki iddiaları

 

HAKKINDA İNCELEME YAPILAN VEYA YAPILANLAR:

 

İlimiz Sağlık Müdürlüğü Acil Yardım ve Kurtarma Hizmetleri Şube Müdürlüğünde görevli ebe …………….. hakkında, 

 

İNCELEME KONUSU VEYA KONULARI :

Ebe …………………….. ın .DMK’nun 28.md.’ne aykırı olarak ticari faaliyette bulunduğu iddiası

 

FİİLİN VEYA FİİLLERİN İŞLENDİĞİ YER VE TARİHİ :Ankara - 2002 ve 2003  yılları

 

 İNCELEMENİN SEYRİ                :

 

1- …………….. İl Sağlık Müdürlüğünün …./…./2003 tarih ve ………sayılı görevlendirme  emirleri ile ………………….. hakkında gerekli soruşturmanın tarafımdan yapılması tensip kılınmıştır. (Ek-1)

 

2- Muhbir …………. şikayet dilekçesinde (Ek-2) özetle ; ebe ………..’ın DMK ’nun 28 maddesindeki ticari faaliyette bulunma yasağına rağmen ticaretle uğraştığını ifade etmektedir.

3.Muhbir ……….’nın alınan ifadesinde (Ek-10) özetle ; şikayet dilekçesinin doğru olduğunu , sunduğu ek belgelerin incelenmesi gerektiğini beyan etmiştir.(Ek 4-5-6-7-8-9 )

4.Şikayet dilekçesine ekli belgeler

 

4-1) A…… Sağlık Ltd. Şti.’nin 10.04.2002 tarihli Hisse Devri Sözleşmesi (Ek: 4) incelendiğinde …………….’ın kurucu ortak olmadığı hisse devri suretiyle bu şirkete ortak olduğu görülmektedir.

4-2) 21.10.2002 keşide tarihli çek fotokopisi (Ek: 5); …………. verdiği ifadede bu çekin kendisi tarafından imzalandığını kabul etmiştir. Ayrıca çek Şekerbank’a ait olduğundan gerekli araştırma banka nezninde de yapılmış, banka gönderdiği cevabi yazı ile bu çekin ………………. tarafından keşide edildiğini doğrulamıştır.

4-3) …….. Medikal Ltd. Şti.’nin 25.06.2002 tarihli karar tutanağı (Ek: 6)

 

4-4) 26.11.2002 tarihli ihtarname fotokopisi (Ek:7) incelendiğinde  …………’ın A……. Ltd. Şti.’nin temsilcisi sıfatıyla 21.10.2002 vade tarihli bir çekin muhatabına ihtar çektiği anlaşılmaktadır. ……….. verdiği ifadede (Ek:11) bu ihtarnamenin kendisi tarafından çekildiğini kabul etmiştir.

4-5) 27.07.2001 tarihli vekaletname incelendiğinde, (Ek:8) …… Medikal Ltd.Şti.’ni temsilen ………..’nın bir devlet memuru olan ……….’ı ticari vekil olarak atadığı görülmektedir. …………. verdiği ifadede bu vekaleti doğrulamıştır.

4-6) ………. Ltd.Şti.’nin ana sözleşmesi (Ek:9) incelendiğinde, bu şirketin…………………… tarafından kurulduğu anlaşılmaktadır.

 

5.Hakkında disiplin soruşturması yapılan ebe …………….’ın alınan ifadesinde (Ek:11) özetle; …. Medikal firması ile hiçbir ilgisinin olmadığını, bu şirketin kardeşi …………. tarafından kurulduğunu daha sonra bir başka şahsa devredildiğini, şikayetçi tarafından ileri sürülen Kastamonu Mahkemelerinde karşılıksız çek keşide etmekten yargılandığı şeklindeki iddiaların doğru olmadığını, ancak çekin kendisi tarafından imzalandığını, çekle ilgili Kastamonu Cumhuriyet Savcılığında hazırlık takikatı yapıldığını, …………..’nın, bilgisizliğinden istifade ederek kendisini ticari vekil olarak atadığını, bir dönem A….. Ltd.Şti.’nin ortağı olduğunu, Limited Şirketlere ortak olmayı DMK’nın yasaklamadığını, 26.11.2002 tarihli ihtarnamenin altındaki imzanın kendisine ait olduğunu, ticari faaliyette bulunmadığını beyan etmiştir. …………… ifadesine ek olarak aşağıdaki belgeleri sunmuştur.

