Sokakta çalışan çocuk, Sokağın çocuğu, Sokak çocuğu

Aileleri İle Sürekli İlişki İçerisinde Olan Çocuklar; Bu çocukların aile ilişkileri devam etmektedir. Çocuklar gündüzleri sokaklarda mendil satarak veya ayakkabı boyayarak para kazanmaya çalışırlar. Çocuklar üzerinde aile denetimi vardır ve bu çocuklara sokakta çalışan çocuk denir. Aileleri ile Zaman Zaman İlişkileri Olan Çocuklar; Bu çocukların aile bağları bulunmasına rağmen bağlarda kopukluk bulunmaktadır. Çocuklara aile ile ilgili sorular yöneldiğinde ailelerinin olduğu ve ilişkinin sürüdüğünü söylerler. Sokaktaki çocuk olarak adlandırılan bu çocuklar iki gruba ayrılabilir. Birinci grup ailelerinde uzak bir kentte yaşayıp ailelerine para gönderenler. İkinci grup ise aile bağları zayıflamış olanlar. Aileleri ile Hiç İlişkisi Olmayan Çocuklar; Bu grupta yer alan çocuklar aile denetimin olmadığı ve bağların koparıldığı çocuklardır. Tüm yaşamları sokakta geçer. Bu grup sokağın çocuğu olarak adlandırılır.

28 dk okuma5.439 kelime

SOKAĞIN ÇOCUĞU

Sokak Çocukları, Aileleriyle Birlikte Yaşamayan Veya Desteksiz Bir Şekilde Sokaklarda Yaşamak Zorunda Kalan Çocuklardır. Kadim zamanlardan beri var olan fakat küreselleşen dünyada evrensel bir problem halimi alan sokak çocukları olgusu tüm toplumları ciddi bir tehditle karşı karşıya getiren önemli bir sorun alanı olarak karşımıza çıkmaktadır. Çocukları kendileri ve toplum için tehlike olmaktan kurtarılarak toplumsal huzurun sağlanması, kendi ayakları üzerinde durmalarının sağlanması için gerekli olan sosyal, kültürel ve eğitim odaklı çalışmaların disiplinli bir şekilde çoklu kurumsal olarak yürütülmesi gerekmektedir. Çocuklar kendi kendilerine yetebilme konusunda dezavantajlı bir duruma sahip olan ve desteklenmedikleri takdirde her türlü riskler karşı karşıya kalabilecek bir yapıdadırlar. Özellikle yoksulluk ve göçün etkisi ile sokak çocuğu olmaya itilen çocuklar konusunda koruyucu-önleyici yaklaşım uygulanmazsa çocuklar sokakta çalışmaya, yaşamaya başlar ve dezavantajlı duruma düşerler. Sokakta yaşayan çocuklar aile bağları zayıf olan veya aile bağı olmayan bir gruptur. Bu sebeple de bu çocuklara Çocuk Koruma Kanunu gereğince bakım tedbir kararı alınabilir. Bakım tedbir kararına ihtiyaç duyulmaması durumunda ise çocuklar aileye teslim edilebilir. Sokakta yaşayan çocuk aile, toplum ve kamu kurumu gibi destek sistemlerinde yoksun olarak yaşadıkları için destek mekanizmalarına hiçbirine sahip olamamaktadırlar. Destek sistemine sahip olamayan çocuklar sokakta yaşayabilmek için kendi iç destek sistemini oluşturabilmektedir. Kontrolden uzak bir yaşam tarzı benimseyen çocuklar sokakta her türlü ihmal ve istismara maruz kalmaktadırlar.

 

 

ÇHS de birinci kısımda ki 41 madde bize çocuk tanımının felsefi olarak şöyle ifade etmektedir.Çocuk kavramı

“ailesinin ve kendisinin ihtiyaçlarının karşılanması bakımından çalışma sorumluluğu bulunmayan, ailesinin ve devletinin gerekli himayeyi gösterdiği, güvenli bir geleceğe sahip olması için gerekli ve yeterli eğitimin verildiği dönemin yaşında bulunan insan “çocuk” olarak kabul edilmektedir”Jean Piaget’in Bilişsel Gelişim Kuramına göre çocukların gelişim aşamalarındaki  Duyu-Hareket Dönemi: Bu dönem 0-2 yaş arasını kapsar İşlem Öncesi Dönem: Bu dönem ise 2-6 yaş arasını kapsamaktadır.

Somut İşlemsel Dönem: Bu dönem 7-11 yaş arasını kapsamaktadır.

4. Soyut İşlemsel Dönem: Bu dönem 11 yaş ve üzeri dönemi ifade eder.  Yaptığı davranışın sonuçlarını tam olarak kavramaya başlar.

Piaget’in bu gelişim kuramında bizim için önemli olan kısım son dönem olan Soyut İşlemsel Dönemdir. Sokakta yaşayan çocukların sokağa yönelme dönemleri genel itibarı ile bu dönemde olmaktadır. Ancak somut işlemsel dönemde de sokağa yönelme gerçekleşebilir.

Sokak çocukları genel itibarı ile 3 ana grupta incelenir.  UNICEF sokak çocuğunu 3 farklı başlıkta incelemiştir. Bu başlıklar;

a. Aileleri İle Sürekli İlişki İçerisinde Olan Çocuklar; Bu çocukların aile ilişkileri devam etmektedir. Çocuklar gündüzleri sokaklarda mendil satarak veya ayakkabı boyayarak para kazanmaya çalışırlar. Çocuklar üzerinde aile denetimi vardır ve bu çocuklara sokakta çalışan çocuk denir.

b. Aileleri ile Zaman Zaman İlişkileri Olan Çocuklar; Bu çocukların aile bağları bulunmasına rağmen bağlarda kopukluk bulunmaktadır. Çocuklara aile ile ilgili sorular yöneldiğinde ailelerinin olduğu ve ilişkinin sürüdüğünü söylerler. Sokaktaki çocuk olarak adlandırılan bu çocuklar iki gruba ayrılabilir. Birinci grup ailelerinde uzak bir kentte yaşayıp ailelerine para gönderenler. İkinci grup ise aile bağları zayıflamış olanlar.

c. Aileleri ile Hiç İlişkisi Olmayan Çocuklar; Bu grupta yer alan çocuklar aile denetimin olmadığı ve bağların koparıldığı çocuklardır. Tüm yaşamları sokakta geçer. Bu grup sokağın çocuğu olarak adlandırılır.

 

Çocuğun emeğinin kullanılması anlamına gelen sokakta çalıştırılan çocuk olgusu yeni bir kavram olarak karşımıza çıkmamıştır. Sanayi toplumu öncesi dönemde tarım işlerinde kullanılan çocuklar sanayi devrimi ile beraber çocukların daha zor işlerde ve daha uzun zamanlı çalışmasına neden olmuştur. Sokak çocuğu olgusu sanayi devrimi ile beraber dünya gündemine gelmiştir. Sanayi devrimi sonrası sokak çocuklarının bu durumu birçok kitabın yazılmasına neden olmuştur. Oliver Twist, Sefiller, Uçurum İnsanları gibi kitaplara sokak çocukları konu olmuştur.

Çalıştırılan çocuk olgusu sadece yoksul ülkelerinde değil aynı zamanda ekonomisi güçlü ülkelerinde sorunudur. Çalışan çocuklar sadece endüstri alanında çalışmamakta ayrıca tarım, hizmet ve sokakta ürün satan çocuklardan meydana gelebilmektedir.

