Hazırlayan: Nisa Güler
“Gelişim anne karnından başlayıp, yaşamın son bulmasına kadar devam eden çok yönlü bir süreçtir.” ( Erüker 2007, Akt. Ahmetoğlu, 2021). Çocukların gelişimleri için hayatlarının ilk 6 yılı büyük önem taşımaktadır. Okul öncesi dönem çocukların sosyal, dil, duygusal, kişilik gelişimi ve özellikle de bilişsel gelişiminin büyük ölçüde tamamlandığı bir dönemdir. Bilişsel gelişimi kalıtım, fiziksel olgunlaşma gibi faktörlerin yanında sosyoekonomik düzey, deneyim, toplumsal aktarım, eğitim imkanları gibi çevresel faktörler de etkilemektedir. (Ahioğlu ve lindberg, 2011). Zihinsel gelişimin büyük oranda bu dönemde tamamlandığının bilinmesi, okul öncesi dönemde uygulanacak etkinliklerin ve çocuklara sunulacak eğitimin önemini artırmaktadır. (Aslanargun, 2011). Çocukların özellikleri bilinmeden ve bilinçsizce yapılan eğitim çocuğun tüm hayatını olumsuz yönde etkileyen bir sürecin başlangıcı olabilir. Bu süreçte okul öncesi döneme yönelik eğitim programlarının çocuklar ve aileleri üzerinde olumlu etkileri olduğu yapılan çalışmalarda vurgulanan bir nokta olarak ön plana çıkmıştır. (Günalp, 2007; OEDC, 2010).
Bireyin ileriki eğitim yaşamında başarılı olabilmesi için çok iyi ve zenginleştirilmiş bir okul öncesi eğitimi alması gerekmektedir. İlkokula başlarken okul öncesi eğitimi alan ve almayan çocuklar arasında bariz farklar gözükmektedir. Bu farklar çocukların gelişimi açısından önem taşımaktadır. Okul öncesi eğitimi alan çocuklar okul kurallarına hızlı uyum sağlama, dinleme, yazma, kalem tutma, rakamları tanıma, kazanımları gerçekleştirme ve daha birçok konu da okul öncesi eğitimi almayan çocuklara oranla daha ileri düzeydedirler. (Salgut, 2019). Okul Öncesi eğitiminin bu denli önemli olmasının yanında okul öncesi eğitiminde birçok eşitsizlik de bulunmaktadır. Bu eşitsizlikler çocukların ileriki yaşantılarında öğrenme düzeylerinde farklılık gözlenmesine sebep olur.
Toplumsal eşitsizliğin miras olarak nesiller arası aktarıldığı toplumlarda dezavantajlı gruplara mensup bireyler fırsat eşitliğinden faydalanamamaktadır. Ailenin sosyoekonomik altyapısının getirdiği dezavantajları telafi edebilecek tek birikim eğitimdir. (Dinçer, 2009). İnsanların toplum içerisinde bir birey olabilmeleri için o toplum kurallarına uymaları, o toplum tarafından kabul görmeleri gerekir. Bu toplum görüşü kolaylaştırma, kuralları öğrenme, uygulama ve uyum sürecini kısaltmada okulların rolü büyüktür. (Salgut, 2019). Bu okulların başında okul öncesi eğitim kurumları gelmektedir fakat okul öncesi eğitim kurumlarında gerek sosyal gerek ekonomik gerek toplumsal açıdan birçok eşitsizlik bulunmaktadır.
Eğitimde eşitsizlikler temel eğitim öncesinde başlamıştır. Sosyoekonomik ve kültürel seviye açısından avantajlı ailelerin çocukları okul öncesi eğitimine başlamadan önce öğrenme sürecinde mesafe almakta ve okul öncesi eğitime de daha yüksek oranda katılarak temel eğitime başlarken dezavantajları akranlarına göre okula daha çabuk adapte olabilmektedirler
Sosyoekonomik durumu dezavantajları öğrencilerde okul öncesi eğitimine katılma kısıtlı olduğundan sosyoekonomik durumu avantajlı öğrenciler ile başlangıçta aralarındaki fark yükselmektedir. Dolayısıyla temel eğitimin başlangıcında sosyoekonomik ve kültürel seviyelere göre okula çocuklar avantajlı ya da dezavantajlı olarak başlayabilmektedir.
EĞİTİMDE FIRSAT EŞİTSİZLİĞİNE SEBEP OLAN ETMENLER:
EKONOMİK ETMENLER:
Bir çocuğun ailesinin sosyoekonomik seviyesi, eğitime erişimini ve eğitimdeki başarısını etkileyen faktörlerin başında yer alır. Aileler arasında ki gelir farklılıkları çocukların yetiştirilme şeklini ve eğitim öğretim yaşamları boyunca elde edecekleri akademik başarılarını belirler (Akt, çelik, 2016). Ailesinin sosyoekonomik durumu iyi olan çocuklar eğitim alanında aldıkları kurslar, kolay ulaşabildikleri materyaller sayesinde sosyoekonomik durumu daha kötü olan çocuklara oranla bilgileri daha kolay elde edebilirler. Alt sınıf çocuklar eğitime sadece ders odaklı yaklaşırken üst sınıf çocuklar eğitimin, derslerin yanında hayal gücünü, gelişimi ve yeteneği de kapsadığını bilincinde olur. (Akt. Köse, 2001).