5-1) 3 Şubat 2003 tarihli noter belgesi (Ek: 12, 12-a)

5-2) 25.06.2002 tarihli karar fotokopisi (Ek: 13)

5-3) 4.10.2001 tarihli tutanak (Ek: 14)

5-4) 25.06.2002 tarihli karar fotokopisi (Ek: 15)

5-5) 23.04.2003 tarihli gazete fotokopisi (Ek: 16)

5-6) 5.10.2001 tarihli vekaletname fotokopisi (Ek: 17)

 

6.Şekerbank Ulus Şube Müdürlüğüne yazdığım 17/06/2003 tarih ve 3935 sayılı yazı. (Ek: 19)

 

7.Şekerbank Ulus Şubesinin 18/06/2003 tarih ve 909 sayılı cevabi yazısı ve ekleri (Ek: 21, 21-a, 21-b, 21-c) incelendiğinde 13/07/2001 tarihli vekaletname fotokopisinin sahte olmadığı, bu vekaletname ile devlet memuru olan ………’ın ticari vekil olarak atandığı, ………..’ın bu vekalete dayanarak Şekerbank Ulus Şubesine imza sirküsü vererek bir kambiyo senedi olan çek keşide ettiği, söz konusu 21/10/2002 tarihli çekin sahte olmadığı görülmektedir.

 

8.Ankara 31. Noterliğine yazdığım 16/06/2003 tarih ve 3931 sayılı yazı (Ek: 20)

 

9.Ankara 31. Noterliğinin 17/06/2003 tarihli cevabi yazısı (Ek: 22) üzerine söz konusu evraklar noterliğe gidilerek bizzat yerinde görülmüş, şikayet dilekçesi ekinde sunulan 27/07/2002 tarihli vekaletname ve 10/04/2002 tarihli hisse devri sözleşmesinin noterde kalan asılları ile aynı olduğu görülmüştür.

 

KONUNUN VEYA KONULARIN TAHLİLİ  :Yukarıda toplanan deliller ve alınan ifadeler ile tüm inceleme dosyası birlikte değerlendirildiğinde ;

 

1-Burada öncelikle Devlet Memurlarının Ticaret Şirketlerine ortak olup olamayacağı  konusunun incelenmesi gerekmektedir.

Devlet Memurlarının Ticaret yapıp yapamayacağı , hangi hallerde yapabileceği ve hangi şirketlere kurucu veya ortak olabileceği veya görev alabileceği hususu idare hukuku ile ticaret hukukunun müşterek konularından birini oluşturur.

1965 tarih ve 657 sayılı DMK konuyu ticaret ve diğer kazanç getirici faaliyetlerde bulunma yasağı başlığı altında 28.maddede düzenlemiştir.

Madde 28 : Memurlar , T.Ticaret Kanununa göre (tacir) veya (esnaf) sayılmalarını gerektirecek bir faaliyette bulunamaz, ticaret ve sanayi müesselerinde görev alamaz , ticari mümessil veya ticari vekil veya kollektif şirketlerde ortak veya komandit şirkette komandite (sınırsız sorumlu ortak ) olamazlar (görevli oldukları kurumların iştiraklerinde kurumlarını temsilen alacakları görevler hariç) memurların üyesi oldukları yapı , kalkınma ve tüketim kooparatifleri ile kanunla kurulmuş yardım sandıklarının yönetim ve denetim kurulları üyelikleri görevi ve özel kanunlarda belirtilen görevler bu yasaklamanın   dışındadır.Eşleri , reşit olmayan veya mahcur olan çocukları yasaklanan faaliyetlerde bulunan memurlar bu durumu 15 gün içerisinde bağlı oldukları kuruma bildirmekle yükümlüdürler.)

 

Buna göre  kanun aşağıda sayılan ticari faaliyetlerle , kazanç getirici (emeği ile gelir sağlayacak )faaliyetlere bulunmayı Devlet Memurları için açıkça yasaklamıştır.Bu faaliyetler şunlardır :

§  Tacir ve esnaf sayılmasını gerektirecek bir faaliyette bulunamazlar.(Ticaret Kanunu Md.14-17)

§  Ticari mümessil (Borçlar Kanunu Md.449) ticari vekil (borçlar Kanunu Md.453 ) olamazlar.

§  Kollektif Şirket ortağı olamazlar.

§  Komandit Şirketin Komandite (sınır sorumlu ortak) ortağı olamazlar.

§  Ticari ve sanayi müesseselerinde görev alamazlar.

 

 

Kanunda ortak olunamayacak şirketler açıkça gösterilmesine rağmen hangi nevi ticaret şirketlerine ortak olunabileceği konusunda açıklık yoktur.Maddenin amaca göre yorumundan  , Devlet Memurlarının sermaye Şirketlerine ortak olabilecekleri hem doktrin olarak kabul edilen hukukçular hemde yargıtay tarafından kabul edilmektedir.(Yargıtay 11.Hukuk dairesinin 9/11/1991 tarih ve esas 1990/5211, karar.1991 /6529 sayılı kararı)

 

Bu hükmün ışığı altında kuruluş kanunu veya ilgili yönetmeliklerde aksine bir hüküm olmadıkça Devlet Memurları :

§  Komandit Şirkette Komanditer ( Sınırlı sorumlu ortak) ortak

§  Limited Şirket Ortağı

§  Adi Şirket Ortağı , Hususi Şirketin gizli ortağı

§  Anonim Şirket Ortağı olabilirler

 

Görüldüğü üzere mevcut mevzuat çerçevesinde Devlet Memurlarının Limited Şirketlere ortak olamayacağı konusunda DMK28. maddesinde açık ve kesin bir hüküm yoktur.Ayrıca Ltd.Şti ortaklığını 28 .maddede sayılan yasak faaliyetler içine alma imkanı yoktur.Çünkü Kanunda açıkça sayılmayan bir hususu Devlet Memurlarına Yasaklamak uygun değildir.