Sokak çocukları olarak adlandırılan sokakta çalışan çocukların istismara en açık durumda olan grupları sokakta mendil satan, boyacılık yapan çocuklardır. Bu çocuk grupları sokağın tehditleri ile karşı karşıya kalmaktadırlar. Bu tehditlere karşı koyamayacak yaşta olan çocukların denetimlerini sağlayan aileleri olmasına rağmen büyük bir risk altındadırlar. Çalıştırılan çocuklara baktığımızda Türkiye’de mevsimlik tarım işçileri de bu gruba dahil olabilir. Özellikle reşit olamaya yakın yaş grubunda olan  çocuklar ailelerinden bağımsız olarak çalışmaya gidebilirler.

Sokaktaki Çocuk

Literatür taramalarında sokak çocuğu çatı kavramının içerisinde yer alan ve arada kalan çocuklar olarak kabul edilen çocuklar sokakta yaşayan çocuk olma ihtimali en yüksek gruptur. Unıcef’in sokak çocuğu tanımında iki farklı gruba ayrılan bu grubun birincisi ekonomik yoksunluk yaşayan ailelerin çocuklarını para kazanmak için büyük kentlere gönderdiği çocuklardır. Bu çocuk grubuna Türkiye’de en fazla İstanbul ilinde görülmektedir. İstanbul ilinde fazla görülmesinin sebebi hizmet sektöründe en fazla iş bulma ihtimali olan yerin İstanbul olmasıdır. İstanbul iline gelen çocuklar aileden uzak ve denetimden yoksundurlar. Bu grupta yer alan ikinci durum ise ailesi ile ilişkileri kısıtlı olan çocuklardır. Bu grup çocuklar zamanlarının büyük çoğunluğunu sokakta geçirirler ve aile içerisinde problemler bulunabilir.

 

Sokağın Çocukları

Bu çocuk grubu  günün 24 saatini sokakta geçirir sokağı mesken olarak kabul ederler. Aileleri tarafından istenmeyen veya ailesine ret eden çocuklardır. Sokağın çocukları olarak kabul edilirler. Bu grup çocuklar risk altında olan çocuklardır. Bu grup çocukların tüm zamanları ve yaşam alanları sokaklardır. Bu konu hakkında yapılan çalışmalarda kısıtlıdır. Bu kısıtlılığın sebebi ise sokak çocuğu çatı kavramı altında özellikler sokakta çalışan çocuklar hakkında çalışmaların yoğunlaşmasıdır. Bu çocuk grubuna bir çok isim verilebilmektedir. Sokak çocukları ile ilgili birçok ülke farklı bir isim kullanabilmektedirler. Örneğin Napoli de topaç denmesinin nedeni sürekli yer değiştirip hareketli olmaları, Kongo’da serçe, Kolombiya’da gamin, Peru da meyve kuşu olarak isimlendirilirler. Türkiye’de ise çocuklara verilen isimler ilk olarak köprü altı çocukları olarak haberlere konu olan çocuklar ile ilgili yazılı ve görsel basın tinerci-balici ifadelerini kullanıyorlar.

Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 20.11.1989 yılında kabul edilmiştir. Bu sözleşmeye Türkiye 2 Ekim 1995 de yürürlüğe sokmuştur. Bu sözleşmede 3 kısım ve 54 maddeden oluşmaktadır. Sözleşmeyi imzalayan devletler bu maddelerin hepini kabul etmiş sayılır. Ancak Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu sözleşmenin 17, 29 ve 30. Maddeleri hükümlerini Anayasa ve 1923 Lozan Antlaşması hükümlerine uygun olarak yorumlayabilir (Unıcef, 2004; akt, Acar,2006). Bu sözleşmenin önemli maddeleri ile ilgili 2,3,4,5,6,13,15,16,17,18,20,27 Mac.

✓ Her çocuk eğitim hakkında sahiptir,

✓ Her çocuk barınma ve koruma hakkına sahiptir,

✓ Her çocuk özgürce oyun oynama hakkında sahiptir,

✓ Her çocuk dinlenme ve eğlenme hakkına sahiptir,

✓ Her çocuk 18 yaşından önce çalıştırılmama hakkında sahiptir,

✓ Her çocuk sağlık hizmetlerinde ücretsiz yararlanma hakkında sahiptir,

✓ Her çocuk barış içerisinde, savaşlardan uzak yaşama hakkına sahiptir,

✓ Her çocuk şiddet, istismar ve ihmal durumlarından korunma hakkında sahiptir,

✓ Her çocuk sevgi ve şefkat görme hakkına sahiptir.

Haklar güvence altına alınmıştır.

 

 

1. Sokak çocukları kimdir ve neden sokaklarda yaşamaktadırlar?

2. Sokak çocuklarıyla çalışan mobil ekiplerin amacı nedir?

3. Sokak çocuklarının karşılaştığı temel sorunlar nelerdir?

4. Sokak çocuklarına yönelik çözüm yolları nelerdir?

5. Sokak mobil ekiplerin görevleri ve organizasyonları nasıldır?

6. Sokak çocuklarına müdahalede bulunan ekiplerin sorumlulukları nelerdir?

7. Sokak çocuklarına yönelik yasal düzenlemeler nelerdir ve nasıl uygulanır?

8. Toplumda sokak çocuklarına yönelik farkındalığı artırmak için neler yapılabilir?

9. Sokak çocuklarıyla çalışan mobil ekiplerin ihtiyaçları ve zorlukları nelerdir?

10. Sokak çocuklarının yaşam koşullarını iyileştirmek için alınan önlemler nelerdir ve nasıl bir denge kurulmalıdır?

 Sokak çocuğu yaşamı ve yaşam kaynakları için sokağı kendine mesken haline getirmiş olan, sorumlu yetişkinlerin gözetiminden ve yönlendirmesinden yoksun olan, henüz yetişkinliğe ulaşmamış olarak tanımlarız.

NEDENLERİ

1) Aile İçi Şiddet ve geçimsizlik

2) Ekonomik Sıkıntılar

3) Kontrolsüz nüfus artışı

4) Aile Desteğinin Olmaması

5) Ebeveynlerin Madde Bağımlılığı

6) Doğal Afetler Veya Göçler

7) Yolsuzluk, çocuk haklarının yeterince hayata geçirilememiş olması,

8) Ebeveynlerin eğitimsizliği

9) Parçalanmış aile, gelir dağılımında ki dengesizlik,

Sokakta zorla çalıştırılma, Sevgisizlik ilgisizlik

 

SORUNLAR

✓ Temel İhtiyaçlara erişimde zorluluk

✓ Eğitimden mahrumiyet

✓ Sağlık hizmetlerine ulaşamama

✓ Sömürü ve istismar riski

✓ Sokak yaşamının getirdiği riskler

✓ Suça karışma riski

✓ Madde bağımlılığı

 

Aileleri hakkında tespit edilen bilgiler:

1-Aileleri onları terk etmiştir

2-Cinsel tacizden dolayı evi terk etmiştir.

3-Aileleri parçalandığından dolayı sokağa düşmüştür.

4-Aileleri yoksulluktan dolayı parçalanmıştır.

5-Babaları geçimsiz ve alkoliktir.

6- Üvey anne- babanın ihmal ve istismar etmesi

 

ÇÖZÜM YOLLARI

✓ Sokak çocukları için barınma ve beslenme programları

✓ Eğitim imkanlarının artırılması ve sokakta eğitim programları

✓ Ailelere destek sağlanması ve ekonomik yardımlar

✓ Sokak çocuklarını koruyan yasal düzenlemelerin güçlendirilmesi

✓ Toplum farkındalığının artırılması ve sosyal destek ağlarının oluşturulması

✓ Barınma ve beslenme programları: Sokak çocuklarına güvenli barınma ve düzenli beslenme imkanları sağlanmalıdır. Barınma evleri ve ÇES gibi kurumlar, sokak çocuklarına geçici veya kalıcı olarak destek olabilir.