TOPLUMSAL ETMENLER:
Eğitimde fırsat eşitsizliklerinden bahsederken toplumsal etkenlere değinmek kaçınılmaz olacaktır (Bilgin, 2021). Toplumsal cinsiyet ve etnik aidiyetin eğitimdeki başarı üzerine hâlâ etkili olduğu söylenebilir. Cinsiyet ayrımcılığına somut bir örnek olarak okullarda kız çocuklarının etek giyime konusunda mecbur bırakılmaları olabilir. Bu durum kız çocuklarının istediği oyunları oynayamama, istediği gibi oturamama ve koşamaması sebebiyle fiziksel özgürlüklerden mahrum kalması ve bu nedenle okuldaki bazı imkanlardan faydalanamamasına neden olmaktadır (Martin, 1998). Böyle kısıtlamalar gençlerde psikolojik olarak olumsuz durumlar yaşayabilir ya da okuldan uzaklaşmasını sağlayabilir. Yine ders kitaplarında kız çocuklarının grup aktiviteleri içinde, oğlan çocuklarınsa tek başlarına gösterilmeleri, erkeklerin kadınlara göre tek başlarına daha yeterli ve yetkin oldukları mesajını vermektedir. (Tezer Asan, (2010).
BÖLGESEL ETMENLER:
Yaşanılan coğrafya, eğitime erişimde ekonomik etmenlerle bağlantılı olup çocukların elde edecekleri başarı konusunda birçok eşitsizliği de beraberinde getirir.
Dünya da hem yetişkin hem de genç okuryazarlığı incelendiğinde, en düşük oranın Sahra altı Afrika’ da ve Güney Asya’ da olduğu görülmektedir. (UNESCO, 2007).
Bu bölgelerde bulunan ülkeler olumsuz ekonomik koşulların yanında, bölgede süregelen savaş ve çatışma ortamına da bağlı olarak eğitim konusunda ciddi eksikler görülmektedir (Bilgin, 2021).
BİYOLOJİK ETMENLER:
Eğitime erişimde bahsedilen tüm bu yapay etmenlerin yanında çocuğun zekası ve yetenekleri diğer etmenlerle etkileşim içerisinde olup başarıyı etkileyen önemli bir faktördür. (Dinçer ve uysal kolaşim, 2009. Akt, Bilgin, 2021). Çocukların doğuştan sahip oldukları bu yetenekleri ve zekalarını eğilimi, başarıya ulaşmalarında diğer etmenlerin etkisini yok edebilme özelliğine de sahiptir.
Zeka katsayısı yüksek bir çocuğun ailesinin sosyoekonomik durumundan, yaşadığı coğrafyadan veya cinsiyetinden kaynaklı karşılaştığı sorunlara karşı derslerine odaklanabilme veya başarıya ulaşabilme oranı, aynı imkanlara sahip zekâ katsayısı düşük bir çocuğa göre göz ardı edilemeyecek düzeyde yüksektir. (Bilgin, 2021).
Araştırmanın Önemi
Okul Öncesi dönem çocukların her alanda gelişiminin büyük ölçüde tamamlandığı bir dönemdir. Fakat bu dönemde yaşanan fırsat eşitsizlikleri çocukların ileriki yaşantılarını olumsuz yönde etkilemektedir. Okul Öncesi dönem çocuklarının fırsat eşitliği dahilinde kaliteli eğitim almaları onları ileriki eğitim hayatlarında kaliteli eğitim alamayan çocuklara oranla daha başarılı bireyler haline getirmektedir. Bu araştırmada yaşanan bu fırsat eşitsizliklerinin çocuğun gelecek yaşantısına etkileri üzerinde durulmuştur. Bu alanda yeterli düzeyde çalışma bulunmadığından dolayı bu çalışmanın literatüre katkı sunması beklenmektedir.
Araştırmanın Amacı
Araştırmada Okul Öncesi eğitiminde fırsat eşitsizliklerinin çocukların ileriki yaşantılarındaki başarı düzeylerine etkileri üzerinde durulmuştur. Bu amaç kapsamında şu sorulara cevap aranmıştır;
Okul Öncesi eğitimi neden önemlidir?
Okul Öncesi eğitiminde fırsat eşitsizlikleri nelerdir?
Okul Öncesi fırsat eşitsizliklerinin çocukların ileriki yaşantılarına etkileri nelerdir?