 

Ayrıca 6762 sayılı T.Ticaret Kanununun 540.maddesinin 3.fıkrasında yetki ve temsil mecburiyetinin Ltd.Şirkete kuruluşta ortak olanlar bakımından cari olduğu hükme bağlanmış olduğundan ve kuruluştan sonra şirket ortağı olanlar kanun gereğince şirket işlerini idare ve temsile yetkili ve mecburi olmadıklarından ,memurun şirket ortaklığını kuruluştan sonra iktisap etmesi , şirket ana sözleşmesi ile memur olmayan birinin şirket müdürü tayin edilmiş olması veya ortaklar tarafından memur olmayan birinin müdür seçilmiş olması hallerinde Devlet Memuru bakımından Ticari faaliyet Yasağının ihlali söz konusu olmayacaktır.

Ancak, yukarıda belirttiğimiz gibi DMK’nın 28. maddesinde memurların ticari vekil olması (Borçlar Kanunu Madde 453) kesin şekilde yasaklanmıştır. Bu yasağın ihlali ticaret yapma yasağı kapsamı içerisindedir. Borçlar kanunu’nun 453. maddesine göre ticari vekil: Ticari mübessil sıfatını haiz olmaksızın bir ticarethane veya fabrika veya ticari şekilde işletilen diğer bir müessese sahibi tarafından müessesenin bütün işleri veya muayyen bazı muameleleri için temsile memur edilen kimsedir, demektedir.

 

Yukarıdaki Hukuki durumu inceleme konusu olaya tatbik edecek olursak şu sonuçlar çıkmaktadır.

 

1-      Şikayet dilekçesinde ileri sürülen ………………’ın ……. Medikal Ltd. Şti.’nin gizli ortağı olduğu şeklindeki iddiayı doğrulayacak somut bilgi ve belgeye ulaşılamamıştır.

2-      Ebe …………..’ın  Ltd. Şti. ortağı olması mevcut mevzuat açısından suç teşkil etmemekle birlikte, ticari vekil olarak atanıp şirket adına işlemler tesis etmesi sebebi ile  657 sayılı DMK’nın 28. maddesinde belirtilen ticari faaliyetlerde bulunma yasağını ihlal etmiştir…………………..’ın ticari vekil olarak atandığı ve bu vekalete dayanarak işlemler tesis ettiği hem kendi ikrarı hem de Şekerbank Ulus Şubesi’nin yazısı ve ekleri ile sabittir. Bu konuda somut ve inandırıcı deliller mevcuttur.

3-      Dosyadaki tüm bilgi ve belgelerden ebe ………………..’ın  13/07/2001 tarihinde ticari vekil olarak atanması ve bu vekalete dayanarak 21/10/2002 tarihinde çek keşide etmesi DMK’nın 28. maddesindeki ticaret ve diğer kazanç getirici faaliyetlerde bulunma yasağını ihlal edici niteliktedir.

 

 

NETİCE VE KANAAT                         :

          

Değerlendirmeler ışığında;Ebe………………… hakkında 

 

İdari yönden           ; Herhangi bir işlem yapılmasına gerek olmadığı,

 

Disiplin yönünden ;  Fiiline uyan DMK’nın 125. maddesinin (D)bendinin (h) alt bendi gereğince

 1 yıl süre ile kademe ilerlemesinin durdurulması ,cezası ile tecziyesinin uygun olacağı, 

Sonuç ve kanaatine varılarak tarafımdan düzenlenen işbu soruşturma raporu ilişik listesindeki ekleriyle birlikte iki örnek halinde Sağlık Müdürlüğü Makamına sunuldu.

 

Bilgilerinize arz ederim.20/06/.2003

            

                   Av.Çetin TANBAY

               Muhakkik 

 

******Muhakkiki görevlendiren makam soruşturma dosyasını inceler ve soruşturma raporunda disiplin cezası teklifi getirilmiş ise  bu teklifi değerlendirir ve ceza verilip verilmeyeceğine karar verir.Yetkili Disiplin Amiri, muhakkikin teklifine uygun ceza vermeyi uygun gördüğünde soruşturma raporunun son sayfasına derkenar savunmasını isteyelim notunu düşer Daha sonra hakkında soruşturma yapılan kişinin savunması aşağıdaki örneğe uygun şekilde istenir

 

             

 

 

 

 

SAVUNMA İSTEK YAZISI

                     

                                                                             ÖZEL

 

           

 

SAYI  :

KONU:

 

 

 

 

                                           Sayın----------------

                                             ………….. Uzmanı

                                            

 

 