✓ Eğitim imkanlar : Sokak çocuklarına eğitim imkanları sunulmalıdır. Sokakta eğitim programları düzenlenmeli ve okula devam etmeleri teşvik edilmelidir. Eğitim, sokak çocuklarının geleceklerini şekillendirmede önemli bir araçtır. 

✓ Aile destek programı: ailelerin sosyal ve ekonomik açıdan desteklenmeli ve ailelere mesleki eğitim ve iş bulma konusunda yardımcı olunmalı, çocuklarına sağlıklı bir yaşam sunabilmeleri için destek sağlanmalıdır.

✓ Sokak Çocuklarını koruyan yasal düzenlemelerin güçlendirilmesi: sokak çocuklarını koruyan yasal düzenlemelerin sıkı bir şekilde uygulanması ve bu çocukların haklarını korumak için gereken önlemlerin alınması önemlidir.

✓ Toplumsal farkındalığın artırılması: Sokak çocuklarının yaşadığı sorunlar hakkında toplumun bilgilendirilmesi ve farkındalığın artırılması gerekmektedir. Bu sayede sokak çocuklarına yönelik ayrımcılığın önlenmesi ve destek sağlanması daha kolay olabilir.

✓ Sosyal Destek Ağlarının Oluşturulması: Sokak çocuklarına yönelik sosyal destek ağlarının oluşturulması ve bu çocukların ihtiyaç duydukları psikolojik ve sosyal destek hizmetlerine erişimlerinin sağlanması önemlidir. Bu destek ağları, sokak çocuklarının topluma yeniden entegrasyonunu destekleyebilir.

 

Sokakta yaşayan çocuklara yönelik uygulanması gereken en temel yaklaşım

çocukların sokağa yönelmemelerini engellemek için kullanılacak olan koruyucu-önleyici sosyal hizmet yaklaşımıdır. Sokak çocukları sorunsalının engellenebilmesi için geliştirilen sistem 4 temel müdahale yöntemini derlenmiştir.

✓ Bu yöntemlerin ilki ıslah edici yaklaşımdır. Bu yaklaşım en eski modeldir. Islah kelimesi kötü olanı düzeltmek anlamına gelmektedir. Bu modelde sokak çocuklarına ilişkin olarak çocukların sorunlu oldukları ve bu sorunlu çocuklara yardımcı olmak için kapalı kurumlara yerleştirilmeleri gerekti görüşü hakimdir. Kapalı kurumlardan kasıt ise cezaevi veya kapalı yurtlardır. En eski sosyal hizmet modeli olan bu sistem kendi içerisinden problemler barındırır. Bu problemler kapalı kurumlarda istismar durumlarının ortaya çıkma ihtimali olabilmektedir. Türkiye’de bu sisteme en iyi örnekler cezaevleridir. Cezaevlerinde mesleki çalışmalarda yapılabilmektedir. Ancak kapalı kurumları düşündüğümüz de çocukların belirli bir süre de kapalı mekandan hiçbir şekilde çıkmayarak uygulanacak mesleki çalışmalar eksik kalabilir.

✓ İkinci model ise Rehabilite Edici Yaklaşım modelidir. Bu modelde çocuklar yaşam alanlarından alınarak onları rehabilte eden programlara eklemeyi hedef alır. Bu modelde çocukları sorunlu bireyler olarak görmez. Bu modelde çocukların destek alması gerektiklerini bu destek hizmetlerinde çocuklar merkezlerde madde kullanımın kötü etkisinin azaltılması, eğitim öğretime destek, iş ve meslek edinmelerine katkı sağlamak temel ilkedir. Bu sistemin en önemli eksiği ise az sayıda çocuklara hizmet vermesidir. Bu modele örnek olarak Aile ve Sosyal Hizmet Bakanlığına ait Çocuk Destek Merkezleri örnek olarak verilebilir. Bu merkezler rehabilitasyon hizmetleri sağlamaktadırlar. Ancak bu sistem içerisinden ıslah edici modeli de barındırır çünkü bu merkezler kapalı kurumlardır. Çocuklar istediklerinde hizmetlerden ayrılamazlar.

✓ Üçüncü model ise sokak çalışması modelidir. Bu model en çok kabul gören modeldir. Bu modelde kapatılma söz konusu olmadığı gibi çocuklara yapılan müdahale çocukların bulundukları yerlerden yani sokaklardan yapılır. Bu modelde çocuklara sokaklarda eğitim, danışmanlık, savunuculuk gibi hizmetler verilmektedir. Bu sistemde meslek elemanları da daha etkin çalışabilirler. Bu model uygulamaları Türkiye’de Sivil toplum kuruluşları tarafından sağlanabilecek bir modeldir.

✓ Dördücü model. Bu modellerin sonuncu ve en önemlisi ise önleyici modeldir. Bu modelde ise çocukların sokağa çıkmadan önce verilen sosyal destek ile sağlanır. Aslında okullar bu modeli uygulayabilecek en önemli kurumlardır. Ancak okullarda bulunan çocuk sayısının fazla olması ve en önemli eksiğin ise okul sosyal hizmet’in olmaması okullarda bu sistemin uygulanamamasına engel olmaktadır. Sosyal Hizmet Müdahale sistemlerinden en önemlisi olan koruyucu-önleyici sosyal hizmet müdahalesinin uygulanabileceği en önemli alan okuldur. Türkiye’de çocuklar vakitlerinin büyük çoğunu okulda geçirmektedirler. Çocuklara okulda erken müdahale edilebilmesi durumunda toplumsal sorunların düşürülebileceği öngörülebilir. Sokak çocukları özelinde çocukların büyük çoğunluğunun okul hayatından uzaklaştıkları düşünüldüğünde okul sosyal hizmetinin gerekliliği anlaşılacaktır. Unıcef tarafından önerilen Koruyucu-önleyici yaklaşım iki tür çalışma önerisinde bulunmuştur. Bu öneriler

1. Meslek kazandırma. Yüksek risk altında bulunan çocuklara yönelik gündüzlü bakım merkezlerinde çocuklara meslek kazandırılması.

2. Aile çalışması. Çocukların ailelerinin dağılmasına yönelik oluşturulan programlardır

 

Sokak Mobil Ekipleri Göreve Hazırlama eğitimleri verilecek. Şu kriterleri tam olarak cevaplamalıdır.

✓ Sizce çocukluk çağı nasıl olmalıdır?

✓ Çocuklar, hangi yaşlarda, ne tür işler yapmalı?

✓ Sokak çocukları imajınız nedir?

✓ Size göre ‘ev’ ve ‘sokak’ ne anlama gelir ?

✓ Hangi işler çocuklar için kötüdür neden?

✓ Neden yetişkin yerine çocuklar çalıştırılıyor?

✓ Çocukken ne tür örgütleme deneyiminiz oldu? Bunlarda ne kadar yetişkin yardımı ve tavsiyesi aldınız?

✓ Çocukları etkileyen yasalar

✓ Çocuk nüfusu ve risk altındaki belirli gruplar

✓ Çocuklara yönelik ve çocukları etkileyen hükümet politikaları

✓ Yetişkinlerin iş ve işsizlik durumu

✓ Çocukları etkileyen ekonomik ve toplumsal etmenler

✓ Aile yapıları ve kadının konumu

✓ Çocuk sağlığı

✓ Eğitim sistemi

✓ Sokak çocuklarına yönelik tutumlar

Birlikte çalışacağınız çocuklar hakkında

✓ Mobil ekip olarak çalışacağınız bölgede yoksul çocuklar için çocukluk çağı ne anlama geliyor?

✓ Sokak çocuklarının yerel bazda imajı nedir?

✓ Sokaktaki ve Sokağın çocukları arasındaki ayırım, birlikte çalışmak istediğiniz çocuklar için bir şey ifade ediyor mu?