Fırsat eşitsizliklerinin giderilmesi için neler yapılabilir?
Uygulama (Kuramsal Öneri)
Bu araştırma kapsamında okul öncesi dönemde eğitimde fırsat eşitsizliğini azaltmaya yönelik kuramsal bir uygulama önerisi geliştirilmiştir. Önerilen uygulama, dezavantajlı sosyoekonomik koşullarda yaşayan çocukların eğitim sürecine daha aktif katılımını sağlamak ve gelişim alanlarını desteklemek amacı taşımaktadır.
Uygulama, okul öncesi kurumlarda tüm çocukların eşit öğrenme olanaklarına erişebilmesi için bütünleştirici eğitim yaklaşımı temelinde planlanmıştır. Bu doğrultuda öğretmenlerin, ailelerin ve okul yönetimlerinin iş birliği içinde çalışması önerilmektedir.
Önerilen kuramsal uygulama üç temel aşamadan oluşmaktadır:
Hazırlık Aşaması:
Öğretmenler, sınıflarındaki çocukların bireysel farklılıklarını ve sosyoekonomik koşullarını göz önünde bulundurarak ihtiyaç analizi yapar. Bu analiz sonucunda materyal eksiklikleri, öğrenme güçlükleri veya sosyal-duygusal destek gereksinimleri belirlenir.
Eğitim Ortamının Düzenlenmesi:
Sınıf ortamı, her çocuğun aktif katılım gösterebileceği biçimde düzenlenir. Farklı gelişim düzeylerine uygun materyaller hazırlanır, oyun ve etkinlik köşeleri çeşitlendirilir. Öğrenme merkezlerinde kullanılan araç-gereçlerin maliyetsiz veya geri dönüştürülebilir materyallerden seçilmesi önerilir.
Aile Katılımı ve Toplum Desteği:
Eğitimde fırsat eşitsizliğini azaltmada ailelerin sürece aktif katılımı önemlidir. Bu nedenle okul-aile iş birliğini artıracak atölye çalışmaları, bilgilendirme toplantıları ve evde destek etkinlikleri planlanmalıdır. Ayrıca yerel yönetimlerin, sivil toplum kuruluşlarının ve üniversitelerin sürece katkı sunabileceği ortak projeler geliştirilmesi önerilir.
Bu kuramsal uygulama önerisinin amacı, okul öncesi dönemde her çocuğun gelişimsel potansiyelini en üst düzeyde gerçekleştirebilmesi için eşit öğrenme fırsatları sunmaktır. Bu doğrultuda öğretmenlerin farkındalık düzeyinin artırılması, kurum içi kaynakların etkili kullanımı ve aile desteğinin güçlendirilmesiyle fırsat eşitsizliklerinin azaltılması hedeflenmektedir.
KAYNAKLAR
Ahioğlu E.ve Lindberg, N. (2011, Ocak). Piaget ve Ergenlikte Bilişsel Gelişim. Kastamonu Eğitim Dergisi, (19)1, s.1-10.
Alpaydın, Y.(2008). Türkiye’de Yoksulluk ve Eğitim İlişkileri, İLEM YILLIK, (3)3,s. 49-6
Aslanargun, E. Ve Tapan, F.(2011). Okul Öncesi Eğitim ve Çocuklar Üzerindeki Etkileri, Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi(11)2, s. 219-222.
Baki, A. ve Gökçek T. (2012). Karma Yöntem Araştırmalarına Genel Bakış, Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, (11)41, s.001-021. Çelenk, S. (2016). İlköğretim Okulları Birinci Sınıf Öğrencilerinin İlk Okuma ve Yazma Öğretimine Hazırlık Düzeyleri, Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, (8)1 s.83-90
Çelik, Ç. (2016). Eğitimde Kuramsal Ayrımcılık, Eşitsizlik ve Sınıfsal Ayrışım, Birikim(332), s.91-97.
Erkan, S. (2011). Farklı Sosyoekonomik Düzeydeki Öğrencilerin Okula Hazırbulunuşluklarının incelenmesi, Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, (40),40, s.186-197.
Köse, M.R. (2001). Kültürel üretim ve yeniden üretim sürecinde eğitim, dil ve dil biçimsel farklılıkları üzerine, ODTÜ Gelişme Dergisi,28(3-4), s.361-382
Salgut,E. (2019) Sınıf Öğretmenlerinin Görüşlerine Göre Okul Öncesi Eğitiminin İlk Okuma Yazma Sürecine Etkisi, [Yayımlanmış yüksek linsans tezi], Pamukkale Üniversitesi.
Tezer Asan, H. (2010). Ders Kitaplarında Cinsiyetçilik ve Öğretmenlerin Cinsiyetçilik Algılarının Saptanması, Fe Dergi, 2(2), s.65-74


Yorum bırakın
Adınız yayınlanır, e-posta adresiniz gizli kalır. Mesajınız editör onayından sonra görünür olacaktır.