Hastanemizde Acil Tıp Asistanı olarak görev yapan Dr………………. tarafından düzenlenen …………… tarih ve ……………….. sayılı tutanakta bahsi geçen hususlarla ilgili olarak hakkınızda Baştabipliğimizce yaptırılan Disiplin Soruşturması neticesinde düzenlenen …………… tarihli Disiplin Raporunda, ……………. tarihinde acil servis nöbetçi hekimi ve ilgili uzman doktor tarafından İcapçı Hekim olarak Acil Servise çağrıldığınız halde  ancak 6 saat sonra acil servise gelmeniz nedeniyle "Görev mahallinde kurumlarca belirlenen usul ve esasların yerine getirilmesinde kayıtsızlık gösterdiğiniz iddiasıyla 657 sayılı DMK' nın 125. maddesinin (A)bendinin (a) alt bendine göre Uyarma Cezası ile tecziyeniz teklif edildiğinden, konu ile ilgili olarak savunmanızı 657 sayılı DMK' nın 130. maddesi gereğince tebliğ tarihinden itibaren, kanuni süre olan 10 (on) gün içerisinde vermenizi, yasal süre içerisinde savunma vermediğiniz takdirde savunma hakkınızdan vazgeçmiş sayılacağınızın bilinmesini rica ederim.  

 

…………………

           DİSİPLİN AMİRİ

 

 

 

ÖZEL

 

 

 

 

 

Bu  özel kayıtlı savunma istek yazısı, zarfa konur ve zarfın üzerine özel kaşesi vurulduktan sonra ayrı bir kağıtla  tebliğ- tebellüğ ilmuhaberi düzenlenir ve ilgili memura imzalattırılır.

Verilen 10 gün içerisinde savunma verilmesse aşağıdaki tutanak düzenlenir.

 

 

TUTANAK

 

 

               ………………. görevli, Dr.……………….,Baştabipliğimizin  …./…../.200…. tarih ve …… sayılı savunma istek yazısını …../…./.200… tarihinde tebellüğ etmesine rağmen, yasal süre (10 gün) içerisinde savunmasını vermediği tespit edilmiş olup, iş bu tutanak tarafımızdan tanzim ve imza edilmiştir. …../…./.20   

             ……………                                                                                ………………..

              Baştabip yard.                                                                               V.H.K.İ

 

 

*****Savunma süresi içerisinde verilirse Disiplin Amiri yazılı savunmayı inceler, savunmanın uygun görülmemesi halinde, disiplin amirinin bizzat kendisi savunma yazısının sol alt tarafına derkenar, savunması yetersiz veya benzer bir ifade ve memurun  hangi ceza ile cezalandırılacağını açıkça  yazar.(ör. DMK 125 .Md. B/h)

 

Ceza yazısı aşağıdaki örneğe uygun hazırlanır.

 

SAYI   :

KONU :Uyarma cezası ile tecziyeniz.

 

 

 

 

                              Sayın:......................................

                           ………………………

 

 

 

İlgi a)..../…/200… tarihli ve….. sayılı savunma istek yazımız.

İlgi b)…/../200.. tarihli savunmanız

 

 

…../…../200… tarihinde bir hasta yakınına hakaret ettiğiniz iddiası ile ilgili olarak,  Baştabipliğimizce yaptırılan soruşturma neticesinde, hakkınızda getirilen teklif doğrultusunda ilgi (a) da kayıtlı yazımız ile savunmanız istenmişti.

Ancak ilgi (b)de kayıtlı yazınız ile vermiş olduğunuz savunmanız yeterli bulunmamıştır.  Söz konusu fiilinizin Baştabipliğimizce  değerlendirilmesi neticesinde; devlet memuru vakarına yakışmayan tutum ve davranışlarda bulunmanızdan dolayı, 657 DMK’nun 2670 Sayılı Kanunla değişik 125.maddesinin (A)bendinin (a) alt bendine gereğince “Uyarma” cezası ile tecziye edildiniz.

Bundan sonra, görevinizde  daha dikkatli olmanız hususunda,

            Gereğini bilgilerinize rica ederim

 

 

         ……………………..

                        DİSİPLİN AMİRİ

                         

 

 

 

****Ceza yazısı da savunma istek yazısısın da olduğu gibi aynı yolla memura  tebliğ edilir.Savunma istek yazısı,tebliği, memurun savunması, ceza onayı,tebliği ve eklerinin asılları üst disiplin amirine, dosyasına işlenmek üzere gönderilir.

 

 

 

 

 

 

***Memurun savunması uygun bulunmuşsa aşağıdaki yazı hazırlanır ve memura tebliğ edilir.

 

 

 

SAYI  :

KONU: Savunmanız.

 

 

 

 

                                             Sayın :………………………

                                              …………………………….

 

 

 

İLGİ: a)28.05.2002 tarihli ve ………. sayılı savunma istek yazımız.

          b)29.05.2002 tarihli savunmanız.