✓ Birlikte çalışmak istediğimiz çocuklar hakkında ne biliyoruz?

 

Sokak Mobil Ekipler

1. Ekip organizasyonu: ekipler, sokak çocuklarına erişimi artırmak için şehir genelinde stratejik olarak yerleştirilir. Her ekip, belirli bir bölgede veya mahalleyi kapsar.

2. Görevli personeller: ekipler, düzenli aralılarla sokaklarda dolaşarak sokak çocuklarını tespit eder ve onlarla etkileşime geçer. Bu görevliler, belirli saatlerde ve yoğunlukta olabilir.

3. Araç ve ekipman: mobil ekipler, ihtiyaç duydukları her şeyi taşıyabilecekleri bir araca sahip olmalıdır. Bu araçlar, temel tıbbı malzemeler, gıda, giysi ve diğer yardım malzemeleri içerebilir.

4. Eğitim ve Destek: ekipler, sokak çocuklarına yönelik temel eğitim, sağlık hizmetleri ve diğer destek hizmetlerini sunmak için eğitilmelidir.

5. İş birliği ve koordinasyon : mobil ekipler, yerel yönetimler, kurumlar, sivil toplum kuruluşları ve diğer ilgili paydaşlarla işbirliği yaparak kaynakları ve bilgiyi paylaşır ve daha etkili bir hizmet sunar.

6. Hızlı Müdahale: acil durumlarda hızlı bir şekilde hareket edebilmeli ve sokak çocuklarına acil yardım sağlayabilmelidir.

7. Veri Toplama Ve Analiz: ekipler, sahadaki verileri düzenli olarak toplar ve analiz ederler. Bu veriler, ihtiyaçları belirlemek ve programlarını daha iyi ayarlamak için kullanabilir.

Mobil ekip tarafından yapılan takip ve denetleme çalışmaların yanında zabıta, kolluk görevlisi bulunacaktır. Çocukla yapılan görüşmeler sonrası çocuk kuruma getirilecek.

Çocuğu almak için kuruluşa gelen yakını ile yapılacak görüşmede çocukların sokakta çalıştırılmasını yasaklayan mevzuat hükümleri anlatılacak, çocuğun karşı karşıya bulunduğu riskler ve ebeveynlerin sorumlulukları açıklandıktan sonra çocuk tesliminde bir sakınca yoksa aileye teslim edilecektir. Veya ailenin gelmemesi, çocuğu almak istememesi haline çocuk kurum bakımına geçici olarak alınacaktır.

Aileye teslim edilen çocuk tekrar sokakta dilenirken veya çalışırken görülmesi halinde çocukla aynı işlemler yapılmakla birlikte bu çocuğun velisi hakkında kabahatler Kanunu’nun 32 maddesi uyarınca para cezası işlemi yapılacaktır.

Aynı çocuğun üçüncü kez sokakta çalıştırıldığını tespiti halinde idari para cezası işlemi tekrarlamakla birlikte veli/vasisi hakkında TCK 232. Maddesi uyarınca suç duyurusunda bulunulacak, ayrıca il sosyal hizmetler müdürlüğünce çocuk hakkında 5395 SK.ve 2828 SK. Hükümleri doğrultusunda SİR hazırlanarak çocuk hakkında gerekli tedbir kararları alınacaktır.

 

Yapılan sokak çalışmaların bulguları 9 ana başlık altında toplanacaktır. Bu ana başlıklar sırası ile

1. çocukların ailelerine ilişkin demografik ve sosyo-ekonomik durumları

2. Çocuklara ilişkin bulgular

3.Çocukların sokaktaki durumlarına ilişkin bulgular

4.Çevreye ilişkin bulgular

5.Adli sistemle ilişkileri

6. Sosyal Hizmet Kurumları ile ilişkileri

7. Sokakta karşılaştıkları problemler

8. Madde kullanım durumları

9. Gelecek beklentileri,

 

Çocukların sokakta yaşadıkları süre boyunca ki genel durumları değerlendirilecektir. Bu kısım 5 alt başlıkta incelenecek olup alt başlıklar.

1. Barınma Durumları

2. Beslenme Durumları

3. Para Kazanma Durumları

4. Kılık-kıyafet Durumları

5. Temel İhtiyaçlarının Karşılanması Durumları

 

 

Sokakta yaşayan çocukların sokaktaki ilişkileri konusunda sokak yaşantısı sürecinde irtibat kurdukları kişiler ile iletişim boyutları aktarılacaktır. Bunlar ;

1. Akran İlişkileri

2. Esnaflarla İlişkiler

3. Kolluk Kuvvetleri İle İlişkiler

Sokakta yaşayan çocuklar aile ve kamu kurumlarının denetiminden uzak olmaları nedeniyle risk altında yaşamaktadırlar. Çocukların yaşadıkları riskler ise

1. Cinsel İstismara Maruz Kalma

2. Şiddete Maruz Kalma

3. Hastalıklarla Başa Çıkamama

4. Barınma

5. Suça Sürüklenme

6. Madde Kullanımı

Sonuç: Sokak çocuklarının hakları korunmalı ve onlara destek sağlanmalıdır. Toplumsal dayanışma ve çözüm odaklı yaklaşımlarla sokak çocuklarının yaşam koşulları iyileştirilmelidir. Sokak çocukları ile çalışan mobil ekiplerin çocuklara ne istedikleri sorulduğunda 200 cevaptan sadece 6 tanesi antisosyal ya da yıkıcı isteklerdi. Genelde psikolojik destek, insanlarla ilişki içinde olmak ve toplum içinde rol almak istiyorlar. Yiyecek, içecek, barınak gibi biyolojik ihtiyaçlar daha geri planda kalıyor.

Sokak çocukları ve çalışan çocuklarla çalışan mobil ekiplerin temel amacı, çocuklara yaşam koşullarını iyileştirmede onlara yardımcı olmaktır. Amaca ulaşmakta öyle kolay değildir. Hangi noktalarda gelişme sağlanması gerektiğine, nelerin yapılabileceğine onlarla birlikte kesin olarak karar verilecektir. Bu çalışmada şu soruları sorgulamak gerek

➢ İhtiyaçları derhal giderilmesi gereken, sorunları acil çözüm bekleyen çocuklar hangileridir?

➢ Çocuklar ihtiyaçlarını ve sorunlarını nasıl tanımlıyorlar?

➢ Bu ihtiyaçlar en iyi nasıl karşılanabilir, sorunlar en iyi nasıl çözülebilir?

➢ Mobil ekip çalışmasında açıklıklar nelerdir?

Hizmetler ile çocukların yaşam koşullarını iyileştirmek için

 alınan önlemler arasında bir  denge kurulmalıdır. Bunlardan birincisi kısa, ikincisi uzun vadelidir.

 

Sokakta yaşayan çocuklarla ilgili illerde bir birimin kurulması ve bu birimin sokakta yaşayan çocuklarla ilgili çalışmaları koordine etmesi sağlıklı olacaktır. Ancak bu durum mümkün olmazsa yapılacak çalışmalar farklı birimlerce yürütülebilir. Bu birime dahil olması gereken kamu kurum ve kuruluşları olarak şunlar yer alması doğru olacaktır. Valilikler, belediyeler, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı İl Müdürlükleri, Milli Eğitim Bakanlığı İl Müdürlükleri, Sağlık Bakanlığı İl Müdürlükleri, Kolluk kuvvetlerine bağlı birimler, Çocuk yararına çalışan sivil toplum kuruluşları ve üniversiteler. Bu merkezler beraber ve aktif bir şeklide çalışabilmelilerdir. Koordinasyon birimi Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmet Bakanlığı İl Müdürlükleri tarafından yürütülmelidir. Bu birim sokakta yaşayan çocuklara yönelik politika hazırlayıp çocukların ihtiyaçları dikkate alınarak rehabilitasyon çalışmaları hazırlamalıdır. Koordinasyon merkezinin ilk önceliği olacak kısım koruyuc-önleyici kısım olacaktır. Koruyucu- önleyici çalışmalar: Sokakta yaşayan çocuklarla ilgili çocukların aile yanında, bakmakla yükümlü kişilerin yanında, sosyal hizmet kurumlarında, okullarda, mahallerde, köylerde ve benzeri tüm alanlarda uygulanması gerekmektedir. Bu modelde çocukların sokağa çıkmasını engellemek için önleyici çalışmalar yapılması öngörülmektedir. Aile yanında olan ve sokağa yönelme riski olan parçalanmış, yoksul, istismara açık olan çocukların ailelere ile psiko-sosyal destek sağlanabilir. Psiko-sosyal desteğin sağlanabilmesi için ailelerin başvuru yapmasını beklemeden çocuklarla ilgili muhtarlık, okullar, kolluk kuvvetleri ve çocukla ilgili olan veya olmayan kişi ve kurumlardan ilgili merkezlere isim ve adres verilerek hanede risk altında bulunan çocuğun ilgili kurumlarına bildirmeleri istenebilir. Ayrıca Alo 183 sosyal destek hattı ile de beraber çalışılabilir. Bu merkezlerde aileye destek sağlamak için düzenli takipler yapılır ve psiko-sosyal destek hizmetleri kapsamında bireysel görüşmeler, grup görüşmeleri, aile yanına sosyal inceleme, okul ile iletişim kurarak destek sağlamak görevleri olacaktır. Ayrıca Adalet Bakanlığı verilerine dayanarak boşanma durumunda bulunan ailelere boşanma öncesi, boşanma esnası ve sonrasında destek sağlanması düşünülebilir. Önleyici sosyal hizmetlerin diğer bir kısmı da okul sosyal hizmetinin oluşturulmasıdır. Bu konuda

yayınlanan birçok kaynak bulunmaktadır. Sokağa yönelme ihtimali olan çocuk ile ilgili okul sosyal hizmet birimi gerekli takibi sağlayarak önleyici müdahalede bulunabilir.

İkinci kısım ise aktif olarak sokakta yaşayan çocuklar ile ilgili 4 basamaklı bir müdahale yöntemi düşünülmektedir.

1. BASAMAK

Sokak Çalışmaları Mobil Ekip

Rehabilitasyon Çalışmaları

2.BASAMAK

AÇIK KAPI MERKEZİ

Merkez İçerisinde Rehabilitasyon (Bireysel Ve Grup) Çalışmaları

Atölyeler

3.BASAMAK

Sokak Yaşantısının Sonlandırılması

Aile Destek Sistemleri

4.BASAMAK

Takip Sistemi

Sokağa Yeniden Yönelmelerini Engellemek

Sokak çalışması mobil ekip olarak çalışacak ve 24 saat görev alacak şekilde sosyal hizmet uzmanının koordinasyonunda çalışma yapacaktır. Ekip içerisinde psikolog, sosyolog ve çocuk gelişimi mezunu meslek elemanları da bulunmalıdır. Bu ekip en az kişi olan ayrıca ekipte kadın ve erkek meslek elemanlarından oluşup sokakta yaşayan çocukların yaşadıkların alanlara gitmeleri istenecektir. Mobil ekibin ilk amacı çocuğu sokak yaşantısından uzaklaştırmak olacaktır. Ekipler ilk olarak sokağa çıkıp çocuklarla tanışıp çocuklara kendilerinin bir polis gibi bir görevlerinin olmadığını sadece kendilerine destek için orda olduklarını göstermeleri gerekmektedir. Böylece sokakta yaşayan çocuğun ekibe karşı güven duyması sağlanacaktır. Ekip çocuklarla sokak çalışmaları kapsamında görüşmeler yapacak ve çocuklarla bireysel uygulamalar yapacaklardır. Bu bireysel uygulamalarda çocuklara, madde kullanımın etkileri, hayır diyebilme, ısrarlara karşı koyabilme, riskli durumlarda neler yapılacağı gibi sokakta karşılaşabileceği riskler karşısında durumu yönetebilme becerileri öğretilmelidir. Çocuklara sokağın riskleri ve gelecekte kalıcı hasarlar bırakabilme ihtimalleri oyunlarla öğretilmelidir. Yapılan çalışmada çocuklara var olan sistemler hatırlatılmalı ve merkezlere davet edilmelidirler. Sokak çalışması kapsamında sokak yaşantısı olan çocuklara merkezin nasıl işlediği anlatılıp çocukların istemesi halinde çocuklar merkeze davet edilecektir. Çocuklara merkeze gelmeleri durumunda istedikleri zaman merkezden ayrılabilecekleri anlatılmalıdır. Daveti kabul etmemeleri durumunda çocuklarla merkeze istedikleri zaman gelip yemek yiyebilecekleri, duş alabilecekleri ve oyun oynayabileceklerini anlatılmalıdır. Merkeze daveti kabul eden çocuklarla ilgili merkezde ikinci basamak müdahale sistemine başlanmalıdır. İkinci basmak açık kapı merkezleri; bu merkezler sokakta yaşayan çocukların davet edileceği merkezler olacaktır. Çocuklar merkeze istediği an girip istedikleri an çıkabileceklerini net olarak bilmelidirler. Merkeze gelen çocukların temel ihtiyaçları karşılanıp istedikleri zaman uyuyabilecekleri veya oyun oynayabilecekleri anlatılmalıdır. Merkezde çocukların sevebileceği oyunların olması çocukları merkeze çekebilecektir. Merkezde çocuklara yönelik birden çok atölye olmalıdır. Bu atölyeler çocukların isteklerine göre oluşturulmalı ve çocuğun atölyeye girmesi isteğe bağlı olmalıdır. Atölye çalışmalarının amacı çocukların oyunlar içerisinde öğrenmelerini sağlamak olacaktır. Atölye istasyonlarından sorumlu profesyonel kişiler oluşturulmalıdır. Merkezde ayrıca psikolog ve sosyal hizmet uzmanı çocuğun istemesi ile bireysel görüşme yaparak çocuklara destek vermelidir. Grup görüşmeleri için de profesyoneller yer almalıdır. Merkezin en önemli özelliği çocuklar için bir cazibe merkezi olmasıdır. Bu sistem içerisinde yer alan çocukların ailelerinin bulunması ve aile ile çalışma yapılması için sosyal hizmet uzmanları devreye girmelidir. Soysal hizmet uzmanı aile ile yapılacak çalışmada aileye destek sağlamalı çocuk ve aile hakkında çalışmaları ortak yürütmelidir. Sisteme dahil olan çocuk merkezde sürekli kalmaya başladığı an üçüncü basamak modeline geçmelidir. Üçüncü basamakta çocukların merkeze uyum sağlaması ve sokak yaşantısını terk etmek istemesi ile başlar. Bu basamak iki farklı destek sistemi ile ilerler.