 

               Hastanemizde …………. olarak görev yapan Dr………… tarafından düzenlenen ………. tarih ve …………… sayılı tutanakta bahsi geçen hususlarla ilgili olarak hakkınızda Baştabipliğimizce yaptırılan Disiplin Soruşturması neticesinde düzenlenen ………… tarihli Disiplin Raporunda,  hakkınızda getirilen teklif doğrultusunda ilgi (a)'da kayıtlı yazımızla savunmanız istenmişti.

           İlgi (b)' de kayıtlı savunmanızın Baştabipliğimizce değerlendirilmesi neticesinde;  savunmanız yeterli görülmüş olup tecziyenize gerek görülmemiştir.

           Bilgilerinizi rica ederim.

           

……………………..

                                                                                               DİSİPLİN AMİRİ

                                                                                                     

 

 

 

****Bir alt ceza verilecekse aşağıdaki örneğe uygun ceza yazısı hazırlanır.

 

 

 

 

 

 

SAYI  :

KONU: Bir alt ceza

 

 

 

                                             Sayın :………………………

                                               Hemşire

 

 

 

 

 

 

  

 

İlgi  a) 16.06.20…. tarih ve ……………….. sayılı  savunma istek yazımız.

                   b) 25.06.20…..tarih ve ……………… sayılı savunmanız.

 

           Hastanemizde Hemşire  olarak görev yapan ………………………………. tarafından Baştabiplik makamına verilen 06.05.2010 tarih ve …………………. sayılı şikayet dilekçesi ile ilgili olarak hakkınızda, Müdürlüğümüzce yaptırılan Disiplin Soruşturması neticesinde düzenlenen 06.06.20…tarihli Soruşturma Raporu neticesinde getirilen teklif doğrultusunda ilgi (a) ' da kayıtlı yazımızla savunmanız istenmişti.

          İlgi (b) de kayıtlı yazınız ile vermiş olduğunuz savunmanızın Müdürlüğümüzce değerlendirilmesi neticesinde;  06.05.20…..tarihinde …………..’de iş arkadaşınız ……………………..' a söz ve hareketle sataşmanız sebebiyle  657 sayılı DMK' nın 125. maddesinin (B) bendinin (h) alt bendine göre ,Kınama Cezası ile tecziyeniz gerekirken; geçmişteki çalışmalarınızın olumlu olması ve  …………..tarihli başarı belgenizin bulunması nedeniyle 657 sayılı DMK’nın 125. maddesinin (E) fıkrasının (k) bendini takip eden ikinci paragrafındaki ‘’Geçmiş hizmetleri sırasındaki çalışmaları olumlu olan ve (DEĞİŞİK İBARE RGT: 25.02.2011 RG NO: 27857 MÜKERRER KANUN NO: 6111/111) ödül veya başarı belgesi alan memurlar için verilecek cezalarda bir derece hafif olanı uygulanabilir’’ hükmü gereğince Uyarma cezası ile tecziye edildiniz.

            Bundan sonra daha dikkatli olmanız hususunda;       

            Bilgilerinize rica ederim.

 

            …………………..

                DİSİPLİN AMİRİ

                                                                                                                         

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KONU İLE İLGİLİ ÖRNEK  DANIŞTAY KARARLARI

 

1. Dosyanın incelenmesinden, davacının 2.11.1994 gününde gümrük başmüdürünün, gümrük müdürünün, müdür yardımcıları ve muayene memurlarının hazır bulunduğu bir toplantıda, gümrük başmüdürü ile aralarında geçen bir tartışma nedeniyle üst disiplin amiri olan gümrük başmüdürünce 8.11.1994 gününde savunması alındıktan sonra savunmada yer alan hususlar da dikkate alınarak aylıktan kesme cezası ile cezalandırıldığı anlaşılmaktadır.

Bu durumda davacının kusurlu davranışı nedeniyle üst disiplin amirince soruşturmacı tayin edilmeden ve usulüne uygun bir soruşturma yapılmadan doğrudan savunma alınarak verilen disiplin cezasında yukarıda anılan mevzuat hükümlerine uyarlık bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenle İstanbul 1. İdare Mahkemesi kararının bozulmasına, dosyanın anılan mahkemeye gönderilmesine, 22.5.1997 gününde oybirliği ile karar verildi. (Danıştay 8.Dairesi)

 

Kaynak=DKD. Sayı 94 s: 515

 

2. Uyuşmazlık, davacının Kınama Cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemden doğmuştur.

Uyarma ve Kınama cezalarına karşı yargı yolu kapalıysa da usul ve zamanaşımı yönlerinden hukuka aykırılık halinde, tam anlamıyla oluşmuş bir disiplin cezası işleminden söz edilebilmesine hukuken olanak yoktur.

Davacı, usulüne uygun soruşturma yapılmadan ceza verildiğini öne sürdüğüne göre tebligat ve cevap verme evreleri geçip dosya oluştuktan sonra davacı savının irdelenmesi ve eğer savı  doğru ise bu konuda karar verilmesi gerekmektedir. Ancak usulüne uygun olarak disiplin cezası verildiğinin tespit edilmesi durumunda yargı yolunun açık olup, olmadığı tartışılabilecektir.