Birincisi aile destek sistemi. Sosyal hizmet uzmanının görev alacağı bu destek sisteminde aile ile çalışma başlatılır. Aile ile düzenli aralıklarla görüşme gerçekleştirilir. Aile ile çalışacak sosyal hizmet uzmanının aile danışmanı olması sürecin hızlanması için önemli bir etkendir. Aile çalışmasında aileye çocuklarla iletişim, aile içi ilişkiler, ekstrem durumlarda yapılacaklar gibi aile eğitimleri yapılmalıdır. Aile çalışmasının yanı sıra sosyal hizmet uzmanı merkezde çocuk ile ilgili çalışmalara da devam eder. Merkezde yer alan psikolog ile beraber takipleri yaparlar. Yapılan mesleki çalışmalar sonucunda çocuk aile ile yaşamak için aileye teslim edilebilir. Aileye teslim edilen çocuk için ekonomik destek sağlanır. Ancak çocuğun aileye teslim edilmesi uygun değilse veya çocuğun bir ailesi yoksa ikinci destek sistemi devreye girer. Bu destek sisteminde Aile ve Sosyal Hizmet Bakanlığı ile beraber çalışılmalıdır. Çünkü bu süreçten sonra çocuğun çocuk korunma statüsüne alınması gerekmektedir. ASHB çocuk koruma sisteminde çocuklarla ilgili var olan 3 sistemin birincisi kurum bakımı, ikincisi evlat edinme sistemi, üçüncüsü koruyucu aile sistemidir. Koruyucu aile sisteminde yer alan profesyonel koruyucu aile sisteminde özel olarak ilgilenmesi gereken çocuklara yönelik 2 farklı eğitim alan aileler çocukları teslim alabilirler. Çalışma yaptığımız ve sokak yaşantısını terk eden çocuk için profesyonel koruyucu aile sistemine entegrasyonu sağlanmalıdır. Mümkün olmaması durumunda ASHB  bağlı diğer hizmetler değerlendirilebilir.

Bu basamakların sonu olan takip sistemi en önemli evredir. Çalışmaya katılmış çocukların bir kısmının kurum bakımında iken yapılan mesleki çalışma ile aileye teslim edildiğini ancak bir süre sonra çocukların aile yanından tekrardan sokağa kaçtıkları verileri elde edilmiştir. Merkezden hizmet alıp sosyal hizmet kuruluşlarına, aileye veya koruyucu aileye dönen çocuklarla ilgili takip sistemi oluşturulmalıdır. Takip sistemi ilk üç ay iki hafta da bir sonraki zamanlar ise ayda bir şeklinde yapılmalıdır. Yapılacak takipler neticesinde çocukların sokağa yeniden düşmesinin önüne geçilir. .

Merkeze personeller nasıl seçilmeli sorusuna ise; merkezin çalışanlarının hepsinin profesyonel olması gerekmektedir. Seçimlerde bu işi yapmaya istekli, ekip çalışmasına uyumlu, hak odaklı çalışan meslek elemanları olmalıdır. Gönüllülük faaliyeti sivil toplum kuruluşlarının katkıları ile yürütülmelidir. Merkezlerin günlük işleyişi; merkezler 7 gün 24 saat usulüne göre çalışmalı ve çocukların uyuma odaları, banyo ve duş alanları, yemekhane, oturma odası, oyun odası, bahçe gibi kendilerini güvende ve rahat hissedecekleri yerler olmalıdır. Merkezlerde güvenlik görevlisi çalıştırılmamalıdır. Çünkü çocuklar özgür olmak isterler. Merkezler sokakta yaşayan çocukların yoğun olarak yer aldığı alanlarda olmalıdır. Çünkü çocuklar istediklerinde hemen gidebilecekleri yerler çocukları merkeze çeker. Merkezler bu sistemlerle çalışması durumunda sokakta yaşayan çocuklar sokakta yaşamaya devam etseler dahi temel ihtiyaçlarını karşılayacak yerler olacak, sokakta savunmasız şeklide uyuyan çocuklar uyumak istediklerinde güvenli alanda uyuyacak, yeme içme için insanlardan bir şey istemeyeceklerdir.

Öneriler

1. Önemli bir toplumsal problem olan sokak çocuklarında aile, anahtar konumdadır. Bu nedenle problemin çözümü hususunda ailenin esas alınması şarttır. Sokak çocuklarına yaklaşırken aile eksenlilik esas olmalıdır. Dolayısıyla aileler eğitilmeli ve onlara özellikle aile bilinci kazandırılmalıdır. Aile eğitilmeden çocuğun eğitilmesi mümkün görünmemektedir. Diğer tedbirler alınmalı, çözümler geliştirilmeli, ancak aileler, eğitime tabi tutulmalıdır. Ayrıca çocuklarını ihmal eden, istismara maruz bırakan, sokakta kalmalarına göz yuman aileler için gerekli hukuki yaptırımları sağlayacak düzenlemelerin de yapılması gerekir.

2. Sokak çocukları problemi, bir veya bir kaç kurum, kuruluş veya organizasyonla çözülemeyeceği gibi, ilgilenen birimler arasında işbirliği ve eşgüdüm olmaksızın da çözülemez. Bu bağlam da Baybur’ta Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü‘nün Üniversite, Belediye, Müftülük ve sivil toplum örgütleriyle sıkı ilişkiler kurması faydalı ve hatta elzemdir. Konunun bilimsel olarak araştırılması, ortaya konulması ve çözümlenmesi için özellikle Üniversiteyle işbirliği halinde olunması gerekir. Resmi kurum ve kuruluşların, bilim adamlarının çalışmalarına katkı sunacak bilgi, belge ve malzemeleri sağlamalarında kolaylık göstermeleri, bürokratik engeller çıkarmamaları şarttır. Ayrıca din kurumundan ve Diyanet İşleri Başkanlığı‘ndan da azami ölçüde yardım almak gerekir. Örneğin Camiler, gerektiğinde ek bir takım binalar da yapılarak sokak çocuklarının rehabilitasyonu, barındırılması, aileleriyle buluşturulması vs. bakımından işlevselleştirilebilir. Ayrıca 4 Temmuz 2006’da 26218 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Başbakanlık Genelgesinde (2006/17) belirtildiği gibi Diyanet İşleri Başkanlığı, gerek camilerde gerekse çeşitli toplantılarla sokak çocukları konusunda vaaz, hutbe ve konuşmalar tertip edebilir, çeşitli yayın faaliyetlerinde bulunabilir. Böylece dinin ve din adamının, suçu önleyici ve topluma kazandırıcı işlevlerinin sokak çocukları sorununun çözümünde değerlendirilmesi sağlanabilir. Bunlara ek olarak Diyanet, ya mevcut çocuk ve gençlik merkezlerinde veya kendi yaptıracağı merkezlerde çocuk ve gençlerin topluma kazandırılması için faaliyetler yapabilir. Şu da belirtilmelidir ki, topluma ve bu arada Bayburt halkına doğru dinî bilgi verilmesi de sokak çocukları sorununun çözümüne katkı sunacaktır.

3. Sokak çocuklarının kötü alışkanlıklar kazanmalarını ve topluma zararlı hale gelmelerini önlemek için  yapılması gereken en önemli hususlardan biri, hatta en önemli husus, sokağın temiz hale getirilmesi, madde kullanan çocukların rehabilitasyonu, yetişkinlerin bu konuda bilinçlendirilmeleri için de yetişkin eğitimine gereken önemin verilmesi şarttır.

 4. Anasınıfı uygulaması geliştirilmeli ve mümkün olduğu ölçüde yaygınlaştırılmalıdır.

5. Ekonomik bozukluk ve dengesizlik giderilmeye çalışılmalıdır. Bayburt ta kendini gösteren hızlı toplumsal değişimin de etkisiyle ortaya çıkan büyük zengin çok yoksul gibi iki zıt sınıftan çok yoksul olanların karşılaştıkları problemlerin kaldırılması ve özellikle de yoksulluğu giderici politikalar geliştirilmesi şarttır. Ailenin çocuklarına karşı görevlerini engelleyen yoksulluğun giderilmesi, sorunun çözümünde oldukça önemli bir yaklaşım olacaktır.

6. Bazı töresel algılama ve uygulamalardan kurtulunması için gerekli eğitimin ve ek tedbirlerin mutlaka alınması gerekir.