 

Bu yönüyle, davanın incelenmeksizin reddine ilişkin idare mahkemesi kararında hukuki  isabet görülmemiştir.

 

Açıklanan nedenlerle Ankara 8. İdare Mahkemesi kararının bozulmasına ve dosyanın anılan mahkemeye gönderilmesine 21.10.1999 günü oybirliği ile karar verildi.(Danıştay 8.Dairesi)

Kaynak=DKD. Sayı 103 s: 756

 

3. Davacının, hakkında herhangi bir disiplin soruşturması açılmaksızın, doğrudan disiplin amirince savunması alınarak aylık kesimi cezası ile cezalandırılmasında isabet bulunmadığı Hk.(Danıştay 10.Daire 23.11.1989)

 

 

4.Disiplin cezası verilirken birkaç madde ile ilgili suçlardan dolayı tevhiden bir ceza verileceği. (D. 5. D. 24.6.1968 T.K. 639/2944)

 

5.İnzibati (Disiplin)  cezaları   tatbik edilirken, idari mevzuatta yazılı olmasa bile, ceza hukuku prensiplerinin tatbiki iktiza eder. Bu itibarla haksız tahrik neticesinde ve  mukabele ederek, amirini tahkir eden memura verilen inzibati cezanın hafifletilmesi gerekir. (D. 5. D. 23.3.1952 T.K.616/3119)

 

6.“Soruşturmanın esenlikle yürütülmesi gerekçe gösterilerek kamu personelinin bir başka yerde geçici görevlendirilmesi yoluna gidilemeyeceği...”(Danıştay 5.Daire Esas No:1989/547 Karar no:1990/420)

 

7. “2886 sayılı Devlet hale Kanununa aykırı hareket etmenin ve keyfi olarak yapılan satın almaların T.C.K' ya   göre görevi kötüye kullanma suçunu oluşturacağı...”(Danıştay 2. Daire Esas No:1990/2244 Karar No: 1990/3609)

 

8.“Memuriyetle bağdaşmayan tutum ve davranışları saptanan ve bu eylemleri nedeniyle disiplin cezası verilen davacının adaylık süresinin dolması beklenmeden görevine son verilmesinde mevzuata aykırılık olmadığı...” (Danıştay 5. Daire Esas No:1990/3713 Karar No:1990/1812

9.“Davacı hakkında soruşturmacı atanıp tam anlamıyla usulüne uygun bir soruşturma açılmaksızın doğrudan disiplin amirince savunma ve ifade alınıp her hangi bir rapora bağlanmadan disiplin cezası verilmesinde mevzuata ayarlık bulunmadığı gerekçesiyle işlemi iptal eden Ankara 7.İdare Mahkemesinin 23.12.2003 tarih ve 1542 sayılı kararının onaylanmasına karar verildi.” Danıştay 8. Daire Esas No: 1994/1044, Karar No: 1994/447; Esas No: 1994/157, Karar No: 1994/685)

 

10. “İlçelerin lise ve dengi okullarında görevli öğretmenlerin disiplin amiri okul müdürü ve üst disiplin amiri de ilçe Milli Eğitim Müdürü olarak belirlenmiştir. .......İlçesi......Lisesi........öğretmeni olan davacı hakkında, yönetmelik kuralları uyarınca disiplin amiri olan okul müdürü veya üst disiplin amiri olan İlçe Milli Eğitim Müdürü tarafından ceza verilmesi gerekirken İl Milli Eğitim Müdürünce verilen disiplin cezasında yetki yönünden yönetmelik kurallarına uyarlık bulunmadığına...”(Danıştay 8.Daire Esas No:1991/1316: Karar No: 1992/92)

 

11. Tekerrür nedeniyle bir derece ağır ceza verilirken, işlenen suçun niteliği hangi cezayı gerektiriyorsa bu cezanın bir derece ağırının verilebileceği, yoksa her suç işlenişinde önceki cezanın bir üstü cezanın verilemeyeceği...”(Danıştay 8.Daire Esas No: 1993/1203; Karar No: 1994/680)

 

12.“Tekerrürden dolayı aynı suçun her işlenmesinde daha üst ceza verilerek Memuriyetten  çıkarma cezası verilemeyeceği...”(Danıştay 8.Daire Esas No:1994/162; Karar No: 1994/1579)

 

13. Disiplin amiri ve kurullarına karar vermek için tanınan sürelerin (DMK 128.Md. Dis.amirleri uyarı,kınama ve aylıktan kesme cezalarını soruşturmanın  bittiği tarihten itibaren 15 gün içinde vermek zorundadır hükmü)   idarenin iç işleyişi ile ilgili olduğu, bu süre geçirildikten sonra ceza verilmiş olmasında yasaya aykırılık bulunmadığı...” (Danıştay 8.Daire Esas No: 1991/1370; Karar No: 1991/1358)

 

14.Davacının isnat olunan suçtan dolayı Adliye mahkemesinde beraat etmesi veya ceza davasının ortadan kaldırılması, aynı suçtan dolayı disiplin cezası uygulamasına engel teşkil etmez. (Danıştay  13.03.1980)

 

15. Disiplin cezası verilirken sicil durumuna göre cezanın bir alt dereceye indirilmesi hususu mutlak olmayıp, ilgili amirin takdirine bağlıdır. (D.2. Daire 06.02.1980)

 

 

16. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu Esas No:2005/3292  Karar No:2008/1633

Karar Tarihi: 12.06.2008

Karar Özeti: 2577 sayılı İYUK’un 20. Maddesinde öngörülen istisnai durum dışında (istenen bilgi ve belgeler Devletin güvenliğine veya yüksek menfaatlerine ilişkin ise) Davacılara dava konusu işlemin dayanağı olan her türlü bilgi ve belgeyi, bu bağlamda Disiplin Soruşturma raporlarını istemleri halinde inceleyebilme olanağının tanınması, hukuk Devletinin, Adil yargılama hakkının ve idari yargılama Usul Kanunun 20. Maddesinin gereğidir.

 

DİSİPLİN SORUŞTURMASI VE CEZA VERİLİŞİ İLE İLGİLİ GENEL KURALLAR

 

- Bir kurumda çalışan memurun disiplin suçu işledikten sonra başka bir kuruma geçmesi, o disiplin suçu hakkında kovuşturma yapılmamasına ve ceza verilmemesine sebep teşkil etmez. Bu gibi durumlarda memurlar hakkında disiplin soruşturması devam edecek ve gerekli disiplin cezası verilecektir. Bu gibi memurlar hakkında memurun disiplin suçunu işlediği kurumun disiplin cezası vermeğe yetkili amiri veya disiplin kurulu disiplin cezası verecektir. Verilen ceza memurun gittiği kuruma gizli yazıyla bildirilecektir.

- İstifa etmesi veya emekliye ayrılması(yaş haddinden emeklilik hariç) durumlarında da aynı yol izlenecektir. Zira bu memurların tekrar aynı veya başka kurumlarda görev alma imkanı olabilmektedir.

- Verilen disiplin cezaları memurun özlük dosyasına işlendiği gibi sıralı disiplin amirine mutlaka bildirilir.

- Disiplin cezası verilmesine sebep olmuş bir fiilin veya halin cezaların  özlük dosyasından silinmesine ilişkin süre içerisinde tekerrüründe bir derece ağır ceza uygulanır.

-Uyarı ve kınama cezaları uygulanmasından 5 sene diğer cezaların uygulanmasından 10 sene sonra atamaya yetkili amire başvurarak verilmiş olan cezaların,  özlük dosyasından silinmesini isteyebilir.(Devlet memurluğundan çıkarma cezası  silinmez.)

Memurun yukarda yazılan süreler, içerisinde davranışları, bu isteğini haklı kılacak nitelikte görülürse, isteğinin yerine getirilmesine karar verilerek bu karar özlük dosyasına işlenir.

Kademe ilerlemesinin durdurulması cezasının, özlük dosyasından silinmesinde disiplin kurulunun mütalaası alındıktan sonra yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır.(657 DMK. Md.133)

- Devlet memuruna Disiplin soruşturması açılmadan ve soruşturmanın sonucunda  savunması alınmadan disiplin cezası verilemez .

- 7 günden az savunma süresi verilemez.

- Verilen süre içerisinde savunmasını vermeyen memur savunmasından vazgeçmiş sayılır. (657 DMK. Md.130)

- Aynı olaydan dolayı memur hakkında ceza mahkemesinde kovuşturmaya başlanmış olması disiplin soruşturmasını geciktiremez. Ceza kanununa göre mahkum olması veya olmaması halleri ayrıca disiplin cezasının uygulanmasına engel olamaz (657 DMK. Md.131)

- Disiplin Cezaları verildiği tarihten itibaren hüküm ifade eder ve derhal uygulanır.

  Verilen disiplin cezaları geri alınamaz.

Aylıktan kesme cezası, cezanın veriliş tarihini takip eden aybaşında uygulanır.

Devlet memurluğundan çıkarma cezası ayrıca Devlet Personel Dairesi Başkanlığına bildirilir.

- Disiplin cezası ve kovuşturması ceza kovuşturmasına engel teşkil etmez.

- Disiplin cezası takdiridir. Ancak, keyfi değildir. Belli ve gerekli şartlara bağlanmış olması, uygulanacak kişiler için bir güvence oluşturmaktadır.

- Disiplin cezaları, eşit ilkelere göre düzenlenmiştir. Aynı suçu işleyene aynı ceza uygulanmaktadır.

- Disiplin cezaları kademeli ve ölçülüdür. Kademeli ve ölçülü olmasının nedeni eylemlerin ağırlığına göre değişmesidir.