7. Bayburt’da yardımlaşma ve sosyal dayanışma bilinci yeniden kazandırılmalı, halkın ekonomik durumu iyi olanlarının kötü olanlara yardım etmesinin, sosyal bir zorunluluk olarak kabul edilmesi için gerekli eğitim faaliyetleri yapılmalıdır.

8. İlde bir yandan sosyal hizmetlerde çalışanların sayısı arttırılmalı, bir yandan da toplumun bütün kesimlerin sorun hakkında bilinçlendirilmesi için eğitimsel, sosyal ve kültürel faaliyet- ler yapılmalıdır.

9. Sosyal hizmetlerin bünyesinde mutlaka alan çalışmalarını yapabilecek doktoralı uzmanların istihdam edilmesi şarttır.

10. Çocukların korunması, bakımı ve rehabilitasyonu için gerekli hukuki düzenlemelerin yapılması ve kurumsal uygulamalara gidilmesi, sokak çocukları sorununun çözümünde çok önemlidir.

11. Sokak çocuklarından okula gidenlerin okulla ilişkilerinin takibi ve daha düzenli ve nitelikli hale getirilmesi, okula gitmeyen veya ara verenlerin okula dönmelerinin sağlanması için ne gerekiyorsa yapılmalıdır.

12. Sokak çocuklarının ve ailelerinin durumlarının tam ola- rak belirlenmesi de önemlidir. Maalesef bu konuda yeterli bilgiye sahip olduğumuz söylenemez.

13. Çocukların sokak insanı olmalarında en önemli etkenler- den biri göç ve buna bağlı uyum problemleri olduğu için plansız göçlerin yaptırılmaması, uyum mekanizmalarının sağlanması, işsizlik sorunlarının çözülmesi “Sokak Çocukları”nın Çocukların suç örgütleriyle ilişkilerinin kesilmesi de şarttır.

15. Çocukların sokaktan eve gitmeleri sağlanamadığı yerlerde tabir caizse sokakların evleştirilmesi, yani sokaklarda çocukların gece rahatça gidip kalacakları barınaklar yapılması mümkündür.

 

Sokağın çocukları sunumu

                  sokak ortamındaki çocuklar homojen bir grup değildir. Yaşı, cinsiyet, etnik köken, yöresel kimlik, millet, engellilik durumu, cinsel yönelim vb. Pek çok bakımdan farklı özellikler taşırlar. Bu çeşitlili de farklı deneyim, risk ve ihtiyaçların mevcudiyetine işaret etmektedir. Sokaklarda geçirilen sürenin miktarı ve tabiatı çocuktan çocuğa büyük farklılıklar arz etmektedir. Aile fertleri, topluluk mensupları, STK mensupları ve kamu görevlileriyle kurdukları ilişkilerin tabiatı ve düzeyi de birbirinden farklıdır. Bu farklılıklarda çocukların kurduğu ilişkiler sokakta hayatta kalmalarına yardımcı olabilir ve/veya uğradıkları ağır hak ihlallerinin devam etmesine neden olabilir. Çocukları kamusal alanda çalışma, sosyalleşme, eğlenme, dinlenme, barınma, uyuma, yemek yapma, yıkanma, madde kullanma veya cinsel eylemleri gibi çeşitli faaliyetler gerçekleştirmektedir. Çocuklar bu faaliyetleri kendi iradeleri dahilinde yürütebildikleri gibi başka çareleri olmadığından ya da diğer çocuk ve yetişkinlerin baskısı veya zorlaması sonucunda ifa ederler.

Sosyal hizmet mesleği, birey, grup ve toplulukların sosyal değişim ve gelişimi, insanların güçlendirilmesini ve özgürleştirilmesini destekleyen uygulama temelli bir disiplindir. Sosyal hizmetin çevresi içerisinde birey perspektifi çalışmamızın dayanağını oluşturmaktadır. Çocuklarla sosyal hizmet uygulaması sosyal hizmetin temel uygulama alanlarından biridir. Çocuklarla ilgili sosyal hizmet uygulamalarında sokakta yaşayan çocuklar sorununa sosyal hizmet perspektifi içerisinde sorun, sorunun nedeni ve sorunun çözümüne ilişkin değerlendirmelerde bulunulacaktır. Bu çalışma sokak yaşantısına itilmiş çocukların aileleri, hizmet aldıkları sosyal hizmet kuruluşları, sokakta yaşarken karşılaştıkları sorunları çocukların kendi anlatım ve Sosyal Hizmet Mesleğinin Genelci Yaklaşımı ile işlenen bu çalışmada Bayburt ilinde aktif olarak sokakta yaşayan çocukların sokak, aile ve sosyal hizmet kurumları deneyimleri incelenmiştir. Sokakta yaşayan çocuklar aile bağları zayıf olan veya aile bağı olmayan bir gruptur. Bu sebeple de bu çocuklara Çocuk Koruma Kanunu gereğince bakım tedbir kararı alınabilir. Bakım tedbir kararına ihtiyaç duyulmaması durumunda ise çocuklar aileye teslim edilebilir. Bakım Tedbir Kararı bulunup sokakta yaşayan çocuklara yönelik hizmetler Aile ve Sosyal Hizmet Bakanlığına bağlı Çocuk Destek Merkezleri tarafından verilmektedir. Ancak sokakta yaşayan çocukların Çocuk Destek Merkezlerinde kalmak istemedikleri ve sokağa yöneldikleri görülmektedir. Çocuklar Çocuk Destek Merkezlerine 5395 Çocuk Koruma Kanuna gereğince bakım tedbiri kararı alınarak yerleştirilirler. Çocuk Destek Merkezleri suça sürüklenen, sokakta yaşayan çocuklara psiko-sosyal destek hizmeti sunmaktadır. Sokakta yaşayan çocuklar kurumda kalmamaları ve aile desteğinden yoksun olmaları nedeni ile risk altında bulunmaktadırlar. Çocuklar aile yanında yaşaması gereken gruplardır. Aile desteği alamayan çocuklar sokak yaşantısına yönelebilirler. Sokakta yaşayan çocuklar aile ve sosyal hizmet kurumlarından destek almamakta veya almak istememektedirler. Sokakta yaşayan çocuk aile, toplum ve kamu kurumu gibi destek sistemlerinde yoksun olarak yaşadıkları için destek mekanizmalarına hiçbirine sahip olamamaktadırlar. Destek sistemine sahip olamayan çocuklar sokakta yaşayabilmek için kendi iç destek sistemini oluşturabilmektedir. Kontrolden uzak bir yaşam tarzı benimseyen çocuklar sokakta her türlü ihmal ve istismara maruz kalmaktadırlar.  Sokakta kendi yaşam alanlarını kuran çocuklar yaşam alanı olarak sokakları benimsemişlerdir. Bu durum çocukların destek sistemlerinde yararlanmasına engel olmakta aynı zamanda benimsemiş olduğu yeni yaşam tarzı nedeni ile destek sistemlerinde tekrar faydalanmasının önüne geçmektedir. Toplumsal olarak sokakta yaşayan çocuklara karşı bir korku ve önyargı yer almaktadır. Bu korku ve ön yargılar çocukların yeni bir sosyal hayata adapte olmasına engel olmaktadır. Bu sürecin daha iyi işletilebilmesi için çocukların durumlarına uygun bir model uygulanması zorunluluk göstermektedir.  Literatür taramalarında sokak çocuğu çatı kavramı kullanılmakta ve bu kavramın alt başlığından biri olan sokakta yaşayan çocuklar başlı başına incelenmesi gereken bir olgudur. Sokak çocukları çatı kavramında sokakta yaşayan ve sokakta çalışan çocuklar yer almaktadırlar. Sokakta yaşayan çocuklar aile ve sosyal hizmet destek sistemlerinden yoksun olarak yaşadıkları ve sokakta yaşama nedenlerinin kendi yaşam alanı olarak sokağı benimsemeleri olduğu, sokakta çalışan çocukların ise aile desteklerinin olduğu ve sokaklardaki temel amaçlarının yaşamak değil para kazanmak olduğu düşünülmektedir. Bu çalışmada sokakta yaşayan çocukların yaşamlarına ilişkin sundukları çözüm önerilerinin dikkate alınacaktır. Çalışma boyunca çocuklara en iyi sistemin ne olduğu sorulmuştur. Çocukların bu soruya cevapları olmasa dahi hali hazırda uygulanan sistemin doğru olmadığı çalışmada kendini göstermiştir. Uygulanan sistemin çözüm üretmemesi nedeni ile uygulanması planlanan sistemin politikaya dönüştürülmesi gerekmektedir. Bu bağlamda çalışmada sokakta yaşayan çocuklara çocukların kendi anlatımlarından yola çıkarak yeni model önerilmesi düşünülmüştür. Böylece yapılan bu çalışma sokakta yaşayan çocuklara yönelik uygulanması en iyi olan sosyal hizmet müdahale planını sistemli hale getirmesine katkı sağlanması düşünülmektedir. Çocukların self determinasyon hakkı konusunda etik tartışmalar bulunmaktadır. Özellikle sokakta yaşama isteği bulunan çocuğun bu isteğinin self determinasyon ilkesi bağlamında düşünüldüğünde etik açıdan cevaplanması zor bir soru gibi görünebilmektedir. Unutulmaması gereken bir durum var ki o da çocukların kendilerini özgür hissettikleri tek yerin sokak olduğudur. Ancak çocukların neden kendilerini sadece sokakta özgür hissettiği önemli bir sorudur. Bu bağlamda yapılan bu araştırma sokakta yaşayan çocukların sorunlarına ve bu sorunlara çocukların bulundukları yerden yapılan gözlem ve görüşmelerin etkisi ile sorunların çözümüne katkı sağlayacaktır.

                  Evden kaçan, sokakta yaşayan, suç işleyen, suça maruz kalan çocuklar sadece kendi ailelerine problem yaratmazlar, yaşadıkları çevrenin genel düzenine de zarar verirler. Suç işleyen bu çocuklar arkalarında birçok mağdur bırakırlar. Ör. Başkalarına malını gasp edebilir ya da kullandıkları uyuşturucu maddenin etkisiyle başkalarının canına, malına ve ırzına tecavüz ederler. Bu şekilde, bir taraftan suça maruz kalanlar mağdur olurken öte yandan, uyuşturucu bağımlısı olan çocukların da bağımlılığı beraberinde getireceği sağlık sorunları nedeniyle devlete yük olmaları söz konusu olur. Suç işleyen çocuk yakalanınca, onun soruşturma ve kovuşturmasının yapılması tutuklanması, ÇES’lere alınması veya tedavi olacağı merkezlere gitmesi de devlete pahalıya mal olmaktadır. Hele hele bu çocukların yarının yetişkin suçları olacağı düşünülünce zararın faturası kat kat artar. Bu nedenle evden  kaçan, suç işleyen ve suça maruz kalan çocukların yeniden topluma kazandırmaları için gerekli tüm mekanızmaların kullanılması gerekir.

                  Sokakta yaşayan çocuklar sorunu birçok sosyal problem gibi çözüm üretilmesi gereken bir meseledir. Bu problemin sorunun araştırılması, çözüm üretilmesi anlamında sosyal hizmet mesleği en temel meslek grubudur. Sosyal Çalışma Görevlisi  soruna ilişkin diğer meslek grupları ile ortak çalışmalar yürütmeli ve vakanın yöneticisi konumunda bulunmalıdır. Sokakta yaşayan çocuklar sokağa yönelme nedenlerini, sokağa yöneldiklerinde sosyal hizmet kurumlarının hangi düzeyde müdahalede bulunduğu, çocukların sokakta kalmaya devam etmelerinin nedenlerini, çocukların sokak yaşantısından uzaklaşmalarının yollarının incelenmesi elzem bir durumdur.

Sosyal hizmet mesleğinin sokakta yaşayan çocuklara ilişkin müdahale düzeyin neler olduğu, var olan müdahale sisteminde eksiklik olması durumunda hangi düzeyde problemlerin olduğu ve çözüm önerileri geliştirmesi gerekmektedir.Sokakta yaşayan çocukların yaşam alanı olarak kabul ettikleri yer olan sokakta çocukların kendi anlatımlarıyla sokağa yönelmelerinde ailenin etkisi, bu etkinin çocuk üzerinde bırakmış olduğu izleri, sokağa yönelmelerini hızlandıran etmenler, sokakta yaşadıkları sorunlar, sokakta yaşayan çocuklarla ilgili yapılan çalışmalar, çocuklar ile ilgili sosyal hizmet müdahale yöntemlerinin neler olduğu verilerini betimlemek amaçlamıştır. Ayrıca çalışmada sokak çocuğu kavramının alt başlığı olan sokakta çalıştırılan çocuk ve sokakta yaşayan çocuklara arasındaki farkların neler olduğu ve bu konu hakkında yazılan araştırmaların neler olduğu hedefi bulunmaktadır. Araştırma neticesinde çocukların sokağa yönelme nedenlerinin bulunması durumda çocukların sokağa yönelmelerini önlemek için uygulanması gereken yöntemlerin neler olduğu ve sokakta yaşayan çocukların sokakta yaşamalarına son verip uygun bir sosyal hizmet müdahale planı oluşturulması amaçlanmaktadır.

Çocuklar, yaşamlarını destekle sağlayan savunmasız bir grupturlar. Çocukların yaşamlarını idame ettirebilmeleri için biyolojik ebeveynlere, sonradan oluşan ebeveynlere, okullara, sosyal çevreye ihtiyaç duymaktadırlar. Çocuklar, yaşamlarını destekle sağlayan savunmasız bir gruptur ve yaşamlarını idame ettirebilmeleri için biyolojik ebeveynlere, sonradan oluşan ebeveynlere, okullara, sosyal çevreye ihtiyaç duymaktadırlar. Çocuklar özellikle ebeveynlere ihtiyaç duymaktadırlar. Yaşamları ilk olarak ebeveynlerin yanında başlar veya ebeveyn yoksa yeni bir ebeveyn veya sosyal hizmet kurumlarında başlar. Sokakta yaşayan çocuklar ebeveyn, okul, sosyal hizmet kurumlarından uzak bir durumdadırlar. Sokakta yaşayan çocukların tüm bu sistemlerden uzak kalmasının birden çok nedeni olabilmektedir. Ancak Türkiye’de ve Dünya’nın bir çok yerinde Çocuk Koruma Sistemi olmasına rağmen sokakta yaşayan çocuklar sorunu halen varlığını sürdürmektedir. Sokakta yaşayan çocukların sokakta yaşamakta iken birçok problemle karşılaşmakta ve bu problemlere karşı kendi imkânları ile karşı durmaya çalışmakta veya karşı duramamaktadırlar. Sokakta yaşayan çocuklar karşılaştıkları problemlere rağmen sokakta yaşamaya devam ettikleri bilinmektedir. Çalışmada çocukların sokakta yaşamaya devam etmelerinin nedenleri, aile ve sosyal hizmet kurumları ile ilişkileri tespit edilmelidir.

 

 

 

Bu İçeriği Paylaş

İlgili İçerikler

Yorum bırakın

Adınız yayınlanır, e-posta adresiniz gizli kalır. Mesajınız editör onayından sonra görünür olacaktır.