- Disiplin cezaları, kişiseldir. Ceza yalnız disiplin suçunu işleyen kişiye uygulanır.

- Disiplin cezaları kesindir.

- Disiplin cezasının verilmesinde yargı organı kararı aranmaz, yetkili idareci ve idari organ tarafından uygulanır.

 

- Geçmiş hizmetleri sırasında çalışmaları olumlu olan ve iyi veya çok iyi derecede sicil alan memurlar için verilecek cezalarda bir derece hafif olanı uygulanabilir (bu kural değildir, takdiridir.)

- Öğrenim durumları itibariyle yükselebilecekleri kadroların son kademesinde bulunan Devlet Memurlarının kademe ilerleme durdurma cezasının verilmesini gerektiren hallerde, brüt aylıklarının 1/4'ü – 1/2'si kesilir ve tekerrüründe görevlerine son verilir.

- Aynı fiilden dolayı bir memura aynı anda birden fazla ceza verilemez. Örnek: Özürsüz olarak göreve geç gelen memura, bu fiilinden dolayı aynı anda hem uyarma, hem de kınama cezası verilemez.

- Disiplin cezası verilmesine sebep olmuş bir fiil veya halin, cezaların özlük dosyasından silinmesine ilişkin süre içinde tekerrüründe bir derece ağır ceza uygulanır. Aynı derecede cezayı gerektiren fakat ayrı fiil veya haller nedeniyle verilen disiplin cezalarının üçüncü uygulamasında bir derece ağır ceza verilir.

- Hakkında memurluktan çıkarma cezası istenen memur, özlük dosyası hariç, soruşturma evrakını incelemeye, tanık dinletmeye, disiplin kurulunda sözlü veya yazılı olarak kendisi veya vekili vasıtasıyla savunma hakkına sahiptir.

- Yetkili amir kovuşturmayı bizzat yapabileceği gibi, görevlendireceği başka kişilere de yaptırması mümkündür.

- Disiplin cezası tayin edilirken ilgilinin mevzuata uygun olarak savunmasının alınması ve cezanın yetkili disiplin  amiri tarafından bizzat verilmesi gerekir. Disiplin amiri başhekim ise yerine baştabip yardımcısı imzasıyla veya Sağlık Grup Başkanı yerine başka bir hekim imzasıyla ceza verilemez.

- Ceza vermeye yetkili amirin kararı ile ilgili disiplin kurulunun görüşü arasında bir uyuşmazlık olması halinde, kesin karar disiplin kuruluna ait olacaktır.

- Yetkili Disiplin Kurulu tarafından verilmemiş bulunan disiplin cezalarının yetki yönünden iptali gerekir.

-Soruşturmacının yetkili makam tarafından görevlendirilmiş olması gerekir.

-Disiplin cezasına konu eylemin vuku bulduğu tarihteki mevzuat uygulanır.

-Tekerrürde verilecek ceza, ancak ilk cezanın bir ağırı olabilir.

-Aynı fiili birden fazla tekerrür eden görevliye ancak bir üst ceza verilir, fiilin her tekrarında daha üst cezaların verilmesi mümkün değildir.

 

-Disiplin amirleri, soruşturmacılar tarafından önerilen cezayı aynen kabul etmek zorunda değillerdir.

-Zamanaşımı dolmadan verilen bir disiplin cezasının, idari yargı tarafından yeniden işlem tesis etmek üzere bozulması halinde zamanaşımı süresi işlemez.

-Disiplin amir ve kurullarına karar vermek için tanınan süreler, idarenin iç işleyişi ile ilgili olması nedeniyle bu süreler geçtikten sonra da ceza verilebilir.

-Zimmet suçu yargı kararı ile kesinleşen görevlinin af nedeniyle davası ortadan kalksa dahi, Devlet memurluğundan çıkarılması kararı hukuka uygundur.

-Disiplin cezasını doğuran eylemin meydana geldiği tarihten sonra yürürlüğe giren ve aleyhe hükümler taşıyan mevzuat hükümleri uygulanmaz.

-657 sayılı Kanunun 48 inci maddesinde sayılanlardan dışında kalan bir eylem için yüz kızartıcı suç tanımlaması yapılarak Devlet memurluğundan çıkarma cezası verilemez.

 

Genel Hukuk Düzeninde olduğu gibi Disiplin Hukuku alanında da idareciler, Adalet ve Güven duygusunu sarsacak kişisel değerlendirmelerden kaçınarak, hukuki kurallara göre işlem tesis etmelidirler.

            Hizmet dışı düşüncelere yer vermeyen, adil, objektif ve güvenilir davranış kalıplarıyla hareket eden idarecilerin örnek uygulamaları, Kurumsal Kültüre önemli izler bırakacaktır.

 

         

                                                            

                                                                                                               Av. Çetin TANBAY ( alıntı)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bu İçeriği Paylaş

İlgili İçerikler

Yorum bırakın

Adınız yayınlanır, e-posta adresiniz gizli kalır. Mesajınız editör onayından sonra görünür olacaktır.